Nüfusumuzun artmasını engellemek zararımızadır

Yayın Tarihi: 24/09/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Türkiye'nin Kıbrıs üzerinde etkili olmasını istemeyenler, 1878'den başlayarak, çeşitli yöntemlerle Rum nüfusun artması ve bizim nüfusumuzun da azalması için yoğun, bilinçli ve çok profesyonelce çalışma içinde bulunmaktadır.

Bu çerçevede İngiliz müstemleke yönetimi döneminde,ekonomik baskılar sonucu bir çok Tür, anavatana göç etmiştir.Binlerce genç kızımız da Araplara verilmiştir.

Öte yandan, birinci ve ikinci dünya savaşlarında, Ege adalarından on binlerce Yunanlı İngilizler tarafından adamıza getirilip yerleştirilmiştir.

Ayrıca İngiliz yönetiminin planlı ve bilinçli uygulamaları sonucu, şehirlerden uzakta olan köylere okul açılmaması nedeniyle, Türkler çocuklarını Rum okullarına göndermek zorunda bırakılmış.Köylere imam atanmaması nedeniyle cenazeler papazlar tarafından kaldırılmıştır.Bu bilinçli uygulama sonucunda da,bazı karma köylerdeki Türkler önce dillerini, sonra dinlerini ve daha sonra da Türk kimliklerini kaybederek Rumlaşmıştır.

Ben şahsen görevim esnasında Tapu kayıtlarında ikinci adı Türk ismi olan bir çok Rum bulunduğuna tanık oldum.

1963 yılından sonra ise, güneye giden tüm Yunan asıllılara, hiç zorluk çıkarılmadan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı veriliyor.Sonuçta güneydeki yönetim, nüfus üstünlüğünü daha da güçlendirmekte.

KKTC'deki hükümetler ise,sanki Rum ulusal davasına katkıda bulunmak istercesine, mantık dışı, dayanıksız gerekçelerle ve ideolojik saplantılarla, kuzeyli soydaşlarımızın ülkemizde yerleşmesini zorlaştırmakta, yerleşenlerin bile kaçmasını sağlamaktadır.

Hatta KKTC'de doğan ve doğal olarak buranın vatandaşı olması gerekenlere bile vatandaşlık verilmiyor.

Sonuçta Rumlar nüfus üstünlüklerini nedeniyle, tüm adanın sahibi olduklarını ileri sürüyor.

Ancak Anavatanımızın,Rum-Yunan isteklerini kabul ederek adadaki haklarından vazgeçmesi düşünülemez. Çünkü Kıbrıs,Türk halkı ve Türkiye için de önemlidir. Her şeyden önce Kıbrıs 1571'de yüz binlerce şehit verilerek alınmış ve o zamandan beri burada bir Türk halkı yaşamaktadır. Kıbrıs topraklarının mülkiyetinin önemli bir kısmı da vakıflara aittir.

Adadaki nüfus oranı ise, tarih boyunca sürekli olarak değişmiştir.Örneğin 1771'de Türk halkının 47000 olmasına karşın, Rumlar 37000 idi(Kyprianu, 1960 statistics of Cyprus)

Bu bakımdan, nüfus oyunları ile Kıbrıs'ın tümünün Rum egemenliği altına sokulmasına Türkiye'nin seyirci kalması beklenemez.

Halen Rumlar, nüfus üstünlüklerine dayanarak kuzeyde de hak talebinde bulunduklarına göre, Türk tarafı olarak bizim de KKTC'deki nüfusumuzu artırmamız ve böylece onların tezlerini zayıflatıp etkisiz duruma getirmemiz gerekir.

Yoksa asayiş veya çeşitli gerekçelerle KKTC'deki nüfusumuzun artmasını engellemek, ulusal davamıza yapılabilecek zararların en büyüğüdür.

Hele sapık ideolojik saplantılar nedeniyle, Kıbrıslılık kimliği altında Rumlarla bütünleşmek istediği için kuzeyli soydaşlarımızın artmasına karşı çıkanlar, Türk halkının Rum çoğunluk içinde eriyip kaybolmasına hizmet etmektedir.

Hükümetimizin halen ülkemizde yaşayanları bile barındırabilecek durumda olmadığını, bu nedenle de başka nüfus gelmesinin doğru olmayacağını ileri sürenlerin de samimi ve haklı olduğu kabul edilemez.

Çünkü kuzeyli soydaşlarımızın hizmet ettiği iş alanlarında, bizim vatandaşlarımız çalışmıyor.Nitekim son yıllarda ülkemizden kuzeyli soydaşlarımızın ayrılması ile ortaya çıkan düz işçi boşluğu,uzak doğulular ve Afrikalılar tarafından doldurulmuştur.Halen de iş piyasasında düz işçi sıkıntısı bulunmaktadır.

Seçme - seçilme irademizin elimizden alınacağını ve kültürümüzün yok olacağını ileri sürerek kuzeyli soydaşlarımıza vatandaşlık verilmesine karşı çıkan kişi, kuruluş ve siyasilerin, tek vatandaşlık ilkesi ile bizden 3 -4 misli daha fazla olan Rumlarla birleşmemizi ve yöneticileri de birlikte seçmemizi savunduğu ve ayrı seçme seçilme hakkımızdan feragat ettiği de unutulmamalı.

Ayrıca bu kesim, halen ülkemizde çalışan ve bizimle hiçbir benzer tarafı bulunmayan uzak doğulu ve Afrikalı göçmenlere de hiç dil uzatmıyor.

Bu iki örnek, kuzeyli soydaşlarımıza vatandaşlık verilmesine karşı çıkanların gerçek amaçlarının, kuzeydeki Türk varlığının artmasını engellemek olduğunu kanıtlamaktadır.

Yeni vatandaşlık verilmesinin asayiş sorunlarına yol açacağından endişe ediliyorsa,bunun da çaresi vardır.Suç işlemeleri durumunda, vatandaşlıkları iptal edilebileceği koşuluna bağlanabilir.

Kuşkusuz tarih bugün hatalı uygulamaları ile Rumların elini güçlendirenleri hak ettiği sıfatla anacaktır.

Fakat nüfusumuzun artmasının engellenmesi Kıbrıs Türkü yanında, anavatanın çıkarlarına da zarar vermektedir.Bu nedenle artık anavatan yetkilileri, KKTC 'deki hatalı nüfus politikası ile davamıza daha fazla zarar verilmesine seyirci kalmamalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.