Geçmişe takılıp kalamamalıyız

Yayın Tarihi: 23/12/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Dünyada ve yaşamımızda koşullar devamlı değiştiğine göre, hiçbir nedenle geçmişe takılıp kalmamalıyız.

Fakat ayni sıkıntılarla karşılaşmamak için de,geçmişi bilmemiz ve yaşananlardan da gerekli dersleri almalıyız.

Küçük bir adada artık geçmişte yaşanan acıları, çekişmeleri bir yana bırakarak karşılıklı iyi ilişkiler içinde bir arada yaşamamız gerekmektedir.

Çünkü geçmişte yaşanan deneyimler, her iki toplumun da tüm beklenti ve isteklerinin gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağını göstermiştir.

Kıbrıs'ın Osmanlı Türklerinden, İngilizlerin eline geçmesinden sonra Rumlar, anavatanları Yunanistan'la birleşmek için mücadele başlatmıştır. Güneydeki yetkili siyasilerin açıklamalarından,halen bu idealin terk edilmediği anlaşılıyor.

Türk tarafı ise, adanın Osmanlılardan İngilizlerin eline geçmesinden sonra, sürekli olarak baskı ve saldırılara uğramış ve göç etme zorunda bırakılmıştır.

1771'li yıllarda Kıbrıs'taki taşınmaz malların çoğu Türklere ve Evkafa ait idi.Nüfus üstünlüğü de Türklerin elinde bulunuyordu.

İngiliz yönetimi döneminde çeşitli yöntemlerle Türklerin ve Evkafa ait taşınmaz malla, Rumların üzerine tapulandı.Baskılarla Türkler göç ettirilmiş ve nüfus üstünlüğünün de Rumların eline geçmesi sağlanmıştır.

1950'li yıllarda ise Rumlar Türklere karşı silahlı saldırılar başlatmış ve karma köylerden ayrılmasını sağlamıştır.

Daha sonra kurulan 1960 Ortaklık Cumhuriyeti'nde de Rum tarafı yine hakimiyetçi tutumunu sürdürmüş, anlaşmanın uygulanmasını engellemiş ve 1963'de ise tek yanlı olarak yönetime el koymuştur.

Ortaklık yönetimine el koyması yanında Türk halkını silahlı abluka altına alarak,adeta açık hava hapishanelerinde yaşatmış, 103 köyden göç ettirmiş, tüm Türk yerleşim yerlerine silahlı saldırılarda bulunmuş ve bir çok masum ve silahsız soydaşımızı yollarda, işinde çalışırken kaçırarak katletmiştir.

Rumların 1974'de Türklere karşı genel silahlı saldırı başlatması, bir çok masum kişiyi katledilmesi ve Kıbrıs Yunan Cumhuriyetini ilan etmesi nedeniyle,Türkiye haklarımızı korumak ve katledilmemizi önlemek amacı ile,anlaşmalardan kaynaklanan müdahale hakkını kullanmak zorunda kalmış ve her iki halkın da barış içinde yaşamasını sağlamıştır.

Gerek 1950'i yıllarda, gerekse 1963-1974'de Rumlar, yaşlı, kadın ve çocuk farkı yapmadan sırf Türk oldukları için, bir çok soydaşımızı katletmiştir.Ambargolarla da çok kötü koşullarda yaşamamıza sebep olmuştur.

Kıbrıs Türk halkı olarak biz, Osmanlı döneminden başlanarak hiçbir zaman Rumlara saldırmadık.Sadece onların bize saldırması karşısında kendimizi korumağa çalıştık.

Geçmişteki tutumları ve halen yaptıkları açıklamalar dikkate alındığı zaman da, bizimle ortaklık kurmak istek ve niyetleri bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Buna rağmen Türk tarafı olarak,anlaşmak için masada beklemekte ve makul bir çözüm gerçekleştirilmesini istemekteyiz.

Fakat bir anlaşma yapılabilmesi için iki tarafın da istekli, niyetli,kararlı olması, aşırı ve özellikle de tek yanlı hakimiyetçi görüşleri terk etmesi kaçınılmazdır.

Türk tarafı olarak bizim yüz binlerce şehit kanı ile sulanmış Kıbrıs'ın büyük bir kısmının Rumların elinde olmasını anlayışla kabullendiğimiz gibi, onlar da kuzeydeki bölgenin bizim kontrolümüzde olmasını kabul etmeli.

Rum komşularımız geçmişte yaşanan olaylardan, gerekli dersi almalı, geçmişe takılıp kalmamalı ve adanın tümüne hakim olabileceği idealinden vazgeçmelidir.

Acı çektirilen, hakkı yenen, zarara uğratılan ve mağdur edilen taraf olmamıza, üstelik Rum tarafının geçmişteki olumsuz siciline rağmen, biz yine de makul bir anlaşma yapılması ümidi ile masada beklemekteyiz.

Komşumuz da artık adanın tümünü ele geçirmesinin mümkün olmadığını kavramalı ve boşuna zaman kaybettirmekten vazgeçerek, makul bir çözümü kabul etmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.