Çözüm için gerçekler dikkate alınmalı

Yayın Tarihi: 06/01/15 12:29
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Rum tarafının görüşmelerden ayrılması ve yeniden masaya dönmesi için Türkiye tarafından da yasal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmak koşulunu öne sürmesi, sorunun bugüne kadar iki nedenden dolayı çözümlenemediğini yeniden ve açık bir şekilde gözler önüne sermiştir.

Bu nedenler ise:

1.Güneydeki yönetimin, 1960 iki toplumlu ortaklık yönetimi olan yasal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması;

2.Kıbrıs'ın 3/4'ünü ele geçiren Rumların, adanın tümüne sahip olmak amacında olmasıdır .

Gerçekte 1960 ortaklık yönetimi olan Kıbrıs cumhuriyetini yıkan Rum tarafının, 1964'de birleşmiş Milletlerde yasal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul edilmesi yanlışı,sorunun çözümünü zorlaştırmış,hatta çözüm şansını ortadan kaldırmıştır.

Çünkü güneydeki yönetim,yasal Kıbrıs Cumhuriyeti tanındığına, üstelik tüm adanın egemen devleti olarak kabul edildiğine göre,Rum tarafının sahip olduğu yetkileri bizimle paylaşmasını gerektirecek hiçbir neden kalmamaktadır.

Zaten yaklaşık yarım asırdan beri Kıbrıs sorununun çözümü için hazırlanan tüm anlaşma seçeneklerini Rum tarafının kabul etmemesi ve sorunun askıda kalmasının nedeni de, güneydeki yönetimin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması ve adanın tümünü ele geçirebilecek umudunda olmasıdır.

Rumların, Kıbrıs cumhuriyeti unvanı, etkisiz duruma getirilmediği süre, bundan sonra da Türk halkının varlığının sürdürülmesine olanak verecek makul bir anlaşma yapılması mümkün olmayacaktır.

Bu nedenle Rumların makul bir çözümü kabul etmelerinin sağlanması için tek çıkar yol,ellerindeki Kıbrıs cumhuriyeti kozunun etkisini ortadan kaldırmaktır.

Bunun için de KKTC uluslar alanda tanıtılmalı ve Rum tarafına adanın tek hakimi olmadığı fiilen gösterilmelidir.

Zaten Kıbrıs'ta birleşik bir yönetim istendiğine göre, bunun iki eşit taraf arasında yapılabileceği göz ardı edilmemeli.

Rum liderlerin açıklamalarından da açıkça anlaşıldığı gibi, Türkiye dışında bütün dünya tarafından adanın tek hakimi olarak kabul edildikleri için, Türkler ile ortaklık kurmağa yanaşmıyorlar.

Kuşkusuz bu durumda kendi devletimizden vazgeçmemiz ve Rumların hakim olduğu yönetime katılarak azınlık olmayı kabul etmemiz söz konusu olamayacağına göre, görüşmelerden sonuç alınması da mümkün olmayacaktır.

Aslında Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti unvanına sahip olduğu için şimdiye kadar bir anlaşma yapılamadığını tüm ilgili taraflar da bilmektedir.

İngiltere eski dış işleri Bakanının bile Kıbrıs sorununun iki ayrı yönetimin tanınması durumunda mümkün olabileceğini açıklaması,aslında batılıların da gerçekleri bildiğini ortaya koymaktadır.

Ancak Türkiye'nin Ege ve batı Akdeniz'de olduğu gibi, doğu Akdeniz'de de kontrol altında tutulmak istenmesi nedeniyle,adanın Rumların ve dolayısı ile batılı emperyalistlerin kontrolü altında bulunması istenildiği için, gerçekler göz ardı ediliyor.

Bu durumda da artık, Türkiye'nin daha fazla sabretmesinin hiçbir yararı bulunmamaktadır.Bu nedenle, masada zaman kazanılmasına daha fazla izin vermemeli.

Anavatan Türkiye gerçek dost ülkelere sorunun çözümü için tek çıkar yolun, KKTC'nin tanınması olduğunu anlatmalı ve tanımalarını talep etmeli.

1974 harekatı ile her iki halka da barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayan Türkiye, şimdi de KKTC'nin tanınmasını sağlayarak, oldukça uzayan Kıbrıs sorununun çözümlenmesini sağlamalı.

Aksi halde Rum tarafı sahip olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti unvanı nedeniyle adanın tümünde egemen olmasını sağlayamayacak hiçbir çözüm seçeneğini kabul etmeyecek.

Böylece sorun askıda kalacak ve şimdiye kadar hep hakkı yenen, zarara uğratılan ve sıkıntı çektirilen Türk halkı mağdur olacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.