Vilayetleşme masalı ve ikiyüzlülük

Yayın Tarihi: 31/03/15 14:05
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk halkı içinde, KKTC - TC düşmanlığı ve Rum – batılı emperyalist sempatizanlığını ilericilik ve barışseverlik olarak gösteren bir kesim,halkımızın dışa açılması, refaha kavuşturulması amacı ile anavatan Türkiye'nin bize el uzatmasını ve yardım etmesini,vilayetleşme olarak tanımlamakta,kötülemekte ve engellemeğe çalışmaktadır.

Öte yandan da bu kesim; Rum'a yamalanmamızı istiyor,savunuyor, destekliyor ve bunun propagandasını yapıyor.

Kuşkusuz bu bilinen kesimin, samimi olduğu ve halkımızın iyiliğini istediği düşünülemez. Çünkü bu kesimdeki ilerici! Ve barışsever! kişiler:

KKTC'nin yaşatılıp kökleşmesini istememekte ve bunu da hiç gizlemeden, her fırsatta ortaya koymaktadırlar;

Rum çoğunlukla birleşmemizi savunuyorlar ve bunu gerçekleştirmek için de canla başla uğraşıyorlar;

Anavatanın yardımlarını kötülemelerine karşın, Avrupa Birliğinin KKTC'deki yardım faaliyetlerini iç işlerimize karışma olarak kötülemiyor;

TFF'nun ülkemizde şube açmasına karşı çıkmalarına rağmen, öte yandan KTFF'nun güneydeki KOP'a yamalanmasını savunmakta ve desteklemektedirler.

KKTC ile Anavatan arasında spor alanında işbirliği anlaşması yapılmasına karşı çıkılması ve bize hiçbir şey kazandırmayacağı şimdiden belli olan KTFF'nun,Güneydeki yönetimin sporla ilgili kuruluşu olan KOP'a üye olmasının desteklenmeleri ibret vericidir.

Kısaca belirtmek gerekirse bu bilinen kesimin, Rum çoğunlukla birleşmemizi savunması, öte yandan da anavatanla bütünleşmemizi kötülemesi, çelişkili ve halkımıza karşı düşmanca bir davranıştır.

Çünkü her şeyden önce Kıbrıs Türk halkının sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olabilmesi, refah içinde, can ve mal kokusu olmadan özgürce ve kendi kimliği ile yaşaması önemli ise,bunun sadece anavatanla birleşmemiz ile mümkün olabileceği inkar edilemez.

Eğer kimliğimizin kaybetmememiz gerekçesi ile Rumlarla birleşmemiz isteniyorsa, bu da tutarsızlıktır.Çünkü asıl bizden farklı olan Rumlarla birleşmemiz durumunda, kimliğimizi kaybederek çoğunluk arasında kaybolacağız.

Hele, irademizin elimizden alınacağı safsatası ile Türkiye ile birleşmemize karşı çıkılıp Rum'la birleşmemizin istenmesi de asıl softa şaşırtmasına benzer.Çünkü bu kesimi temsil eden siyasilerin, toplumlar arası görüşmelerde ayrı seçme ve seçilme hakkımızdan vazgeçmemizi kabul ettiği biliniyor.

Ayrıca dili, dini,ulusal kimliği bizden farklı olan, bize düşman gözü ile bakan Rumlarla birleşmemizi savunmaları, öte yandan da ayni kökene sahip olduğumuz ve hiçbir karşılık beklemeden, bize her türlü yardımı yapan ve dünyada tek dayanağımız olan Türkiye ile birleşmemizi kötülenmeleri, çelişki olması bir yana, çıkarımıza bir tutum olarak da kabul edilemez.

Aslında akılcı ve gerçekçi bir değerlendirme yapılması durumunda, mümkün olup olamayacağı bir yana, Kıbrıs Türk halkının dili, dini, ulusal kimliğini kaybetmeden varlığını sürdürmesini sağlayabilecek en güvenli, sürdürülebilir ve en isabetli çözüm seçeneği Türkiye ile bütünleşmektir.

Zaten, halen Türkiye'nin koruması ve her türlü maddi manevi destek ve yardımı sayesinde can ve mal korkusu olmadan, kendi yönetimimiz altında özgürce yaşama olanağına sahibiz.

Ayrıca Türkiye'nin olanak ve yardımı sayesinde ulaşım, haberleşme ve diğer dış temas ve dış dünya ile ilişki kurabildiğimiz de biliniyor.

Ülkemizde istihdam edilemeyen gençlerimize de sadece Türkiye'nin kucak açtığı ve istihdam olanağı sağladığı da göz ardı edilemez.

Türkiye'nin adadan ayrılması durumunda da, başta kendi kendimizi yönetme olanağımızın ve halen tüm kazanımlarımızın elimizden alınacağı ve azınlık durumuna düşürüleceğimiz aşikardır.

Öte yandan geçmişte yaşanan acı olaylar, Rum çoğunlukla hiçbir dönemde samimi ilişkiler içinde olmadığımızı, sürekli olarak sürtüşme ve rekabet içinde olduğumuzu, yaşanan dönemde de uyguladıkları ambargo ve açıklamaları nedeniyle, bizimle samimi işbirliği yapmak istemediklerini göstermektedir.

En son Rum çiftçiler Birliği başkanının, ekonomik kalkınmamızı sağlayabileceği gerekçesi ile, Türkiye'den su getirilmesinin engellemesi için,Rum yönetiminden uluslar arası girimlerde bulunmasını istemesi, bize karşı dostça duygular beslenmediğini kanıtlayan somut bir örnektir.

Tüm gerçeklere rağmen hala daha güneyle birleşmek için can atan, öte yandan da tek dayanağımız ve destekçimiz olan Türkiye ile birleşmemizi kötüleyenlerin, Kıbrıs Türk halkının çıkarını istediği kabul edilemez.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.