Gerçekler dikkate alınmalı

Yayın Tarihi: 30/06/15 13:54
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Halen sürdürülen toplumlararası görüşmelerin olumlu sonuçlanması ve bir barış anlaşması yapılması, herkesin en öncelikli isteklerinden biridir.

Yalnız yapılacak barış anlaşmasının, Kıbrıs'taki varlığımızı özgürce, can ve mal korkusu içinde olmadan sürdürmemize olanak vermesi gerekir.

Sırf yabancıları memnun etmek veya erken zamanda bir anlaşma yapılabilmesi düşüncesiyle,karşı tarafın isteklerine boyun eğilmesi ve halkımızın zamanla azınlık durumuna düşürülmesine zemin hazırlayacak bir anlaşmanın kabul edilmesi K. Türk halkına yapılabilecek kötülük ve zararın en büyüğüdür.

Henüz hafızalarımızdan silinmeyen acı olaylar, gerçekler ve Yunan – Rum ikilisi ile onların daimi destekçilerinin tutumu,yapılacak barış anlaşmasında aşağıdaki gerçeklerin kesinlikle göz önünde bulundurulmasını gerektirir.

1.Bosna Hersek ve 1963-74 döneminde adamızda yaşanan trajedi, uluslararası toplumun, yabancı devletlerin ve Birleşmiş Milletlerin çatışmaları önlemekte ve masum insanların katledilmesini önlemede, etkili ve başarılı olmadığı kanıtlanmıştır.

Bu acı deneyim,Türkiye dışında hiçbir ülke ve uluslar arası kuruluşların garantilerine güvenilemeyeceğini göstermektedir.

2.1960 cumhuriyetine şiddet kullanarak el koyan Rum tarafının, cezalandırılmaması, aksine Kıbrıs Cumhuriyetinin yasal temsilcisi olarak tanınarak ödüllendirilmesi,uluslararası toplumun ve kuruluşların haklı ile haksızı ayırt etmediğini, mağdur olanı korumadığını göstermektedir.

3.Annan planını kabul etmemiz nedeniyle, bize uygulanan haksız ambargoların kaldırılmasını da içeren BM genel sekreterinin hazırladığı raporun yok sayılması, bu kuruluşun da sadece 5 daimi üyenin çıkarları ve güdümü doğrultusunda hareket ettiğini kanıtlamaktadır.

4.1960 ortaklık cumhuriyetinin sadece 3 yıl yaşatılabilmesi ve Rumların bu yönetime tek yanlı olarak el koyması, yeni yapılacak bir barış anlaşmasında, ayni durumun tekrarlanması halinde, Türk tarafının yine devletsiz kalmaması için kendi yönetimini kurabilme hakkına sahip olacağı koşulu konmalıdır.

5.Rumların 1960 anlaşmasında devlet kuruluşlarında memurların 70-30 oranında olması gibi bizi koruyucu bir çok maddenin uygulanmasını engellemesi, yazılı taahhütlerine uymadıklarını göstermektedir.Bu nedenle yeni yapılacak barış anlaşmasında böyle durumlarda ne yapılabileceği belirtilmelidir.

6. Halen Irak ve Suriye'de yaşayan Türklerin katledilmesi ve Türkiye'nin de bu barbarlıklara müdahale edememesi,anavatanın sınırları dışında bulunmamın ve koruması altında olmamanın, ne kadar riskli ve büyük felaketlere sebep olacağının kanıtıdır.

1963 Rum silahlı saldırıları ve katliamları karşısında Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak gelip bizi kurtarmasının 11 yıl önlenmesi, yazılı garantilerin güvenliğimizin sağlanması bakımından etkili ve yeterli olmadığını kanıtlamıştır.Bu nedenle, can ve mal güvenliğimizin korunabilmesi için, barış anlaşmasından sonra da mutlaka adada yeterli sayıda Türk askeri kalmalıdır.Bu amaçla Türkiye'ye dışa açılabilen bir askeri üs verilmelidir.

7.Güneydeki Rum yönetimi meclisinde geçmişte alınan adanın Yunanistan ile birleştirilmesi kararı, hala daha kaldırılmamıştır.Bu durumda, barış anlaşmasında belirlenecek iki bölge arasındaki sınırların hiçbir şekilde değiştirilemeyeceği uluslar arası kuruluşlar tarafından garanti edilmelidir.

8.AB'nin sadece Rumları temsil eden güneydeki yönetimi, tüm Kıbrıs'ı temsilen üye kabul etmesi, benimsemiş olduğu ilkeleri çiğneyebileceğini,çıkarına göre hareket edebileceğini ve bu nedenle de güvenilemeyeceğini gösterir.

Genellikle tüm halkımızın paylaştığı yukarıdaki görüşlerin dikkate alınması durumunda büyük bir olasılıkla halkın referandumuna sunulacak anlaşma kabul edilmeyecektir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.