Seçimle işbaşına getirilenler halka hizmet etmekle yükümlüdür

Demokratik hukuk devletinde seçimle işbaşına getirilenler, halkın sorunlarını çözmek, çıkarlarını korumak, haksızlığa uğramasını önlemek, yaşam kalitesini artırmakla yükümlüdür.

Başbakanların, Bakanlıkların, devlet kuruluşlarının ve Belediyelerin var oluş gerekçesi, halka ve ülkeye hizmet etmektir.

Vatandaşlardan kazancı ve harcamaları oranında vergi alınmasının dayanağı da hizmet sunmaktır.

Ülkemizdeki duruma baktığımız zaman seçilmişlerin genellikle sadece seçim zamanında, oy almak istediği halka önem vermektedir.

Seçilenler makamlara geldikten sonra, sanki sorumlulukları altında bulunan kuruluşların olanaklarını kullanma yetkisi elde etmiş havasında hareket etmektedir.

Bürokratik işlemler için devlet kuruluşlarına giden vatandaşlar, devlet kayıtlarında mevcut bilgiler için belge getirmek zorunda bırakılıyor, damga pulu ve fotokopi getirmek için, boş yere sıkıntıya sokuluyor;

Her adli yıl başındaki törenlerde bile geciken adaletin adalet olmadığının ifade edilmesine rağmen, yargının daha hızlı çalışmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmıyor, dakikalar içinde çözümlenebilecek davalar yıllarca uzatılıyor;

Halkın belediyelere hizmet almak için ödediği vergiler, personelin maaşlarının ödenmesinde harcandığı halde, hükümet bunu önleyecek yasal düzenlemeler yapmıyor;

İşbaşına getirilen seçilmişler, sadece personelin maaşlarının ödenmesine odaklanıyor, özel kesimin sorunları, işsizlik, asayiş, çevre kirliliği, işçi teminindeki sıkıntılar ve nüfus azlığı sonucu piyasadaki talep azlığı ile ilgilenmiyor;

Ülkemizde hükümetlerin tüm gelirlerini sadece çalışanın ödenmesinde harcaması sonucu, yatırım yapılamamakta ve yeni istihdam olanakları açılamamakta;

Hükümetler, özel kişilerin ve yabancıların ülkemizde yatırım yapması ve yeni istihdam olanakları yaratmasını sağlayacak teşvik edici önlemler almıyor;

Üstüne üstlük yatırım yapmaya kalkışanlar, bir yandan devlet kuruluşlarındaki mantık dışı gereksiz ve aşırı bürokratik işlemlerle, bir yandan da STÖ'lerin öncülüğünde düzenlenen peşkeş- sömürü edebiyatı kampanyaları ile engellenmektedir;

İnsanların yaşamında en önemli yeri olan sağlık hizmetlerinin sunulmasında vatandaşların şikayetlerini ortadan kaldıracak önlemler alınmıyor;

Hastalar randevu alabilmek için bile, sıraya girip saatlerce beklemek zorunda bırakılıyor. Sanki çok zormuş gibi, memur fazlası bulunan kuruluşlardan birkaç memur sağlık kuruluşuna aktarılarak 7/24 saat vatandaşlara telefon ve mail ile randevu alma olanağı sağlanmıyor;

İlaç temini tam olarak yapılmıyor, hastanelerin yataklı bölümlerinde tedavi görenler dışardan özel refakatçi temin etmek zorunda bırakılıyor;

Fazla memur bulunan kuruluşlardan ihtiyaç duyulan kuruluşlara idari tasarruftan aktarma yapılmadığı için, bütçeden gereksiz yere ek mesai ödeniyor;

Biricik dağımızın yok olması karşısında taş ocakları sorununun köklü çözümü için adım atılmıyor;

Resmi araç kullanma savurganlığına son verilmesi ve tüm aksaklıklara zemin oluşturan siyasi tercihle yönetici atama hatasının düzeltilmesi için gerekli adımlar atılmıyor.

Yeni hükümet artık yıllardan beri kronikleşen sorunlara el atmalı ve vatandaşları bir nebze olsun rahatlatmalıdır.