Gereksiz tartışmalarla suyun halka verilmesi engellenmemeli

Anavatandan getirilen suyun, dayanaksız bahaneler, gereksiz ve üzücü tartışmalarla aylardan beri halkın kullanımına sunulmaması kabul edilemez.

Bu üzücü tartışmalar gerçekten halkımızın imajına gölge düşürmekte, anavatandaki yetkililerin gözünde vefasız görünmemize, anavatanla aramıza soğukluğa sebep olmakta, düşmanlarımızı sevindirmektedir.

Önce suyun yönetimini, şimdi de suyun maliyetini ileri sürerek suyun gereksiz tartışmalarla acilen halkımıza sunulmasının engelleyenlerin amacı nedir? kiminle neyin tartışmasını ve pazarlığını yaptıklarının farkındalar mı?

Kapalı kapıların ardında konuşulması gereken su konusundaki istek ve görüşlerini dünyanın gözü önünde, üstelik kırıcı ve üzücü üslup ile tartışmaya açmaları yanlış değil mi?

Aklı başında olan herkes, varlığımızı sürdürmemizi sağlayan ve bize her konuda ana şefkati ile yardımlarını esirgemeyen anavatanımızın, bizden kazanç elde etmek ihtiyacında ve niyetinde olmadığını bilmiyor mu?

Her yıl belediyelere karşılıksız mali yardım yapan anavatan ile su fiyatı pazarlığı yapılması, iyi niyetli ve hoş bir davranış biçimi olabilir mi?

Halen hükümetin her yıl bütçeden su için 50 milyon TL tutarında sübvansiyon vermesine rağmen, belediyelerin halka uygun kalitede su veremediği bilinmiyor mu?

Anavatandan getirilen su dışında, halkımızın içme ve kullanma suyu gereksiniminin karşılanabileceği başka bir olanak ve seçenek var mı?

Sorumsuzca ve aşırı çekim nedeniyle, sürekli daha fazla azalan ve tuzlanan yer altı sularından, ihtiyacımızın karşılanabileceği düşünülebilir mi?

Belediyelerin bütçe açıklarını sudan elde edecekleri haksız gelir ile karşılamak istemesi, doğru ve sürdürülebilir bir tutum mu?

Anavatanda barajda toplanan, denizin altından borularla getirilen ve arıtıldıktan sonra belediye depolarına tonu 2.30 TL ye mal edilen içme kalitesindeki suyun pahalı olduğunu ileri sürenlerin, öte yandan sadece deponun vanasını açarak halka verecekleri suyu %100 kar ile 4.60 TL ye satmayı bile uygun görmediklerini açıklamaları çelişkili bir tutum değil mi?

Belediyelerin halka yetersiz ve kalitesiz su temin etmemesi nedeniyle, vatandaşların içme suyunu özel kuruluşlardan tonunu 100 ile 3000 TL, kullanma suyunu da 20 TL /ton fiyattan satın alarak karşıladığı bilinmiyor mu?

Su konusunda sol kesimin vatandaşların çıkarı yerine, belediye yöneticilerinin sudan haksız kazanç elde etmeleri için mücadele etmesi normal mı?

Suyun maliyeti üzerinde gereksiz ve anlamsız tartışmalarla suyun halkımızın kullanımına sunulmasını geciktirenler, öte yandan bizi düşman gören karşı tarafın zararımıza aldığı karar ve olumsuz eylemler karşısında neden hiç ses çıkarmıyor?

Yıllar önce imzalanan protokoldeki koşullara ses çıkarmayanların, suyun gelmesinden sonra kendi isteklerini dayatmak için mücadele başlatıp sürdürmesi , devletin saygınlığı ve sürekliliği bakımından yanlış değil mi?

Olası çözümden sonra belediyelerin şimdiki yapıyı ve yönetim anlayışını sürdürmesi suyu gelir kaynağı olarak görmesi mümkün olacak mı?

Anavatandan gelen suyu halka verilmesini engelleyen belediyeler, halka içmeye ve kullanmaya elverişli su temin etmek görevlerini yapmamış olmuyor mu?

Bu durumda hükümet halkın mağdur olmaması için, su temin yetki ve görevini uygun göreceği başka bir kuruluşa yaptırması gerekmeyecek mi?

Sonuç olarak hükümet kamu yararını korumak görev ve yükümlülüğü gereğince ,anavatandan getirilen suyu almak için ilgili sözleşmeyi imzalamayan belediyelerden su dağıtım yetkisini almalı ve bu görevi, geçici dönemde, Su İşleri dairesine yaptırmalıdır.