Ret cephesi

Gençlerimizin, ülkemizin genel çıkarlarına karşı duyarlılık göstermesi geleceğimiz bakımından umut verici ve sevindiricidir.

Yalnız gençlerimizin, bizi düşman kabul eden ülkeler tarafından etki altına alınması, yönlendirilmesi, onların çıkarları doğrultusunda hareket etmelerinin sağlanması, olağan üstü zararlıdır.

Bir çok kişi gibi ben de yaşanan dönemde bazı kişi kuruluş ve siyasilerin demokrasiyi yanlış yorumlayarak, karşı tarafın ulusal davasına hizmet ettiği görüşündeyim.

Her konuda Rum tarafının çıkarları doğrultusunda açıklama yaptıkları adeta onları avukatlığına soyundukları da ibretle izlenmektedir.

Böyle hatalı tutum içinde olanlar, barış ruhunun benimsettirilmesi safsatası ile, bir yandan yabancıların desteği ile gençlerimizin Rumları tanımasını, ideallerini ve geçmişte bize karşı işlediği insanlık suçlarını gizlemek amacı ile tarih kitaplarındaki gerçekleri çıkarılmaktadır.

Öte yandan da gençleri kulağa hoş gelen ve kimsenin karşı çıkmadığı Barış, ilericilik, kardeşlik, bağımsızlık ,egemenlik, çözüm ve çözümden sonra refaha kavuşma propagandaları ile gençleri, kendi saflarına çekiliyor.

Bunun yanında ulusalcılık kötülenerek, tüm sorunların kaynağı olduğu söyleniyor. Bizden kaynaklanan tüm sorun ve olumsuzluklardan anavatan sorumlu gösteriliyor.

Milliyetçilik; gericilik, faşistlik, barış düşmanı olarak gösteriliyor. Rum'la birleşmek anavatan ile ulusal davamıza karşı olmak, ilericilik barışseverlik olarak yutturuluyor.

Böylece gençlerin ulusal kimliklerinden koparılmasına ve anavatandan soğutulmasına çalışılıyor.

Ulusal kimliklerinden koparılarak kimliksizleştirilen gençlere, Kıbrıslılık kimliği benimsettiriliyor. Böylece, Rum çoğunluk içinde zamanla eritilip asimile edilmesinin alt yapısı hazırlanıyor.

İşin acı tarafı, şimdiye kadar İngiliz müstemleke ve Kıbrıs ortaklık cumhuriyetinde bile, Rum ve dış düşmanlarımız , bizi çökertmek amacı ile, şimdi olduğu düzeyde açık bir şekilde, içimizdeki işbirlikçileri kullanarak, beyin yıkama kampanyaları düzenleme olanağına sahip değildi.

Artık bazı kişiler açık bir şekilde Türkiye düşmanlığına öncülük etmekte, gençleri dayanaksız gerekçelerle eylem yaptırmaktadır.

Geçmişi bilenler anavatanın, Kıbrıs'a müdahale etmesinin ve bizi kurtarmasının hiç de kolay olmadığının bilincindedir.

Adadan ayrılması durumunda da bundan sonra, hiçbir koşulda ve yazılı anlaşmaya rağmen, yardımımıza gelemeyeceği aşikardır.

Bu nedenle herkes her türlü beklenti, ideolojik saplantı, fobi ve maddi kazanç hesaplarını bir kenara bırakarak, sorumlu hareket etmeli.

Her şeyden önce bugün kuzeyde sınırlarımız güvence altında can ve mal güvenliği içinde yaşıyorsak, bunun anavatan sayesinde olduğunu göz önünde tutmalıyız.

Anavatanın adadan ayrılması durumunda da, hiçbir yabancı ve Rum yetkilinin bizim temsilcilerimizi muhatap bile almayacağı bilinmelidir.

Daha da önemlisi anavatanın yanımızdan ayrılması durumunda, Rum yönetimi derhal egemenliğini kuzeye yayacak. Böylece yönetimimiz yıkılacak, devlet görevlileri işlerini kaybedecek. Daha da kötüsü, adadan kaçırılmamız amacı ile, katledileceğiz.