Bindiğimiz dalın kesilmesine seyirci kalınmamalı

Yayın Tarihi: 05/07/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Kıbrıs Türk halkının düşmanlarının eskiden beri, kaleyi içerden çökertmek amacı ile, içimizden bazı yolunu şaşırtmışları kullandığı biliniyor.

Fakat hiçbir dönemde, ulusal davamızı baltalayıcı faaliyetlerin, şimdi olduğu düzeyde ve pervasızca yürütüldüğü görülmedi.

Halkımızın ve ülkemizin çıkarlarını korumakla yükümlü olan yetkililer de, maalesef geleceğimizi tehdit eden zararlı faaliyetler karşısında, demokratik hak ve düşünce özgürlüğünün arkasına saklanarak, ses çıkarmıyor.

Fakat açık bir şekilde Rum tezlerinin desteklenmesi, ulusal davamızın baltalanması, dünyada tek destekleyicimiz olan anavatanın adadan uzaklaştırılması için uluslararası kuruluşlara yapılan şikayetler, gençlerimizin dayanaksız, kötü niyetli propagandalarla benliğinden, anavatanından koparılması amacı ile yürütülen faaliyetler, demokratik hak ve düşünce özgürlüğü sınırlarını çok aşmaktadır.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yetkililer; gençlerin yalan, dayanaksız ve kötü niyetli propagandalarla benliğinden, ulusal kimliğinden, kültüründen koparılmasına, kimliksizleştirilmesine ve böylece başka bir ulusun boyunduruğu altına girmeyi kabul edecek duruma getirilmesine seyirci kalamaz .

KKTC'de ise, Rum ve emperyalistlerin içimizdeki işbirlikçileri kullanarak gençlerimizi istedikleri şekilde ve kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmelerine, hiçbir yetkili ses çıkarmıyor.

Gençlere hizmet amacı ile açılması öngörülen Spor Koordinasyon Ofisi açılması aleyhinde Lefkoşa'da düzenlenen yürüyüş, gençlerimizin aldatılarak hatalı yönlendirildiğini göstermektedir.

Ayrıca son Ankara Orta Doğu Üniversitesinde düzenlenen diploma töreninde bazı gençlerin anavatanı hedef alan olumsuz eylemi, gençlere dönük yürütülen beyin yıkama ve asimilasyon faaliyetlerinin artık ciddiye alınması ve önlemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Hele KKTC kayıtlı 2 siyasi parti ile bir STÖ'nün AB ofisinde bizi düşman kabul eden Rum yönetiminin Avrupa parlamentosundaki temsilcileri ile görüşerek, anavatanın şikayet edilmesini talep etmesi, artık yıkıcı faaliyetlerin ciddiye alınmasını gerektirmektedir.

Özellikle geçmişi bilmeyen ve tarih kitaplarında yapılan değişiklikler nedeniyle de öğrenmesi engellenen gençleri hedef alan beyin yıkama ve Kıbrıslılık kimliğini benimsettirerek asimile edilmesi, yani Rumlaştırılması amacı ile yürütülen kampanyalara öncülük edenler, hakkında artık yasal işlem yapılmalıdır.

Ayrıca, anavatanın da Kıbrıs Türk halkının içerden çökertilmesi ve kökünden , ulusal kimliğinden, dininden, dilinden ve kültüründen koparılması kimliksizleştirilmesi ve böylece Kıbrıslılık kimliğini kabul ettirilerek Rumlaştırılması amacı ile yürütülen kampanyalara seyirci kalmamalı.

Rum-Yunan-Emperyalist üçlüsü ve onun içimizdeki işbirlikçileri, bizi bu topraklarda etkisiz duruma getirmek, azınlık durumuna düşürmek için, anavatandan koparmağa ve korumasız bırakmağa çalışmaktadır .Bunun artık gizli tarafı kalmamıştır.

Kıbrıs Türk halkı olarak geçmişte çok büyük acılar çektiğimiz ve bugünlere kolay gelmediğimiz unutulmamalı. Anavatanın yanımızdan ayrılması durumunda da, geçmişin karanlık dönemine sürükleneceğimiz de bilinmelidir.

Bu nedenle, devletimizi ve çıkarlarını korumakla yükümlü olanlar, iş işten geçmeden halkımızın içerden çökertilmesine dönük yıkıcı faaliyetleri ciddiye almalı ve göz göre göre geçmişin karanlık dönemine götürülmemize izin vermemeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.