Muhaceret affı ve nüfusumuzun artmasının engellenmek istenmesi

Muhaceret affı çıkarılması hem ekonomik, hem de insani bakımdan isabetli olmuştur. Ülkemizde doğup büyüyen, okullarımızda öğrenim gören ve KKTC'ni vatan kabul eden bir çok çocuğun, sırf babalarının çalışma izni nedeniyle sınır dışı edilmesi büyük insafsızlıktı.

Ayrıca, ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilmesi için, mutlaka belirli miktarda düz işçiye ve sanatkara ihtiyacımız vardır.

Bazı devletten maaşlılar, piyasada emek teminindeki sıkıntıları bilmediği ve önemsemediği için,nüfusumuzun artacağını düşünerek muhaceret affına karşı çıkmaktadır.

Bazı siyasiler de iş alanı ile fazla ilgilenmedikleri, ideolojik saplantıları ve nüfusumuzun artmasını istemedikleri için, muhaceret affına karşıdır.

Ancak halen ülkemizde düz işçi ve sanatkar sıkıntısı hat safhada olup, ihtiyaç kısmen Afrikalı, Uzakdoğulu kaçak işçilerle karşılanmaktadır.

Rumların nüfusumuzun artmasını istememesi, kendi ulusal çıkarları bakımından normaldir.Fakat, KKTC'deki kişi ve siyasilerin, sırf nüfusumuzun artmasına yardımcı olabileceğini düşünerek, muhaceret affına karşı çıkması, uzun vadeli çıkarlarımıza aykırıdır.

Çünkü adanın Türk hakimiyetinden çıkmasından sonra, başımıza gelen tüm sıkıntıların başlıca nedeni,nüfusumuzun daha az olmasından kaynaklanıyor.

Rumlar nüfusun önemimi kavradıkları için, çözüm müzakerelerinde, olası çözümden sonra bile, nüfus üstünlüklerini garanti altına almak istemektedir.

Bizim görüşmecilerin ise, nüfusumuzun ¼ oranında sabitlenmesini kabul etmesi hata olup, çeşitli sorunlardan dolayı ada dışında yaşamak zorunda kalan 1 milyona yakın Kıbrıslı Türkün feda edilmesi anlamındadır.

Rum yönetimi 1963'lü yıllardan beri güneye giden tüm Yunanlılara Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı vermektedir. Bu nedenle , nüfusları 880 bine yükselmiştir.

Son yıllardaki ekonomik sıkıntılara ve gençler arasındaki işsizlik oranının %22'lere çıkmasına rağmen, Rum kesimine yerleşen Yunanlılardan kimse şikayet etmiyor.

KKTC'de ise bazı kişi, kuruluş ve siyasiler, maalesef nüfusumuzun artmasını engelleyerek adeta Rumların 1878'den beri uyguladığı ulusal tezlerine katkıda bulunuyor.

Ancak, nüfusumuzu artırmamamız durumunda,Rumlar olası çözümden sonra,hele bir de Türk ordusu ayrılırsa, yinebizi ortak yönetiminden atacak.

Zaten bu niyetleri nedeniyle, nüfusumuzun sınırlanmasını ve Türk ordusunun da ayrılmasını istemektedirler. Art niyetleri olmasaydı bizim bölgemizdeki nüfusa karışmayacaklardı

1974'den sonra ülkemize gelenlerin ayrılması durumunda, tüm ekonomik sektörlerde talebin azalacağı, üretim hacminin daralacağı, bir çok alanlarda iş gücü temininde sıkıntı çekileceği ve ekonomimizin çökeceği bilinmelidir.

Ayrıca, kuzeyden gelen soydaşlarımızın ayrılacağı yerlere Rumların yerleştirilmesi isteneceğinden, can ve mal güvenliğimiz de ortadan kalkacak.

Bu nedenle 1974'den sonra aramıza katılanların, ülkemizden ayrılması yerine, yasaların etkin bir şekilde uygulanması suretiyle, Kıbrıs Türk toplumunun yaşam tarzına ayak uydurması sağlanmalıdır.

Sonuç olarak Kıbrıs Türk halkının uzun vadeli çıkarları ve olasıçözümün de kalıcılığı bakımından, mevcut nüfusumuzu artırarak elimizi güçlendirmemiz kaçınılmazdır.