Nüfusumuzun sabitlenmesini kabul etmek tarihi bir hatadır

Yayın Tarihi: 31/08/16 10:29
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Çözüm müzakerelerinde olası federe devlette nüfusumuzun,220,000 olmasının kabul edilmesi, Rum-Yunan ikilisinin ekmeğine bal sürmek demektir.

2011sayımına göre nüfusumuz 286.257, 2016 sayımına göre de 296,000 olduğuna göre, bir kısım KKTC vatandaşı sınır dışı mı edilecek?

Nüfusumuzu olduğundan da daha az gösterip azınlık olmayı kabullenmek yerine, yıllardan beri ülkemizde yaşayan Türk asıllı kişilere vatandaşlık verilmeli. Halen Anavatanda (500.000), İngiltere'de (300,000), Avustralya'da (80,000), ABD ve başka ülkelerde yaşayan Kıbrıs Türklerinden isteyenlere oradaki KKTC temsilciliklerimizde vatandaşlık verilmeli ve Rum'un elindeki nüfus üstünlüğü kozuetkisiz duruma getirmeli.

Böyle bir ödün verilmesi, Rumların ENOSİS mücadelesinin, nüfus üstünlüğüne dayanılarak yürütüldüğünün dikkate alınmadığını gösterir.

1745-1814 döneminde ,Kıbrıs'ta Türkler çoğunluktaydı. Türkler ada nüfusunun %75'ine kadar çıkmıştı. (Drummond 1745: 150.000 Türk'e 50.000Hiristiyan; Kyprianos,1777:47.000Türk'e 37.000Hiristiyan;DeVezin,1788-1792:60.000Türk'e 20.000Hiristiyan; John M.Kinner 1814:35.000Türke'e 35.000Hiristiyan)1.

Yunanistan,1878'den sonrayoğun çabalarla Kıbrıs'ta nüfus üstünlüğünü ele geçirmiş ve bundan sonra da koz olarak kullanarak adayı ilhak etmek istemektedir.

Bilindiği gibi 1878'den başlanarak çeşitli yöntemlerle Türklerin Kıbrıs'tan göçü sağlanmış,öte yandan da 1.ve 2.dünya savaşlarında adaya taşınan Yunanlılar ve 1963'ten günümüze her isteyen Yunanlıya vatandaşlık vererek nüfuslarını 880 bine yükseltmişlerdir.,

1968'den beri sürdürülen çözüm görüşmelerinde, Ermeni ve Maronit'ler gibi azınlık olduğumuzu ileri sürerek bizimle eşit ortaklığa razı olmuyorlar .

Nüfus bakımında eşit durumda olsaydık, 1963'te tek yanlı olarak Kıbrıs Cumhuriyetine el koyamayacak, bizi yönetimden dışlayamayacak ve yıllarca dar alanlarda abluka altında yaşamak zorunda bırakamayacaktı.

Bilinen gerçeklere rağmen nüfusumuzun ¼ oranında sabitlenmesinin kabul edilmesi, Rum tezi olan onların çoğunluk bizim ise azınlık olduğumuzun, müzakere heyetimizin tarafından da onaylanması anlamındadır.

Nüfusumuzun sabitlenmesinin kabulü durumunda, Rumların silahlı saldırıları ve ekonomik baskıları nedeniyle ülkemizden ayrılmak zorunda kalanlar Türklerin, olası anlaşmadan sonra ülkemizde yaşam koşullarının düzelmesi durumunda, sırf azınlık kalmamız için ülkemize gelip yerleşmeleri engellenecek mi?

Bu ödünün verilmesi ile, yaklaşık yarım asırdan beri ülkemizde yaşayan kuzeyli vatandaşlarımızın geri gönderilmesi, insancıl olmaması bir yana, ekonomik faaliyetlerimizin de çökmesine sebep olacaktır.

Nüfusumuzun ¼ oranında kalmasının kabul edilmesi, ilelebet Rumların nüfus üstünlüğünün sürdürmesini ve bize karşı kullandıkları en etkili kozlarını ellerinde tutmasını, bizim müzakere heyetinin de kabul etmesi demektir.

Oysa Birleşmiş Milletler parametrelerinde ifade edildiği şekilde iki bölgeli, iki toplumlu çözüm kabul ediliyorsa, Rumların bizim yönetimimiz altında kalacak topraklara hükmetmek istememesi, nüfusumuza karışmaması gerekir.

Görüşmelerde Rum tarafının nüfusumuzun sınırlanmasını istemesi, bile ileriye dönük kötü niyet taşıdıklarının kanıtıdır.

Nüfusumuzun sınırlanması koşulunu içeren bir anlaşmanın, halkımız tarafından onaylanabileceği düşünülemez. Çünkü Kıbrıs Türk halkı, eşit kurucu statüsünden, uluslar arası hukukta azınlık konuma indirgenmeyi kabul etmeyecek kadar bilinçlidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.