Amaç çözüm mü? birleşme mi?

Yayın Tarihi: 16/07/17 11:05
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen toplumlar arası görüşmelerde anlaşmaya varılamamasının başlıca nedeni, en iyi ve kalıcı çözüm yerine iki halkın zorla birleştirilmek istenilmesinden kaynaklanır.

Crans Montana'da düzenlenen Kıbrıs konferansında,Türk tarafının korkunç tavizler vermeyi kabul etmesine rağmen sonuç alınamadığına göre, artık tüm ilgili taraflar, bileşmeyi dayatmaktan vazgeçmeli.

Aslında dili, dini, milleti farklı üstelik asırlardan beri birbiri ile kaynaşmayan ve aralarında kan davası da bulunan iki halkın ayni devlet çatısı altında birleştirilmek istenmesi, mantıklı olmaması bir yana, iyi niyetli bir tutum da değildir.

Yaşanan deneyimler de iki halın birleştirilmesini amaçlayan müzakerelerin yanlış olduğunu ve yeni sorunlara, çatışmalara, huzursuzluklara zemin hazırlayacağını gösterir.

1960 ortaklık yönetiminin, başarılı olmaması ve her iki tarafın da acı çekmesine , zarara uğramasına sebep olması, öte yandan 1974'den sonra adanın barış, huzur ve geçmişe göre ekonomik bakımdan da daha iyi konuma gelmesi samimi olarak dikkate alınmalı ve birleşmeyi amaçlayan çözüm modelinden vazgeçilmelidir.

Kim ne derse desin, müzakerelerde Rum tarafının birleşmekte ısrar etmesinin başlıca nedeni, nüfus üstünlüğüne dayanarak adanın tümünü ele geçirmektir.

Bilinen bu açık gerçek karşısında, Türk halkının göz göre göre Rum çoğunlukla birleştirilerek yok edilmesine boyun eğmek yerine, gerçekleri anlatmamız ve birleşme yerine daha isabetli ve kalıcı çözüm modellerini ortaya koymamız gerekir.

Yaşanan dönemde toplumlar arası çatışma bulunan hiçbir ülkede, birleşme dayatılmamakta aksine ayrı devlet modeli tercih edilmektedir.

Bize Rum çoğunlukla ayni devlet çatısı altında birleşmeyi dayatan devletler, acaba kendileri neden nüfus oranlarına bakılmaksızın ,Avrupa birliği çatışı altında eşit ve egemen devletler olarak birleştiler?

Birbirinden farklı iki halkı birleştirmek çabası içinde olan güçlü devletler ile bunların güdümündeki uluslararası kuruluşlar, acaba neden eski Yugoslavya'da dili ve ulusal kimliği ayni olan toplulukların ayrı devlet kurmasını sağladılar?

Halen huzur ve barış içinde yan yana yaşayan iki halkı yeniden birleştirmenin kabul edilebilecek herhangi haklı bir nedeni var mı?

Amaç gerçekten Kıbrıs sorununun kalıcı olarak çözümü ise, neden pratikte birleşmeden daha iyi olduğu kanıtlanan iki devletli çözüm şekli üzerinde durulmuyor?

Rum-Yunan tarafının amaçlarının Türk ordusunun adadan çıkarılması ve 1960 Garanti sisteminden kurtulmak olduğunu açıklaması, niyetlerinin ne olduğunu ortaya koymuyor mu?

Geçmişten günümüze Rum-Yunan tezlerini destekleyen Avrupa Birliği ile emperyalist devletlerin, birleşmeyi amaçlayan çözümü dayatması aleyhimize değil mi?

Emperyalist ülkelerin uzun vadeli çıkarlarına hizmet edeceği aşikar olan birleşme dayatmasını kabul etmemiz ve ilmiği kendi elimizle boğazımıza geçirmemiz yerine, neden yan yana iki devletli çözümde ısrar etmiyoruz?

Sivil halkın göç etmesi ve katledilmesi pahasına Suriye ve Irak'ta ayrı devlet kurmak çabasında olan emperyalist ülkelerin, Kıbrıs'ta yana yana barış içinde yaşayan iki halkı birleştirmek istemesi, kötü ve art niyetli bir tutum değil mi?

Emperyalist ülkeler kendi çıkarları için Kıbrıs'ta iki halkı birleştirmek istemesi belki yadırganamaz. Ancak Türk tarafının haklarını korumakla yükümlü olanlar, yok olmamıza sebep olabilecek birleşme yerine adil ve kalıcı bir çözümde ısrar etmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.