Sorun ciddiye alınmalı

Yayın Tarihi: 18/03/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Son zamanlarda Corona virüsü nedeniyle, bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de halkımız, ciddi endişe içindedir. Yaşanan deneyimler, sorunun hafife alınmasının bedelinin oldukça ağır ve can yakıcı  olabileceğini gösterir.

Bilindiği gibi corona virüs vakası  20 Aralık 2019’da Çininin Wuhan bölgesinde görüldü. Ekonomik nedenlerle köklü önlemler alınmasından kaçınıldı. Hastalık hızla tüm ülkeye yayıldı, ciddi can kayıpları oldu ve tüm  ekonomik faaliyetler durdu. Can kayıplarının endişe edilecek düzeye çıktığının görülmesi üzerine, köklü önlemler alınmasına karar verildi.

34 gün sonra yani 23 Ocak 2020’de seyahat yasağı ve  vatandaşların evde kalması kararı yürürlüğe konuldu. Böylece Çin’den alınan haberlere göre, halen hastalığın yayılması büyük ölçüde durduruldu ve iş yerlerinin %90’nı yeniden çalıştırılmaya başlandı.

İtalya ve İspanya yetkilileri de hastalık ilk görüldüğü zaman, başta turizm kesimi olmak üzere, ekonomilerinin zarara uğratılmaması için, seyahat kısıtlamasına ve halkın evlerde kalması için önlem almadı. Böylece hastalık tüm ülkeye yayıldı ve ürkütücü düzeyde can kayıpları oldu. Acı tablo ile karşılaştıkları zaman köklü önlemler almak zorunda kaldılar.

KKTC olarak bu felaketten en az zararla kurtulabilmek için, öncelikle Çin, İtalya ve İspanyanın hatalı tutumundan gerekli dersi almamız kaçınılmazdır.

Ancak işin başında ekonomik nedenlerle hastalık hem siyasiler, hem de STÖ ve halkımızca fazla önemsenmedi ve ciddi önleyici önlemler alınmadı. İlk vakanın görülmesinden sonra, yine köklü önlemler alınmasından kaçınıldı.

Oysa güneyde ilk Corona virüsü vakası görüldüğü zaman, derhal Rum tarafı ile aramızdaki tüm sınır kapıları kapatılmalıydı. Ayrıca KKTC’de karantina hastanesi ve dışardan gelecek olanların 14 gün alıkonması için karantina misafirhanesi hazırlanmalıydı.

Kuşkusuz hava ve deniz limanlarından yabancıların ülkemize gelmesinin durdurulması ve güney ile aramızdaki sınır kapılarının kapatılmasının ekonomik kayıplara sebep olacağı inkar edilemez.

Ancak hastalığın yabanı ülkelerden ve güneyden ülkemize bulaştırılması ve yayılması durumunda, hem tüm ekonomik faaliyetlerimiz duracak, hem de üzücü can kayıpları olacak.

Bu nedenle hastalığın ülkemizde salgın durumuna gelmesini beklemeden, mutlaka yabancı ülkeler ve Rum tarafı ile tüm bağlantılarımızı, tehlike geçene kadar kesmeliyiz.

Zaten gerçek uzmanlara göre, başka ülkelerde görülen salgın hastalıklardan korunmanın en etkin yöntemi, bir süreliğine dış dünyadan tecrit edilmektir.

Hükümetimizin KKTC vatandaşlarının 14 gün evlerinden dışarı çıkmalarının yasaklanması kararına herkesin uyacağını kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle istenen amacın hasıl olmayacağı inancındayım.

Doğru olan, hastalığın görüldüğü ülkelerden gelecek olan KKTC vatandaşları ile tüm yabancıların, 14 gün karantinada tutulmasıdır. Yalnız gelen yolcular şimdi yapıldığı gibi, uçak alanında uygunsuz bir yerde alıkonulmamalı. Bu amaçla bir uygun ve konforlu bir karantina misafirhanesi hazırlanmalı.

1863’te Amerika’dan Avrupa’daki bağlara bulaştırılan, 1887’de Türkiye’ye ve halen çevremizdeki tüm komşu ülkelerde bulunan Filoksera, asma bitkisi girişinin yasaklanması sayesinde ülkemize bulaştırılmadı. Bu örnek tecrit uygulamasının etkin olduğunu kanıtlar.

Kısaca, söz konusu hastalıktan en az zararla kurtulabilmek için; oy kaygısı, popülizm, kısır siyasi çekişmeler ve yarış  bir süreliğine terk edilmeli. Acilen  etkili ve köklü önlemler alınmalı. Halkımız, STÖ’ler, medya da alınan önlemleri anlayışla karşılamalı ve  uyulmasında yardımcı olmalı. Aksi halde hepimiz çok ağır bedeller ödeyeceğiz ve üzüleceğiz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.