Aynı felaketle karşılaşmamak için geçmişten ibret almalıyız

Yayın Tarihi: 17/01/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk halkı olarak geleceğimizin henüz tam olarak belirlenmemesi ve varlığımızın ciddi tehditler altında olması nedeniyle, çok sorumlu ve bilinçli olmak zorundayız.

Emperyalistler ile onların güdümünde olan BM ve AB, adada iki halkı tek yönetim çatısı altında birleştirmek, Türk ordusunu uzaklaştırmak ve ondan sonra da ayni Girit’te olduğu gibi Türkleri bertaraf ederek adayı Yunanistan’a bağlama çabasındadır.

Halen KKTC’de bazı kişiler; ideolojik saplantılar, geçici maddi çıkarlar, hayali beklentiler ve dayanaksız Türkiye fobisi nedeniyle maalesef geçmişte yaşanan tarihi olaylardan ders almamakta ve bizi ezeli düşman görenlerin arkalarını sıvazlamasına aldanarak, onların tezlerini sahiplenmekte, savunmaktadır.

Kuşkusuz Türk tarafı olarak, Rum halkı ile dostça, samimi işbirliği ve kalıcı barış içinde yaşamaya karşı değiliz.

Fakat, bazılarının ifade ettiği gibi Almanya ve Fransa’yı örnek almamız, geçmişte yaşanan acılara takılıp kalmamamız ve Rum’la Avrupa Birliği çatısı altında dostça işbirliği yapmamız, teorik olarak isabetli görülebilir. Fakat pratikte samimi işbirliği için, iki taraf da iyi niyetli, dürüst ve istekli olmalı.

Saldırgan ve savaşı başlatan Almanya, mağlup olduktan sonra, suçunu kabul etti, yaptıklarından pişman oldu, mağdur ettiklerinden özür diledi, sebep olduğu can ve mal kayıpları için tazminat ödedi.

Almanya, mağdur ettiği tarafı yalanlarla suçlu göstermedi. Savaş döneminde yaşadıkları ülkelerde Alman ordusuna yardım ettikleri için göç ettirilen soydaşlarının geride bıraktıkları mülkleri için tazminat almadı.

Öte yandan Kıbrıs’ta 1878-1974 döneminde tüm silahlı olayları başlatan Rum-Yunan ikilisi, gerçekleri ve suçlarını kabul etmemekte, bir de mağdur edilmemize rağmen dünyaya bizi suçlu göstermektedirler.

Bu durumda Kıbrıs Türk halkı olarak, bize yapılan saldırıları, katliamları ve çektirilen acıları dikkate almamamız, Ulusal mücadele tarihimizin okullarda okutulmaması ve yeni neslin öğrenmemesini sağlamamız, Rumların suçlarının aklanması yanında,  dünyaya bizi suçlu göstermesi çabalarının güçlenmesine yardımcı olmaktır. Haklı iken haksız ve mağdur olmamıza rağmen, suçlu olduğumuzu kabullenmektir.

Şimdiye kadar bizim, geçmişte yaşananları ve mağduriyetimizi gündeme taşımaktan kaçınmamızdan yararlanan Rum; yabancılar yanında çeşitli yöntemlerle ve 5.kol faaliyetleri ile Kıbrıs Türk halkı arasından da bazı kişileri etkileyerek ulusal tezlerini benimsetmekte, hatta onların ulusal davasına hizmet etmesini sağlamaktadır.

İşte bu nedenle, TRTK’nu örnek almamız ve çeşitli belgeseller ve yayınlarla geçmişte yaşanan olayları gündeme taşımalıyız

Gücenmemesi ve bizimle birleşmeye razı olması için, Rum soykırımını kınamamak, sırf Türk oldukları için, kaçırılıp katledilen sivil kadın, yaşlı ve çocukların şehit değil, savaş kurbanı olduğunu ileri sürmek, barışseverlik mi?

Rumların mermilerle delik deşik ettiği Mağusa’daki Sakarya Türk okulunu yıkarak ortadan kaldırmak ve barbarlık kanıtını yok etmek,  karşı tarafın suçunu gizlemek değil mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.