Yeni yılda beklentiler

Tüm yönetsel sıkıntılara rağmen, ana vatanın her konuda bize yardım elini uzatması sayesinde, halen 1974’den hatta 1963’ten önce hayal edemeyeceğimiz yaşam düzeyinde olduğumuz inkar edilemeyen bir gerçektir.

Fakat, 1974’den sonra elde ettiğimiz paha biçilmez olanaklar nedeniyle, çok daha iyi durumda olmamız gerekirdi.

Halen karşı karşıya bulunduğumuz sorun ve sıkıntılardan kurtulabilmemiz için, önce siyasi partiler popülist yönetim anlayışından vazgeçmeli, ideolojik saplantılarla hareket etmemeli, geçmişten ders almalı.

İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti dönemini az çok bilmekteyim. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ve 1963’ten sonra oluşturduğumuz yönetimlerde de sorumlu makamlarda görev yaptım.

Kişisel değerlendirmeme göre, Kıbrıs Türk halkı olarak bugünkü sıkıntılarımızın en başta gelen sebebi, işbaşına gelen seçilmiş ve atanmış kişilerin, ‘Ahbap çavuş’ zihniyeti ile hareket etmesidir.

Tüm sorunlarımız, siyasilerin halka şirin görünerek, vatandaşların gönlünü kazanarak oy ve siyasi güç kazanmaya önem vermesinden kaynaklanır.

KKTC’de siyasiler genellikle kısa günün ticareti zihniyeti ile halka şirin görünerek, vatandaşların gönlünü kazanarak, oylarını artırmaya çalışır.

Hükümetler, makamlarda rahatsız edilmekten çekinmektedir. Haklı -haksız eleştirenlerin, eylem yapanların,  taleplerini  kabul etmektedirler.

Muhalefette olan siyasiler ise, haklı haksız eylem yapan, talepte bulunan ve iktidara saldıranları, her koşulda desteklemektedir.

Sonuç olarak siyasilerin halka şirin görünerek oy kazanma yöntemi sayesinde, STÖ’lerin ve maddi bakımdan kazançlı bir faaliyet alanı olmamasına rağmen, basın kuruluşlarının sayısının olağanüstü çok olması sağlandı. Siyasilerin benimsediği gönül kazanma yönteminin doğal sonucu olarak, halen nüfusumuza göre STÖ ve medya sayısı bakımından dünyada en ön sıradayız.

Popülist yönetim anlayışı sonucu hazırlanan yasalar sayesinde, hükümetler grev ve eylemlerden çekindiği  için, adeta adım atamamaktadır. Sık sık Siyasi amaçlı grev ve eylemlerle, halkın günlük yaşamı da sıkıntıya  sokulmaktadır.

Sonuç olarak hükümetlerin bozuk düzenin iyileştirebilmesi ve mevcut sıkıntılardan kurtulabilmemiz için:

Popülist yönetim anlayışı terk edilmeli, seçimde baraj yüzde 10’a çıkarılmalı veya ABD modeli başkanlık sitemine geçilmeli;

STÖ örgütlenmesi, grev ve eylem mevzuatı AB standartları dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli.

 Grev ve  eylemlerin siyasi baskı aracı olarak kullanılmaması için, caydırıcı yasal düzenleme yapılmalı; Grev kararının üyelerin en az yarısından fazlasının onayı ile alınabilmesi sağlanmalı.

Görevini yapmayan ve yetkilerini yanlış ve/veya kötüye kullanan seçilmiş ve atanmış yetkililerden hesap sorma mekanizması oluşturulmalı;

Devlette disipline önem verilmeli, devlet saygınlığına otoritesine, imajına gölge düşürücü açıklama ve davranışlara ödün verilmeden yasal işlem yapılması sağlanmalı.