BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Büyük ekonomik krize hazır olun!

Yayın Tarihi: 29/05/20 07:00
okuma süresi: 9 dak.

Dünya ekonomilerinde Koronavirüs etkisinin büyüyerek arttığı, küresel ekonomik faaliyette hızlı düşüşlerin yaşandığı bu dönemde, yaşanacak sorunların yansımalarının KKTC'de daha ağır ortaya çıkacağı, çoğu işyerlerinin kapanma noktasına geleceği, işsizliğin artacağı, bu nedenle acilen özel sektör için kısa ve uzun vadeli etkin "yaşatma planları" hazırlanması kaçınılmazdır. Bu konuya hayati derecede önem verilmesi gereken, hassas bir dönemden geçtiğimizin farkında olmalıyız.

Küresel olarak tüm işletmeleri etkileyecek çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Dünya büyük bir felaketle karşı karşıya ve hükümetler de, işletmelerin bu durumdan en az şekilde etkilenmesine yardımcı olması için sürekli etkin kararlar almaktadır. Dünyada ekonomide en az bir yıllık durgunluğun olacağı, bir daralmanın kaçınılmaz olduğuna işaret ediliyor ve bunun büyük bir depresyon anlamına geleceği uyarılarında bulunuluyor. Özel sektörde işverenlerin ve çalışanlarının işlerini kaybetme noktasında, korku, endişe, kaygı ve umutsuzluk en üst seviyede. 

Böyle bir durumda ülkemizi idare edenlerin öncelikli iki önemli sorumluluğu bulunmaktadır. İlk olarak, bundan etkilenecek ekonominin ve ilgili aktörlerin zararının hafifletilmesi. İkincisi, reel sektör üzerinden gelecek etkiden, finansal düzenin en az zararla çıkmasını sağlamak için hayati önlemler almasıdır.

Krizin etkilerini hizmet sektörü çok daha yüksek seviyede hissedecek ve bu sektördeki işletmelerin durumu daha zor olacaktır. Hükümet tarafından gerekli etkin önlemler alınmadığı takdirde, daralmaya bağlı olarak ciddi bir işsizlik artışı kaçınılmaz olacak ve sorun daha da büyüyecektir. Krizin etkisini ve bunun ilk örneğini Çin'de gördük ve yatırımlar inanılmaz bir şekilde azalmış durumda, ihracatta çok ciddi bir düşüş, perakende satışlarında resmen çöküş var. İşletmelerin ilk yöneldiği şey, hiç kimsenin önleyemediği işten çıkarmalar başladı ve bununla da birlikte hizmet sektöründe daralmalar yaşandı. Bu konu aynen diğer dünya ülkelerinde de yoğun bir şekilde artarak ve büyüyerek devam etmektedir.

Şu an sağlıktan sonra en önemli şeyin düzenli bir gelir olduğu göz ardı edilemez. Şu an dünyada ekonomik krizin gidişatını bilmediğimiz bir dinamik yönlendiriyor. Büyüme hedeflerinin bu yıl için gerçekleşmeyeceği çok açık. Tüm dünyada yaşanacak sorunlar bizde de ortaya çıkacaktır, şu anda ABD'nin dışındaki ülkelerde, çok ciddi bir dolar talebi söz konusu. Bunun nedeni dünya para ve ticaret sistemi dolar üstüne kurulmasından dolayıdır ve bu durum dolarda küresel olarak yükselişe neden olabilir. Bu nedenle işletmelerin, ana amacının, en azından sermayelerinin bir kısmını korumak, en mantıklı davranış şekli olacaktır.

Dünya, "1929 Dünya Ekonomik Bunalım" benzeri bir durumla karşı karşıya olduğunu kabul ediyor ve bunun farkında, sürekli özel sektörü koruyucu kararlar üretiyor, çalışmalar yapıyorlar. Hükümetlerin tek düşünceleri özel sektörü "güvence" altına almak. Ekonominin ve ülkelerinin ayakları üzerinde durabilmesi için tüm özel sektör işletmelerinin "sürdürülebilirliğini" güvence altına almak. Bunun için çok büyük bir efor sarf ediyorlar. Şu an dünyada özel sektörlerin desteklenmesi için çok süratli bir şekilde yasa tasarılarını meclislerinden geçiriyorlar, tek düşünceleri, "özel sektörü güvence altına almak!", "yükümlülüklerini yerine getirmeye, ayakta kalmaya çalışan esnafa yardımcı olmak!”.

Peki bizde durum ne? Yeterince gerekli önlemler alınıyor mu?.. Kısa ve uzun vadeli etkin "yaşatma planları", "destek planları" nelerdir? Deneme - yanılma yöntemlerinden hemen vazgeçmeli, acilen sektörler ile birlikte, ciddi plan, program ve projeler hazırlanıp, uygulamaya konmalıdır. Ekonomiyi yeniden hareketlendirecek orta ve uzun vadeli alternatif tedbirler, teşvikler, pratik görüşler ve yaratıcı yöntemler üzerinde sürekli çalışılmalıdır. Farklı yöntemler uygulayarak, yabancı insani fon kaynakları ile de görüşmeler ayarlanmalıdır. Ticareti kolaylaştıracak ve destekleyecek programlar geliştirilmelidir.

Devlet olmanın yarattığı proaktif anlayışı, modern devlet yönetimi anlayışını sergileme zamanına girmiş bulunuyoruz. Devletin güçlenmesi ve modern bir devlet olma yolunda adımları kararlıkla atmaya başlamalıyız artık. Her alanda daha iyi olacak bir yapıya girmemiz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti bize proje yapıyor, katkı yapıyor, teknik olarak işi yürütüyor, biz seyrediyoruz! Böyle bir devlet anlayışı yok artık!

Modern devlet olgusu içerisinde yeniden yapılanmaya geçmeliyiz, ancak bu şekilde ileriye gidebiliriz! Bunun için, yaprak döken özel sektör ve çalışanlarının refahını artırmak için daha üretken, daha verimli bir ekonomi ve yerel istihdam için devlet olarak şu an daha fazla çaba gösterilmelidir. Daha fazla makro düzeyde çalışmalar yapılmalı, resmin bütününe odaklanarak, özel sektörün gelişimi için katkılar artırılmalıdır.

Hemen acilen iş gücü planlamasına gidilmelidir. Piyasanın ihtiyaç duyduğu iş gücü ile ülkedeki arz edilen iş gücü arasında bir uyumsuzluk vardır, ara eleman yoktur! Üniversite mezunlarının talep ettiği iş ile piyasanın ihtiyaçları uyuşmuyor! Arz, piyasa talebinden fazla olduğu için, arz talep uyuşmazlığı en üst seviyededir!

Birçok konuda olduğu gibi, ekonomide de alışılagelmiş davranışları değiştirme zamanı gelmiştir... “Yatırım iklimini” iyileştiren bürokrasinin güçlendirilmesi, düzeltilmesi ve iş yapabilenlerin önünde engel olan “siyasi istikrarsızlığın" hemen ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu sistem zaman kaybetmeden hazırlanmaya başlanmalıdır.

En önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimize yeni anlamlar yüklemenin kapıya dayandığıdır. Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler kurulabilmesi başlığının altını nasıl dolduracağımızı yeniden ciddi bir şekilde düşünmeliyiz! Eski model siyaseti değiştirme zamanı gelmiştir! Türkiye Cumhuriyeti, KKTC hükümetinden, yükümlülüklerini yerine getiren, kararlı, güçlü ve etkili bir siyaset göstermesini istiyor artık, şakşakçılık, hazırcılık dönemi bitmiştir. Bu ülke ne çektiyse hazırcılıktan çekmiştir, artık bu devir kapanmıştır. İki devlet arasındaki iktisadi ve mali iş birliği anlaşmaları, tüm protokoller artık bu doğrultuda ve bu boyutta ilerleyecektir.

Tüm bunları yapmazsak, alışılagelmiş davranışlarımıza devam edersek, ne mi olacak? İşte o zaman "Çok daha büyük, içinden çıkılmaz, bir ekonomik krize hazır olun!"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.