BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

İleriye bakma zamanı!

Yayın Tarihi: 30/10/20 07:00
okuma süresi: 8 dak.

Her toplumun ve kişinin bir geçmişi vardır; bununla birlikte bir de geçmiş alışkanlığı ve bağımlılık ilişkisi... Bu etkileşim ile, kişiler ve toplumlar kendilerini ya ileriye götürürler ya da yenilenmeden, geleceği hiç görmeden, sürekli geçmişte yaşarlar!

Yaşanılan olayların tümü bir dosya şeklinde kişilerin ve toplumun hafızasında, yoğun duygusal izler bırakarak yaşamayı sürdürür... İzlerin derinliğine göre bu anılar, ya kişileri ve toplumları idare eder ya da kişiler ve toplumlar bu anıları kontrol eder... Çoğu zaman hayatta acı çekenler işte o geçmişi kontrol edemeyip de geçmişlerinin esaretinde yaşayan kişiler ve toplumlar oluyor... Kişiler her ne yaşıyorsa, toplumlar da aynı şeyleri yaşarlar... O nedenle "ileriye bakma zamanı!" konusu bireyler için de, toplumlar için de aynı şeyi ifade eder!

Gelişim bilimi ortaya çıkmaya başladığı zamanlarda, doğa ve doğada yaşayan canlılar, gözlemlenerek, detaylı bir şekilde incelenerek, sonuçlar görülerek, insanoğlunun yaşadığı sorunlarının çözümünün benzerlerinin doğada olduğu gerçeğine ulaşılmıştır... Bugün size anlatacağım bu gözlem çalışmasını yaşamınız boyunca hatırlamanız, kişisel ve toplumsal sorunları aşmanızda bir anahtar görevi görecek, yenilenme konusundaki motivasyonunuzu ve acıya rağmen hayatta kalma gücünüzü, kararlılığınızı, geçmişi geçmişte bırakarak, geleceğe odaklanmanız gerektiğinin derinliğini ve genişliğinin farkındalığına varacaksınız... 

Şimdi arkanıza yaslanın ve okuyacaklarınızı her kelimesi ile zihin gözünüzde canlandırmaya çalışın...

Kuş türleri içerisinde en uzun yaşayan hayvanlardan biri kartallardır... 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır... Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor olan, bir karar almak zorundadırlar...

Kartalların yaşı 40’a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelirler... Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır... Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır... Tüyleri de kartlaşır ve kalınlaşır...

Bu yaşlarda kartalların uçması, hayatta kalması artık iyice zorlaşmaya başlar... Bir yol ayırımına gelmiştir ve dolayısıyla kartalın burada iki seçenekten birini yerine getirmesi gerekmektedir...

Ya ölümü seçecektir ya da "yeniden doğuşun" acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir...

Bu yönde karar verirse, kartalın bu yeniden doğuş süreci yaklaşık 150 gün kadar sürecektir... Kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarında, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır...

Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar... En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer...

Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker ve çıkarır... Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar...

5 ay sonra kartal kendisinden 20 yıl veya daha uzun süreli olarak bağışlanan yeni bir yaşamın, o meşhur “yeniden doğuş” uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir...

İleriye gitmek adına, kendi yaşamımızda da sık sık "yeniden doğuş" süreci yaşamak zorunda kalırız, zafer uçuşunu sürdürmek için... Bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan , olumsuz anılarımızdan ve yüklerinden kurtulmak zorunda olduğumuzun farkındalığına vararak, “Kendimizi yapılandırmamız” gerektiğini hatırlayarak, tüm içimizdeki acılara, umutsuzluklara ve hayal kırıklıklarına rağmen, hayallerimize ve hedeflerimize doğru "ileriye bakmak" zorunda olduğumuz anlardır, o zamanlar... İşte o zamanlarda, uzun süreli bir yaşamın, o muhteşem "yeniden doğuşu" yaşanır...

Her ne yaşanmışsa yaşanmıştır ve geçmişte kalmıştır... Bunun ötesi yok! Bu bilinçle, ileriye bakarak amaçlarınıza, hedeflerinize ve ideallerinize sarılın!

Herkes bu yazıyı okuduktan sonra, güzel geleceğinin kararlarını, hemen şimdi düşünmeye başlasın... Zaman ilerliyor... Gereksiz size katkısı olmayan şeyleri düşünmek yerine, geleceğinize, kendiniz yön verin... Bundan sonrasına ve önünüze bakın! Geçmişe takılarak, geçmişe kilitli kalarak, yaşanılacak güzel günlerinizi ve ömrünüzü tüketmeyin... Geriye bakarak, yere bakarak yürümeyin... İleriye bakarak, dik yürüyün... Gelişmek, yenilenmek ve ilerlemek istiyorsanız!

Unutmayın! "Hoşça kal" diyecek kadar cesursan, hayat seni "yeni bir merhaba" ile ödüllendirecektir...

İleriye, hedeflerinize ve hayallerinize bakma alışkanlığı, zorluklarla başa çıkmanıza, stresi azaltmanıza, korku ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygularla baş etme becerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır...

İleriye bakmak, size enerji verecek ve sorunların üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır...

Bireyler, toplumları, toplumlar da ülkeleri meydana getirir... Mutlu toplumlar, mutlu bireylerden oluşur... Mutlu olmak için şimdi "ileriye bakma zamanı!" Hep birlikte bunu yapalım... Bu düşünce alışkanlığına odaklanalım... En temel anlamıyla, "öngörü" gelecekteki bir "ödül" anlamına gelir ve genel olarak ödüller, güçlü motive edicilerdir...

Bana, geçmiş deneyimlerim şu dersi verdi: Bu dünyaya hepimiz, en iyi hayatı yaşamak için geliyoruz ve yaşam, pişmanlıklarla, hayal kırıklıklarla, umutsuzluklarla, belirsizliklerle, şüphelerle ve hatta korkularla, feda edilemeyecek kadar kısadır... Sorunlarla mücadele ederken, her günün bir öncekinin benzeri görünümünde tekrar etmeye başladığını fark ediyorsunuz... Ancak her yeni günün, en beklenmedik anlarda kendi başına bir mucizeyi de beraberinde getirdiği hep hatırlanmalıdır! İşte odaklanmamız gereken nokta tam da orasıdır! Yani "fırsatlar"... Bunu görmek için de ileriye bakmayı öğrenmeliyiz, bireysel olarak da, toplumsal olarak da... Sorunlarla mücadele etme gücü ve motivasyonu, bu noktadan sonra ortaya çıkıp, gelişecek ve yayılacaktır...

Ünlü düşünürün söylediği gibi; "Bağışlamak, geçmişi değiştirmez; ama geleceği özgürleştirir!"

Geçmişi bağışlayın!

Unutmayın! Hedefe yaklaştıkça, zorluklar da artacaktır... Pes etmeyin! İleriye bakmayı sürdürün!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.