BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

'Globalizasyon!'

Yayın Tarihi: 10/06/22 07:00
okuma süresi: 12 dak.

Fikirlerin, kültürlerin, üretimin ve dünya görüşlerinin alış verişinden, etkileşiminden doğan uluslararası bir bütünleşme sürecidir...

Bireylerin, toplumların, işletmelerin veya diğer tüm kurum ve kuruluşların da uluslararası etki, geliştirme veya uluslararası ölçekte faaliyet göstermeye başlama süreci olarak da değerlendirilmektedir...

Ticaretten tutun da siyasete ve insan ilişkilerinden çeşitli hizmetlere, kültüre kadar her türlü paylaşımı içine alan, çok geniş bir kavramdır "globalizasyon!"...

Nihayetinde küreselleşme, kültürel, politik ve ekonomik iş birliğine yol açan, dünya çapında insanların, toplumların, ülkelerin, işletmelerin, kurum ve kuruluşların birbirine bağlılığı ile de ilgilidir. Uluslararası düşünce ve fikir paylaşımı, iş birliği için dünyanın her yerinden başkalarıyla kolayca hareket etme ve iletişim kurma yeteneği olarak da anlam bulmaktadır günümüzün bu en önemli, olmazsa olmaz kavramı...

Yani anlayacağınız eskilerin söylediği "küreselleşme" ya da "globalleşme" ve günümüzde "globalizasyona" dönüşen bu önemli kavram; tüm dünyada var olmak için büyüme ve genişleme süreci olarak ifade bulmaktadır...

Bu noktada karşımıza önemli bir soru çıkmaktadır...

Uzun yıllardır kendi kabuğu ve kendi dünyası içinde yaşam mücadelesi vermeye çalışan Kıbrıs Türk insanı, bu kabuğun içerisinde ve bu şartlarda ne kadar daha uzun süre yaşayabilecektir, sizce?

Hayata başlamak için insan önce kabuğunu kırarak ilk adımı atar... Yaşamın devamında, kendisinin küçük kozası içinde yaşam sürmesi alıştırılır ve bu şekilde büyür, yaşlanır ve ölür...

Gelişiminde kabuğunu kıran kişiler ancak, bakış açılarını geliştirebiliyor, yaşamına ve çevresindeki yaşamlara anlamlar katabiliyor ve geleceğe ışık tutabiliyor... Dünyaya açılabiliyor... Dünyalı olabiliyor...

Gelişimin kabuğunu kıranlar, yüreğinin kabuğunu da kıranlardır...

Her ne kadar Kıbrıs Türk toplumu olarak içinde yaşadığımız şartlar ve çevre bizler için bir koruyucu kabuk görevini görmekte ise de, bireysel ve toplumsal başarı, gelişim, açılım ve ilerleme için bize içinde yaşamamız öğretilen bu kabuğu, kararlılıkla kırmamız gereken günlere doğru ilerlemekteyiz...

Aksi taktirde, bu kabuk günün birinde var olmasa bile, bunun hala var olduğunu zannedip, bu kabuğun içinde doğup, büyüyüp, ölmeye Kıbrıs Türk insanı olarak nesiller boyunca devam edeceğiz...

Pahalılığın, geçim sıkıntılarının, duygusal, düşüncesel ve davranışsal sorunların çok fazla artmaya devam ettiği bugünlerde, artık o kabuğu kırmamızın gerektiğini bilmeliyiz... Kendimizi dünyaya entegre etmeliyiz tüm gücümüzle... Öyle ya da böyle, küçük ya da büyük, düşüncesel olarak, ruhsal olarak, duygusal olarak dünyaya daha fazla açılmak zorunda olduğumuz bir döneme gelinmiştir... Dünyaya açılanları desteklemeliyiz... Bilgilerinden ve gücünden yararlanmalıyız... Onlara saygı ve güven duymalıyız... Ve onlar gibi her bir Kıbrıslı Türk olarak dünyaya açılmanın yollarını şimdi daha fazla aramalıyız...

Toplumsal varoluş ve başarı için o kabuğu kırmalıyız... Dünya ile iletişimde ve işbirliğinde olmalıyız...

Kıbrıs Türk insanı hayalî bir kabuğun içinde yaşamaya itilmemelidir... Kendi kabuğunun dışına çıkabilmelidir... İnsan yapımı çaresizlikten, gerçek dünyaya yönelmenin tüm imkânları denenmelidir...

Unutmayınız! "Globalizasyon", ekonomileri güçlendiriyor, yaşam standartlarını yükseltiyor, bilgiyi çeşitlendiriyor, bakış açılarını artırıyor...

"Globalizasyon", geriye dönüş değil, ileriye doğru bir gelişim ve dönüşüm sürecidir... Bunun fırsatları çok iyi değerlendirilmelidir...

"Globalizasyon", büyük iş gücü potansiyelini de getirir toplumlara ve ülkelere...

Hükûmet güdümlü inovasyonların, kimseye faydasının olmadığı kısır süreçlerden geçmekteyiz... Ülke kaynaklarının da heba edilmesi, gelir dağılımlarının dudak uçuklatan dengesizlikleri de cabası... "Globalleşmenin" avantajlarından en yüksek düzeyde yararlanılmanın yolları sürekli ve kesintisiz ortak akılla, aranmalıdır... Kıbrıs Türk insanı daha iyi ürünleri ve hizmetleri daha uygun fiyatlarla temin etmek istiyor, Kıbrıslı Türk tüketici kaliteyi daha uygun bir fiyata satın almak istiyor, bu konu o kabuğun içinden çıkmakla ancak aşılabilindiği bilinmelidir...

Mevcut önlemlerle, yasalarla, anlaşmalarla ve gelecek yardımlarla kimse mucizeler beklemesin... Dünya ile iletişim halinde olmayı, artırarak sürdürmek zorunda olduğumuz önemli bir süreçte olduğumuzun bilincine şimdi daha fazla varmalıyız...

Ülkeniz için, tedarik zincirlerini geliştirip, çeşitlendirmeniz ve yaygınlaştırmanız gerekmektedir... Yerel üretimi destekleyerek dünya ile kendinizi buluşturmanız gerekiyor; "globalizasyonun" gücünü bilmeniz, anlamanız ve anlatmanız gerekiyor... Tüm bunların, uzun dönemli ve sürdürülebilir bir yapıda dönüştürülmesi gerekiyor... Bunun için de örneğin, akıllı tarım sistemleri gibi yatırımların hükûmetlerle desteklenmesi ve dünya ile entegre edilmesi gerekmektedir artık... Çıkış yolu bu!

Ülke fakirleşiyor... Vatandaşın alım gücü her geçen gün daha fazla düşüyor ve daha fazla azalıyor... Olumsuz duygu, düşünce ve davranışlar, yaratılan ve yaşatılan toplumsal stresten, gerginlikten her geçen gün daha fazla yükseliyor, sağlık sorunları artıyor... Tüm bu yaşanılan sorunları özel anlaşmalarla, protokollerle, birtakım yasalarla çözemezsiniz! Globalleşen dünyada daha iyi tedarik zincirleri, iş birlikleri geliştirmek zorundasınız ki ülkenizin yaşam standartlarını ve alım gücünü yükseltebilesiniz... Dünya ülkeleri şimdi bunlarla uğraşıyor... Kısır siyasetlerle değil! Dünya ülkeleri ekonomik iyileşmenin yollarını ortak akılla sürekli geliştirmeye çalışmaktadır... Ülkemiz ne yazık ki, siyasetle yatıyor, siyasetle kalkıyor... İşte bu nedenle, o kabuktan çıkmamız gereken çok hayati bir dönemdeyiz şu an... Daha fazla globalleşmemiz gerekiyor... Tüm gücümüzle ve imkânlarımızla, ortak akılla, ülke olarak tanınsak ta tanınmasak ta, önce zihniyetlerimizle kendi içimizde bir bütün olmalıyız, daha sonrada tüm benliğimizle ve varlığımızla globalleşmenin yollarını daha fazla aramalıyız... Oturup bir köşede sefil bir şekilde ölme dönemi çoktan bitmiştir...

Kıbrıs Türk toplumu olarak, ayağa kalkmalıyız, birlik olmalıyız ve birlikte hareket ederek, ortak akılla dünya ile aynı dili konuşmalıyız... Dünyanın gelişmişliğinden ve gücünden yararlanmalıyız... Şimdi ülkesel kısır döngü siyasetini, siyasi dedikoduları, siyasi kulisleri bir kenara bırakarak, dünya ile iletişimi artırma ve geliştirme zamanı... Buna yönelmeliyiz, bu farkındalığı geliştirmeliyiz... Toplumsal olarak buna odaklanmalıyız... Bireysel ve toplumsal gelişim için dünyasal aksiyonlar almamız gereken çok önemli bir zaman dilimindeyiz... Herkes enerjisini bu yönde kullanmalıdır... Yönelmemiz gereken şey; “Globalizasyon!”

Dünyanın karşısına, dünya kaynaklarını tüm insanlığa yarayacak şekilde akılcı politikalar geliştirerek dikkat çekerek çıktığınız sürece inanın, ortada ne ülkesel tanınma kalır, ne de tanınmama...

Ezber bozan taraf olun... Ezber bozan yaklaşımlar ve yenilikçi çözümler üretin, ortaya koyun ve uygulayın... Bireysel olarak da... Toplumsal olarak da bunu yapın... "Globalizasyonun" en etkili yöntemi de budur... Ülke olarak bu gücü en doğru şekilde kullanın, kullandırın... Dayatmalarla, zorlamalarla, kısıtlamalarla hiçbir noktaya varamazsınız... Kendinizi ifade etmenin artık farklı yollarını bulun ve gösterin... O kabuktan çıkın! Vizyon ve ortak akıl geliştirin...

Ezber bozan yaklaşımlar için artık kolları sıvamalısınız...

Unutmayınız! Oyuncularla dolu bir dünyada, kendinizi diğerlerinden ayırmanın tek yolu, oyunun kurallarını değiştiren biri olmaktır...

Bu ülkenin bireyleri olarak iş yerimizde, yaşadığımız toplumlarda ve evlerimizde kendimizin ötesindeki değişikliklerden sorumluyuz... Sadece büyük resme bakmamalıyız, bu ülkenin insanları olarak büyük resmi de YARATMALIYIZ...

Bazen oyunu oynayan değil, değiştiren de olmalısınız...

Bir takım, kıdemli veya yıldız oyunculardan dolayı değil, çoğu zaman da oyunun kurallarını değiştirenler sayesinde kazanırlar, çünkü onlar gol şansını beklemezler, gol şansını YARATIRLAR...

Hayatınızı kazanmak başkalarının oyununda değil, sizlerin kendi oyununuzdadır...

Zihniyetinizi değiştirmek, oyunu değiştirir...

Kim olduğunuzu hatırlamak oyunu değiştirir, oyunun sizi değiştirmesine izin vermeyiniz!

Tüm olumsuz düşüncelerinizi olumlu olanlarla değiştirirseniz, oyunun kurallarını da değiştirirsiniz...

Yaptığınız şeyler sizi hedeflerinize götürmüyorsa, bilin ki birileri sizi hedeflerinizden uzaklaştırıyor demektir...

Kendinizi kaliteli insanlarla ilişkilendirin, çünkü kötü bir çevrede olmaktansa yalnız olmak daha iyidir...

Bireysel ve toplumsal başarı neye sahip olduğunuzda değil, kim olduğunuzdadır...

Bu ülkede sadece çaresizlik değil, "yararsızlık" duygusu da giderek yaygınlaşıyor... Siyaset, acımasız bir oyun haline geldi... Kamu hizmetleri ile birlikte insan yaşamları da bir labirent, verimsiz, işin içinden çıkılmaz hale geldi... Dünyadaki gelişmelere kapalı, kendi kabuğunda yaşam sürmeye itilen "yalnız" bir toplum haline getirildik...

Ancak bu kabuktan çıkmakla, yeni bir dünyaya girebiliriz... "globalizasyona" dönüşebiliriz... Bu, her birimizin kendi elinde... Bireyler toplumları, toplumlar da ülkeleri ortaya çıkarır...

Unutmayınız ve hep hatırlayınız... Bireyler olarak uğruna mücadele edecek bir şey kalmadığını hissettiğimiz an, toplum olarak bittiğimiz andır...

Gerçek şu ki, her insan kendi ruhunun derinliklerinde, pusuya yatan istiridye kabuğunun yaşadıklarına benzer şeyleri yaşar...

Unutmayınız! İçinde yaşadığınız ego kabuğu, aşılması en zor olandır...

Bunun da farkına varmak önemlidir...

İnsanlar sanki bir kabuğun içine sığınmış gibi yaşam sürmektedir bu ülkede...

Kabuğu, kırma zamanı geldi...

Açılımınız, anlayışınızı saran kabuğun kırılmasıdır... Yeni bir dünyaya kendinizi davet ettirmenizdir...

Hayatta hiçbir şey sebep ve sonuç olmadan olmaz... Her şeyin bir nedeni vardır... Şu anda yaşanılanların da... İleride yaşanacakların da...

Olumsuzluklardan kurtulmak için etrafınıza bir kabuk oluşturmaya sakın çalışmayınız... Tam tersini yapın ve o kabuğu kırın...

Çeşitlendirme ve küreselleşme, geleceğin anahtarıdır...

Küreselleşme, pazarların dünya çapında bütünleşme sürecidir...

Küreselleşme, ekonomik hayatın önemli bir gerçeğidir...

Küreselleşme, kendiniz için de, ülkeniz için de büyük bir fırsattır...

O kabuğun içinde gizlenmeyi artık sürdürmeyin... O kabuğu kırın...

Ve dışarıya çıkın...

Bilgi çağında, ışık hızında olan küresel dayanışmaya, her bir Kıbrıslı Türk olarak daha bilinçli "merhaba" deyin...

Her insan kendi görüş alanının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak kabul eder...

Sadece birkaç kişi için değil, herkes için çalışan bir tür küreselleşme yaratmalıyız!

"Globalizasyon!" Bunun için vardır...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.