Neden destek, neden karşıtlık, işte bütün mesele bu

Yayın Tarihi: 30/09/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ya da yeni meclis binası veya popüler ismi ile "külliye”

Yine, pek çok konuda olduğu gibi sağlıklı bir zeminde tartışılmıyor.

Yine bildik, siyasi, etnik köken, kimlik üzerinden bölünme, ayrışma, kutuplaşma.

Projenin kendisi değil, yapılışı tartışma konusu.

Bu projeye karşı olmak veya desteklemek.

Soru çok basit, neden destek veya neden karşı olmak?

Sırf Türkiye yapıyor diye desteklemek ne kadar yanlışsa, sırf Türkiye yapıyor diye karşı olmakta o kadar yanlış.

Soru bu, işi aşırı uçlara taşıyarak, tartışılmadan, körü körüne bir destek ve körü körüne bir karşıtlık var.

Aslında çok basit bir şekilde, desteğin de karşıtlığın da ortak noktaları var.

Proje başladı, projeyi durdurmak için eylem yapıldı, bu ülkeye yakışmayan görüntüler gördük.

Yine polis, yine göstericilerle karşı karşıya, hatta bu defa polisle arbede yaşayan milletvekillerine tanık olduk.

Gerçekten üzücüdür, hoş bir tablo değildir.

Ben projenin kendisine karşı değilim.

Yeni Cumhurbaşkanlığı, yeni meclis binası, hatta tüm kamu kurumlarının, bakanlıkların, bağlı dairelerin, bir alanda, bir bölgede, bir çatı altında olduğu, bütünlüklü bir kamusal alan yaratılmasını yıllardır savunuyorum.

Ancak "kullanış" esas alınmalı, kamuya ait her değer, kamunun, halkın, hepimizindir.

Buraları kullanırken, kimsenin hangi partiye oy verdiğine, siyasi tercih veya dünya görüşüne bakılmayacak.

Elbette, yer konusu tartışılabilir, yeşil bölge, alt yapı eksikliği, bölgede yaratılacak trafik yoğunluğu, şatafatın öne çıkarılması, tabii ki bunlar tartışılır, tartışılmalı.

Oldukça geniş bir hizmet alanı, KKTC maliyesine getireceği maddi yük, şimdiden çalışılmalı.

Bir de izinlendirilme konusu, bu ülkenin izin makamları belli, her yapının nasıl yapılacağı, yasalarla, uygulamalarla belirlenmiş.

Devletin kendi yasalarına uymaması, izinsiz işler yapması mutlaka ki kabul edilemez.

Şunu da düşünelim, bu proje yerine, hastane yapılsaydı, yine karşıtlık olmayacak mıydı veya başka bir proje, yine karşıtlık olacaktı.

İşte, neden ve neye karşıtlık, neden ve neye destek, bu iki soru çok önemli.

Gördüğüm o ki;

Destek verenlerin de karşı olanların da sebep veya sebepleri slogandan öte gitmiyor, her iki görüşün de altı boş.

Kimse, kimseyi kabule de karşı olmaya da zorlayamaz, düşüncesinden dolayı yaftalayamaz, hedef gösteremez.

Bu konu üzerinden siyaset yapıp toplumu bölemez, her türlü düşünceye, en başta saygı duymak gerek.

Devlet olmayı da irade sorununu da bir bina, bir proje üzerinden simgeleştirmek, birbirinden farklı değil, sadece bir "sembolleştirme" çabasıdır.

Devlet olmak gösterişli binalarla olmadığı gibi irademizin hiçleştirilmesi de binalarla ifade edilemez.

Buraya gelene kadar çok örnek var.

Peki, proje öncelikli mi, kesinlikle değil.

Konu toplumsal kırılmalara fırsat vermeden tartışılmalı, hazmedilmeli ve sahiplenilmeliydi.

Meselenin bir başka tarafı daha var ki sanırım esas hassas nokta tamda burası.

Anlayış ve yaklaşım meselesi.

"Ben yapmaya karar veririm ve yaparım" bu yaklaşıma karşı ne isterse yapılsın, külliye, yerleşke, okul, hastane, en baştan ters teper.

Zaten yaşanan tecrübeler de bunu kanıtlıyor.

Ülke gerçek gündeminden uzaklaşıyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.