2026’ya kalan umutlar

Yayın Tarihi: 31/12/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.

Herkes ayni noktada buluşuyor.

Zaman çok çabuk geçiyor, işte bunda herkes hem fikir.

Çocukken zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık, gençlikte zamanı umursamayıp, bir an önce geçsin, büyüyelim, olgunluk yaşlarına gelelim derdik.

Şimdi ise ellili yaşlar, yani orta yaşlara geldik.

Bu yaşlarda çok daha iyi anlıyorum, gerçekten zaman çok çabuk geçiyor.

Göz açıp kapatıncaya kadar, saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar geçiyor, zaman tükeniyor.

Zaman en değerli, en kıymetli hazine, çünkü geriye dönüşü yok.

Geride kalan sadece anılar, hatırlananlar.

Dün geride kaldı, yarını bilen yok, o zaman önemli olan bugün, şuanı yaşamak, değerini bilmek.

Tabi öyle değil, yaşam koşuşturması için de kimse durup anı yaşamayı düşünmez, yapmaz, yapamaz.

Ancak ve ancak hayat koşuşturmasına bir ara verilince insan düşünmeye fırsat bulur, ailesine, önceliklerini daha çok önem verir.

Bugün 31 Aralık 2025 Çarşamba, 2025 yılının son günü.

Yarın yine sıradan bir Perşembe günü olacak.

Zamanı bölerek, anlamlandırarak, farklı sonuçlar yükleyerek, yaşamaya devam edeceğiz.

Sadece bir umut tazelemesi, beklenti yenilemesi ve geleceğe dair ümitler yeşertilecek.

2025 yılı ve hatta daha öncesi içinde benzer düşünceler hayat bulmuştu.

Dünya barışı gibi, yoksulluğun, savaşların, adaletsizliklerin bitmesi gibi ütopyalardan bahsedilmişti.

Ama insanoğlu aynı, yine de bu amaçlar uğruna çalışmak mutlaka ki devam edecektir.

2025 yılı içinde, bir slogan haline gelen “hayatta en önemli şey, sağlık gerisi boş” söylemini birebir yaşadım.

Ve ne kadar doğru bir söylem olduğunu tecrübe ederek anladım.

Şimdi düşünüyorum, geride kalan koskoca yılda, 365 günde, nelere boş yere üzülüp, zamanı değersizleştirmişim.

Gerçekten kıymetini bilmek gerek, zaman ve yaşam geriye dönüşü olmayan en büyük hediye.

Nesiller göçüyor, nesiller geliyor, birileri geride birçok şey bırakıyor, bir başkaları bunlarla yeni yaşamlar kuruyor.

Daha önceleri de, bugün de olduğu gibi, yeni yılı aileyle beraber karşılamayı seviyorum.

Eskileri yâd ediyor, anıları, yitirdiklerimizi ve gelecekten umutları konuşuyoruz.

Aslında yazının başından bu yana anlatmaya çalıştığımı yapıyoruz, anı yaşıyoruz, geçmişi unutmadan, anarak, geleceği zamana bırakarak.

Toplumsal boyutta bakacak olursam, 2026 yılında beklentileri çok yükseltmeli miyiz?

Yeni yılın yani 2026’nın ilk günlerinde, ekonomiye dair gelişmeler olacak, sancılı süreçler yaşanacak.

Siyasi olarak hareketli ve yoğun bir yıl bizi bekliyor.

Olası bir erken seçim, yılsonunda bir yerel seçim, klasik, kangren olmuş Kıbrıs sorunu, eğitim, sağlık çıkmazı, grevler, seçim hazırlıkları.

Elbette kişiye, ülkeye dair gelişmelerde de çok çeşitli değişiklikler beklenebilir.

Ne yazık ki bazı konular için tek yapabildiğimiz, temenniden öte gitmiyor.

En iyisi mi biraz ara verelim ve anın tadını yaşayalım, aileyle, arkadaş, eş dost ile.

Dilek tutmadan, dilemeden, umutlanmadan tabi ki olmaz.

Her şeyden önce, herkese, hepimize sağlıklı, bol kazançlı, güzel bir yıl diliyorum.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları