Siyasetin mahşer günü!

Yayın Tarihi: 12/10/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Dün “siyasetin mahşer günü” idi...

Malûm çevrelerin ortaklığı topluma vesayet eden kendi dışında bir "kafa" örgütleyecek ya!

Seçimin "final sahnesinde" toplumu iki zıt kutba ayırdılar:

"Ne isterlerse verelim"ciler ile,

"biz de varız" diye “ayakta kalalım”cılar...

*

"Biz de varız" diye “ayakta kalalım”cı iseniz,

"haddinizi bileceksiniz"!

Türk devleti ve milleti için,

KKTC'yi Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli bir Devlet kurumuna dönüştürmeniz, 

kurum ve kuruluşlarıyla telif haklarını da o malûm çevrelere devretmeniz şart!

Kullanım şartları ise, Kıbrıs'ın kuzeyinden sorumlu kişilerin iki dudağı arasına sıkışmalı!

Ayrıca, Kıbrıs Türk Halkı'nın 2 bölgeli, 2 toplumlu, siyasi eşitliğe, kararlara etkin katılıma ve dönüşümlü başkanlığa dayalı 2

kurucu devletli federal çözüm beklentilerini karşılıksız bırakmak gibi bir önceliğiniz de olmalı… 

*

Aksi takdirde, gayrı-resmi “Rumcu”, "ne isterlerse verelim"ci oluyorsunuz...

Kısacası, öyle bir siyasi atmosfer ki, bambaşka!

O malum çevrelerin motoru, bataryaları, tasarımı ve ekonomik desteği Engürü’den, ama "yerli"!

Kıbrıs Türklerinin  "değer önceliği" nedir?

Bilimde, siyasette, eğitimde, ekonomide, sağlıkta, sporda, sanatta, edebiyatta...

Ve hayatın her alanında...

Haftaya İkinci turda oy kullanmadan önce bunu düşünün...

Çünkü eylem zamanı şimdidir!

Bu değer öncelliklerinin kimlik, düşünce ve duruş ile ilgisini sandıkla kurmak gerekir!

*

Yoksa! 

Eğer ikinci turda "atı da jokeyi de Engürü’den alan Üsküdar'ı geçerse",

artık, "bu toplum nereye gidiyor", ekonomi,  döviz, istihdam, gençlerin göçü, dünyada yalnız kalma, üretimden kopma ve çözümsüzlük

türünden sorulara da takılmamak ve "orucu ne bozuyor"a bakmak lâzım!

*

"Gelecekle" ilgileniyor musunuz?

İlgilenmiyorsanız, bu adada gelecek hep geçmişe dönüşecek...

"Hedef" Yok!

Hedefe varma durumu yok!

Barış ideali ve hedefi ile çözüm arıyor"MUŞ" gibi, “defnedilemeyen bir ölü gibi” yaşayacağız!

*

Bu ikilemler ve kutuplaşmalar iliklerimize kadar işlerken, artık bir "karar vermek" durumundayız?

Rıza gösteren, biat eden ve güvenini kaybetmiş bir toplum mu olmak istiyoruz?

Yani “Antidemokratik, Biat eden bir toplum ve Dünyadan kopuk bir düzen mi”dir istenen?  

Yoksa iradesine sahip çıkan, özgüveni yüksek, dünyalı olmak İçin mücadelesini yükselten, kendi geleceğini belirleme hak ve

yetkisine sahip üretken bir toplum olduğunu cesaretle söyleyen barışçıl bir toplum mu?

Bu mücadele süresince “Demokratikleşme, Özgürleşme ve Dünyalılaşma” hedefinden şaşmayan bir toplum olduğunu tüm

dünyaya bir kez daha göstermek…

*

Başlangıç ile varış noktası arasındaki uyanış noktası haftaya pazar günü kurulacak olan sandıktır! 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları