Bilgi, tecrübe ve hız dünyasındaki yerimiz...

Yayın Tarihi: 27/09/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Siz hiç bilgiden "geri adım" atarak uygarlaşan bir toplum biliyor musunuz?
Peki ya statükoyu sürdürmek adına, kasıtlı olarak cehalete mahkûm edilerek uygarlaşan bir toplum!

KKTC’deki modernleşme ile uygarlık kavramı nasıl bir ilişki içindedir ki,
"insanlık birikimi" bilgisine sahip kişiler,

kendi değerlerinden bağımsız,

neyin doğru, neyin yanlış, neyin istenilir olacağı hakkında "merkezileşen" bir cehalete ayak uydurmak zorunda bırakılıyor?

Bırakılıyor çünkü hükümet edenler, 
devleti yurttaşlık için ortak bir örgütlenme biçimi olarak değil,
güç kazanma arzusuna yöneltilmiş,

vatandaşın üstünde bir yapı olarak görüyorlar.

Modern bir toplumun kurumlaşma düzeyinin,

toplumun yaşadığı yüzyılla birlikte "yeni" olması gerekmiyor mu?
Gerekiyor ama...;
"ama"sı:

her şeyi önceden bilen ve her şeyi yaratan bir Tanrı olgusuna ve varlığına inanılıyorsa,

insan, eylemlerini seçerken ne kadar ve nereye kadar özgür bırakılacak?!

Bırakılmayacak...
Nasıl yani Tanrı'nın varlığını mı tartışacaksınız?!
Hadi tartışın...!!
İnsanın özgür seçimleri ve mutlak bir inanca ait gerçeğin bilgisi tartışılabilir mi?!

Görüyor musunuz?!
Emek, emekçi, iman, ekonomi,…, hepsi ele güne teslim!
Ve Kıbrıslı Türkler, plânlı bir şekilde,
bireyin varoluş nedeninin ve amacının sorgulandığı bir zemine sürükleniyor...
Allah ile kulun arasına giriyorlar...
"İmanlılar" ve "imansızlar" diye iki kutup yaratıyorlar!

İnanın bu rejim dinci mi, sosyalist mi, kapitalist mi bilmiyorum...!
Neyin nesi olduğu belli değil! 
Ancak görünen o ki,

bu rejim bizden "sıfır" olmanın bilgisini kazanmamızı,

yani "sıfır" olmamızı istiyor!
İşte bakın,

yıllar içinde sıfır olmanın bilgisini kazandık,
ve sıfır olduk…

Sıfırın hükümranlığı altında,

önce dünyevilikten, sonra insani değerlerden kovulduk!
Sıfırlaştıktan sonra ise,

grup olarak algıladığınız şeyin, 

bir "üst" gerçeklik olduğuna inanacaksınız...

Böylelikle de,

hiçbir koşulda geçerli olmayan,

yanlış olması muhtemel kanılar doğru hale gelebilecek,

ve size "üstün" bir konum kazandırdığı yanılgısına girebileceksiniz!

Artık yaşamın geriye bakarak anlaşıldığını,

ancak ileriye doğru yaşandığını göremez,
geçmişte yaşamaya takılıp kalırsınız.
Neticede,

grup ve değerler sistemi olarak "KKTC Forever"e uyum sağlar, 

ileriye doğru yaşamak yerine, geçmişte takılır kalırsınız...

Aristoteles’e göre,

her eylem irade özgürlüğüne dayanır.

Ve yapılması elimizde olan şeyleri yapmak kadar, 

onları yapmamak da yine bizim elimizdedir. 

 

Yine Aristoteles'e göre,

irade özgür olduğu için,
kötülük de aslında iradenin belirleyiciliği altındadır,
ve isteyerek yapılır...
Çünkü istenenler amaçlardır,

ve amaçlar enine boyuna düşünülmüş ve tercih edilmişlerdir (Aristoteles: Nikomakhos’a Etik (Yunanca aslından çeviren: Saffet Babür). Ankara: BilgeSu Yayıncılık, 2018).

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları