Korkunun karşısına neyi koyacağız?

Yayın Tarihi: 08/11/21 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Adı “önceden gören” yani "öngören" anlamına gelen Prometheus, Zeus'u aldatan ve yarattığı insanların gözünde de küçük düşüren titandır.

Prometheus, tanrısal düzene kafa tutmuş, karşı çıkmış ve sonunda insanı yaratarak ve onlara ateşi (yaratıcılığı, bilimi, uygarlığı) vererek düzeni değiştirmeyi de başarmıştır.

Ateş bu; karanlığı yok eden ışık!

Ancak, "Tanrılara",  düzene, muktedire karşı çıkan cezasız kalır mı hiç?!
Kalmadı da:

Zeus, Prometheus'u Kafkas Dağının tepesinde zincire vurdurdu.
Görevlendirdiği bir kartal da, her gece yeniden oluşan karaciğerinden bir parça kopardı Prometheus’un.
Koparılan parça ertesi gün kendini yenilediği için,
muktedire, yani Zeus’a karşı çıkana verilen bu cezanın sonu gelmedi; akşama bir parça daha...

Boş vaatlerden, hayalden, temenniden uzak,
kul değil insan olmak, tebaa değil birey olmak;
Her gece ciğerimizden bir parçanın koparılmasına değer mi, değmez mi?
Asıl sorun burada!..


****************************************************
"Korku, içinde bulunduğumuz duruma değil, bu durum için geliştirdiğimiz düşüncelerimize verdiğimiz bir reaksiyondur" diyor, ODTÜ Psikoloji bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Faruk Gençöz.
O zaman korkunun karşısına neyi koyacağız?
Beklentiyi mi?
Bekleyelim yani!

Zaten biz Kıbrıslılar, aynı alışkanlıkların yaratıklarıyız...
Aynı şeyleri düşünmek, bizleri aynı seçimleri yapmaya yönlendiriyor!
Aynı deneyimler, aynı duygular, aynı düşünceler...
Dolayısıyla, bu adada gelecek hep geçmişe dönüşüyor?!
Bekleyerek, defnedilemeyen bir ölü gibi yaşamaya devam mı edelim?

Yoksa!

Korkunun karşısına yol'u, ışığı koymak için eyleme mi geçelim?

Hangisi?..
"Işık" için, idealizmin kutsal haleyle taçlanmış tanrısıdır derler...
Gündelik zaman-mekan rejiminin kuralları içerisinde kalmaya benzemez bu.
Eyleme geçmekte, ileriye bir adım atmakta bilinmeyenin korkusu, keşfin ümidi vardır !

****************************************************************
"Seni seçtim" der idealizmin tanrısı,
"Çünkü çocuğum değerlisin sen, sözlerimi taşıyacaksın.
Düşünceleri düzelttim ve yepyeni gözler bahşettim çünkü gözlerin göremiyordu derinlerde gizlenmiş gerçekleri.
Ayakların kanayana kadar yürümeye devam et yeryüzünde ve lütfumu taşı güçsüzlere ve cahillere, sözlerime uymalarını söyle–doğru yola gelirlerse, beklesinler, bir gün belki de affedebilirim onları” (Leonid Andreyev, (2019). Kızıl Kahkaha).

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları