Bu düzene sığınan geçmişe dönmeye devam eder!

Yayın Tarihi: 10/10/22 05:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Bilimsel gerçeklik üzerine çalışan Britanyalı ekolog ve evrimsel biyolog Clinton Richard Dawkins (1941-...), bilim, hipotez, öngörü ve kanıt aşağıdaki örneği verir:

"Bilim insanları gerçeğin ne olabileceğine dair bir tahminde bulunurlar...
Buna “hipotez”, ya da “denence” denir...
Sonra kendi kendilerine şöyle derler:
Eğer bu gerçek olsa idi, o zaman şunları ve şunları görmemiz gerekirdi...
Buna da “öngörme”
veya “öngörü” denir...
Örneğin, eğer dünya gerçekten yuvarlaksa, o zaman sürekli aynı yöne giden bir yolcunun bir süre sonra başladığı yere geri gelmesi gereklidir...

Bir doktor senin kızamık olduğunu söylediğinde
, bunu sana ilk bakışta söylemez. İlk bakışta, ona doğru olabilecek bir hipotez sunar. Sonra kendi kendine der ki “eğer gerçekten kızamık geçiriyorsa, o zaman şu semptomları da görmem gerekir.”...

Sonra öngörülerini sırayla kontrol eder ve bunları gözleriyle “küçük kırmızı benekler var mı?”, elleriyle “ateşi yüksek mi?”, ve kulaklarıyla “nefesi hırıltılı mı?” şeklinde sorulara cevaplar arayarak gözlemler...
Çoğunlukla bu semptomların uyduğunu gördükten sonar
, “bu çocuğun kızamık geçirdiği kanaatine vardım” der...
İşte bu soruların cevabı da “kanıt”tır..."

.........................

"Kuzey Kıbrıs" dediğimiz bu coğrafyada, çok büyük sorunlar var toplumun içinde yaşanan.
Çoğunlukla da bu düzenin yarattığı sorunlar.
Bir türlü de çözülemiyor…
Neden çözülmüyor dersiniz?
Çünkü bilerek ve isteyerek "kanıtlar" hiçe sayılıyor!
Neticede hatalı varsayımlar üzerinden yola çıkıldığı için,
oluşturulan tüm kurgular,

gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş gibi hatalı sonuçlar doğuruyor...
Böylelikle sorunlarımız belli bir noktayı çoktan aştı,
Kangrenleşip, sermayeleşti...

Oysak ki! Batıdaki "Modernleşme Hareketi"nin ileri sürdüğü büyük iddiaya göre, değerlerin temeli geleneksel zamanlarda iddia edildiği gibi, vahiy değil, akıldı. Üretilen yeni modernleşme kuramları adım adım gelenekleri yok etmeyi başarınca insan olmak her şeyin üzerindeydi. 

"Batı" dünyası, bu bakış açısıyla yeniden inşa edilirken,
"bizim gibi ülkeler" halâ tam bir paradoks içinde. 
Güya bir taraftan devlet idaresini modernleştirirken,
öte taraftan da dini unsurları bilimin ve insan aklının önüne koyup kuvvetlendiriyor.

Neticede bu adada gelecek hep geçmişe dönüşüyor !

Karar ve eylemlerimizin yüzlerce alternatifi olabilir ama;
"Çözümler" yeniyi gerektirir.

"Kalıp" yaşamın yenilenmesi için "kurban" edilir!
Doğanın döngüsü de bu değil midir? 
Siyasetin döngüsü de budur.
Eskiyi lâğveden siyaset, taklitle yetinmez!
Yeni bir gerçeklik vadeden bir öyküye bağlanır.

"Ana"sının düşüncelerini devralan bir gençte,
"yeni" bir biçim bulunur mu?
Hayır, bulunmaz…

Bu düzene sığınan geçmişe dönmeye devam eder!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları