Kralın oğlu: Elon Musk

"Kimin neyi, ne kadar, ne şekilde bildiği, bilmesi gerektiği insan olarak bizlerin başından hiç eksik olmamış bir derttir…"

İnsanlığın son yüzyıl içindeki uzay macerasının bilimle, insanın o durdurulamaz merakla kendi varlığını sorgulayışı, dış dünya ve sair gibi dürtüleri ile herhangi bir alakası yoktur.

İnsan genelde ‘eğlencesinin’ peşinde olduğu için bunlar Pazar günlerini National Geographic dergileri ile değerlendirenler için anlatılan “popüler bilim” kategorisi fısıltılar…

Uzay meselesi başından beri KATIKSIZ “askeri istihbarattan” İBARETTİR…

İletişim ağı yönetimi ve yazılı ilk adı ile (kubbe teknolojileri) ARGE’sidir.

Uydu fikri de sivil değil, “tamamen” askeridir ve kökü bir bilim kurgu romanında tasvir edilen dünyanın tepesine asılabilen bir ‘büyük aynanın’ -Japonya’ya atılan atom bombası öncesi- olası muhtemel işlevleri hakkında bazı stratejik düşüncelere kendini kaptıran subay bir mühendisin –kendi arkadaşları tarafından önce dalga geçilip- bilahir teşvik edilmesine dayanır.

İtibarınız yoksa ‘yeni bilgi kaynağınız’ Netflix’in ünlü “tarih dersleri” serisinden de izleyip, öğrenebilirsiniz bunları…

Might make sense to have thousands of solar reflector satellites ? to warm Mars vs artificial suns (tbd)

— Elon Musk (@elonmusk) August 20, 2019

“Dış” konular 5 Bin yıl önce kapandı, mesele “iç” ile ilgilidir.

‘Milleti tetikte tutma’ misyonu ile NASA, askeri bir Halkla İlişkiler Dairesi olarak kurulmuştur.

Modern değil, kökü “antik” sayılabilecek bu kurumun son yüzyıldaki ‘kurucu’ ilk çalışanları da kafayı göğe değil, yere; sonraları uluslararası anlaşmalarla mühürlenen Antarktika’ya takan Nazi’lerdir…

Bu dairede bilim aşkıyla kavrulan tek sınıf, kukla stajyerlerdir.

İstihdam ise bilim değil, daha ziyade mühendis ve sanat camiası içinden yapılır.

Bugün Elon Musk'la sözde özelleşen eklemli dairenin misyonu aynıdır.

Herhangi bir şey değişmiş değildir.

Teknik olarak mümkün de değildir…

Bunların hepsini, dediğim gibi tüm satır aralarını artık Netflix belgesellerinden de öğrenebilirsiniz.

**

Netflix size aynı zamanda tescilli bir hırsız olan "teleskopçu" Galileo’nun hayatını da baştan anlatacak yakında…

Biz böyle okumadık, diyeceksiniz.

O zaman O’nun kilise tarafından sözde bilimsel çalışmaları nedeniyle değil, dünyanın “şemali” ile ilgili hiç değil, “Yıldız Habercisi” adlı kitabında Kopernik'in evren modelinde “tanrının Güneş olduğuna inanması” ve dünyanın “merkeziyetini” yıkan pagan bir inanca açıkça “sapması” nedeniyle yargılanmış olduğunu göreceksiniz.

Tabi O’nun kilise tarafından “öldürüldüğünü” ÖSS sorularında yanıtlayanlar için “ev hapsi günlerinde Güneş’ine kavuştuğunu” öğrenmek bile sıkıntı yaratabilir…

**

Uzayda yaşam, UFO ve bizi ‘ziyaret edenler’ konusunda bilim dünyasında aslında 70’lerden beri bir ihtilaf yok, diye artık profesörlere anlatan Neflix, dün komplo dediğiniz her şeye bugün "bilgi" diyebilesiniz diye var…!

Asabınız kaldırabilsin ve hayal kırıklıklarınız ile bildiklerinizi unutma telaşı içinde bir an evvel ‘yenilere’ yerinizi bırakabilesiniz diye…

Neflix size “uzay turizminin” yeni değil, eski bir şey olduğunu, en muhteşem örneğinin de asansörle Babil Kulesi içinden yapıldığını da yakında anlatabilir.

Takip edenler anlayacaktır, gidişat o…

Şaşırmayın: Bazıları Netflix’in bu tarih derslerini “ne kadarını, hangi tonlama ile anlatacaklar acaba!” diye izliyor…

Gökte dolanan her tabii ışığa, oldukça radikal bir eğilimle sözde tanrılarının ismini neden taktıklarını anlamanıza gerek yok:  Zira biatları icabı hep ve sadece “kralların” tarihinden gitmeye mecburlar.

Zavallılar…

Diyeceğimiz o ki;

Bir ‘mülk’ olarak büyük dünyamızın ‘tek sahibi’ hakkında konuya dâhil taraflar arasında herhangi bir şüphe, tartışma yok.

Böyle tartışmalar zaten batan Titanic’in sadece “kömür dairesinde” olur.

Çocuğuna “X Æ A-12” adını verdiği için mahkemelere düşen Elon Musk; ben ve ailem aşı olmayacaklar’ dese de siz, bir sonraki açıklamasını beklemeden aşınızı olunuz…

Elon Musk, Jeff Bezos ile alay etti

"Lobicilik ve avukatlarla yörüngeye çıkılabilseydi şu anda Bezos, Plüton'da olurdu"https://t.co/FMrY0wDeZy

— Sözcü (@gazetesozcu) August 13, 2021