Rastlantılara inanır mısınız?

Yayın Tarihi: 08/04/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Ben inanmam.

İnsanın oluşumuna, fiziksel özelliklerine, tüm doğaya, hayvanlara, mükemmel çalışan evrene ve tüm bu sisteme akıl yolu, bilim yolu ile baktığınızda, hiçbir şeyin rastlantı olamayacağına yönelik inancınız artar. Üstelik bu sistemin bir maestrosu olduğuna da inanmamamız mümkün değil. Biz Allah diyoruz, başkası, Tanrı, birileri enerji ya da her ne derseniz deyin, kaçınılmaz olan kabul, bir yaratıcının olduğu gerçeğidir. Artık bilim de bunu söylüyor.

Bu öyle güçlü bir mesele ki, başımıza gelen her şeyle ilgili bir düşünce geliştirmemize de neden olur. Yaşadıklarımızı doğru bir akıl yürütme ile değerlendirirsek, "tesadüf sandığımızın tecrübe olacağını" anlarız.

Muhteşem evrenin, bildiğimiz kadarı ile ve şimdilik en değerli akıl sahipleri olan insan, sadece beyninin yüzde üçünü kullanarak neler yapmış bir düşünün. Bu evren bu kadar değil, aklımız da bu kadar değil elbette.

Ancak bu yüzde üçün içinde sadece üretilmiş iyiler ve iyilikler yok. Bir çok defa üretilmiş kötüler ve kötülükler de var. Bunları da üreten insan. Bir yandan milyarlarca dolarlık iyileştirme, sağlık, tedavi kısaca yaşatma harcamasına karşılık, bir o kadar da nükleer maddeler, silah, savaş gibi öldürme için de harcamalar yapılıyor.

İnsanlık iyi ve kötünün yarışı içinde yaşıyor.

Kimi yerlerde küçük iyilik ve küçük kötülükler, kimi yerlerde ise global ölçekte iyilik ve kötülükler planlanıyor.

*

Hiçbirisinin rastlantı ile ilgisi olduğuna inanmıyorum.

Hayat devam ederken ve insanlık ilk sözcüklerini kullanmaya başladığında, sürekli “neden?” sorusunu sormaya da başlamıştı. İnsanlık "neden?" diye sorarak ilerledi. Merak etti, öğrendi, gelişti. Bunu hem iyi yönde hem de kötü yönde düşünebiliriz.

İnsanlar merak ederler ve iyi şeyler öğrenirler bunları uygular, bunları yaşarlar; insanlar merak ederler ve kötü şeyler öğrenirler ve bunları uygular, yaşarlar.

Hem iyi hem de kötü olan yanı, insanlık bu iki tezatı merak eder ve yaşarken, bunların bireysel kalmamasıdır. Bu tür meseleler toplumlara ve küresel olarak tüm gezegene de yansır. Hep birlikte etkileniriz.

İşte bu nedenle bir rastlantı olarak değerlendirmek yerine, kimi küresel kurallarla hareket edilmesi gerekir.

Zaman zaman ekonomik anlamdaki küresel birlikteliklerimizde bunu anlarız ama ilk kez yaşamımız için de bu derece birbirimize bağlı olduğumuzu anladık.

Bir virüsle biz, artık hep birlikte olduğumuzu daha iyi anlamış olduk.

Normalleşmememiz, eskisi gibi bir daha olmamamız dileklerimle.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları