Garanti Antlaşmasını Anımsayalım...

Yayın Tarihi: 31/08/20 13:26
okuma süresi: 7 dak.

                  Doğu Akdeniz’de gerilim devam ederken Kıbrıs’taki donmuş uyuşmazlık da garanti antlaşmasıyla birlikte yeniden gündeme gelmeye başladı...

                  Son dönemde bir çok siyasi figür ve yorumcu, adadaki ve ada etrafındaki gelişmelerin Garanti ve İttifak Antlaşmalarına aykırı olduğunu ifade etmektedirler...

                  Öncelikle şunu belirtmekte yarar vardır... Fransa’nın son dönemde Doğu Akdeniz ve çevresinde gerilimi artıracak politikalarını onaylamak mümkün değildir...

                  Gelelim son dönemde gündeme çok sık getirilen Garanti Antlaşmasına, özellikle federasyona karşı olduğunu belirten ve aynı zamanda adada ayrılıkçı yaklaşımlar içerisinde bulunan kesimlerin bu antlaşmanın muhtevasını bildikleri hususunda ve doğru yorumlayabildiklerine dair şüphelerim var !

                  Bu bağlamda Garanti Antlaşmasının muhtevasını anımsamakta yarar var...

Antlaşmanın ilk 4 maddesi şu şekilde:

‘’Madde 1: Kıbrıs Cumhuriyeti, kendi bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini devam ettirmeyi ve anayasaya saygıyı güven altına almayı üstlenir. (taahhüt eder)

Kıbrıs Cumhuriyeti, ayrıca tümüyle veya bir bölümüyle herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi veya ekonomik bütünleşmeye girmeyeceğini taahhüt eder. (sorumluluğunu yüklenir)

Kıbrıs Cumhuriyeti, bu maksatla adanın gerek birleşmesini, gerekse taksimini doğuracak doğrudan doğruya (direkt olarak) veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardımcı ve teşvik edici tüm hareketleri yasaklar.”

Madde 2: “Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, (toprak bütünlüğünü (territorial integrity diye yazılmakta orjinal metinde), güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler. Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer herhangi bir devlet ile gerek birleşmesini. gerekse Ada’nın taksimini doğrudan doğruya, veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenirler.”  (Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sayfası, http://www.mfa.gov.tr/garanti-antlasmasi-_zurich_11-subat-1959_.tr.mfa ),

                  Antlaşmanın 3.Maddesinde Kıbrıs’ta Birleşik Krallığın egemenliğinde kalan toprakların bütünlüğüne de  Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Türkiye tarafından saygı gösterileceğine dair söz-garanti verdikleri vurgulanmaktadır. (Bu maddenin Türkçe versiyonuna ulaşmak zor olduğundan orijinal İngilizce versiyonuna ulaşılmıştır)

                 4.Maddede ise, imzalanan Garanti Antlaşmasının hükümlerinin herhangi birinin ihlali durumunda ise 3 garantör devlet; Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık arasında ilgili hükümlerin sağlanması amacıyla ilgili devletlerin aralarında istişarenin yapılmasını öngörürken, 4.Maddenin 2.bendinde ise 3 garantör devletin  istişarel sonucunda birlikte hareket etme durumu söz konusu olmadığında ise antlaşmanın oluşturduğu duruma yani antlaşmanın kurduğu statükoya dönülmesi amacıyla taraflardan birine tek yanlı harekete geçme hakkını muhafaza etmesini sağlmaktadır. (Orjinal Antlaşma Metni İçin Bkz. https://peacemaker.un.org/cyprus-greece-turkey-guarantee60 )...

                  Antlaşmanın muhtevasını sizlerle paylaştım, ilgili antlaşma kurulan Cumhuriyetin toprak bütünlüğünü sağlarken, ENOSİS ve TAKSİM’i de yasaklayan bir antlaşma...

                  Her ne kadar kamuoyunda çok bahsedilmese de Birleşik Krallığın (günlük dilde İngiltere) egemen topraklarının da bu antlaşmayla güvence altına alındığını görmekteyiz...

                  Hassas bir konu olan Garanti Antlaşmasını sizlerle paylaştım ve yorumlamaya çalıştım...          

                  Görüleceği üzere ilgili antlaşma ada ve ada çevresinde iki kurucu öğe yani Kıbrıslı Türkler ve Rumlar dışında başka bir aktöre izin vermiyor... Bununla birlikte 3 garantör dışında bir aktörün de varlığına olanak tanımıyor... Bununla birlikte ilgili antlaşma kurulan cumhuriyetin toprak bütünlüğüne  ve anayasanın temel maddelerinin muhafazasına dair vurgu yapıyor...

                  Gelecek yazımda bu antlaşmanın bir tamamlayıcısı olan ve güvenlik konusunda daha fazla detaya yer veren İttifak Antlaşmasını irdeleyeceğim...

                  Yazımı bir soruyla bitiriyorum; Günümüzde  Garanti Antlaşması’nın hükümleri  uygulanıyor mu? Uzun uzadıya bu sui generis (kendine münhasır) durumu konuşabiliriz diye düşünüyorum.....

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.