180 saniyede Başkanlık Sistemi

Yayın Tarihi: 08/05/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz cumartesi Girne Liman Festivali'nin başlamasını limanda boş boş oturup beklemek dışında önemli bir görev de ifa ettim. Cumartesi gününün ilk yarısını Dr. Fazıl Küçük Vakfı ile Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin organize ettiği, Kıbrıs Postası yazarı Deniz İşçioğlu'nun da öncülük ettiği, KKTC İçin İdeal Yönetim Sistemi Tartışması, Başkanlık Sistemi ve Parlamenter Sistem Çalıştayı'na iştirak ettim. Gevezeliğe başlamadan önce tüm emeği geçenlere ve bu konunun ciddi ciddi tartışılmasına vesile olan başta Dr. Sibel Siber olmak üzere herkese teşekkür etmek lazım.

Benim bu konudaki fikirlerimin bir kıymeti olabileceği düşünüldüğünden olsa gerek ki, fikirlerimi yuvarlak masa toplantılarının birinde beyan etmem istendi.

Öyle de yaptık. Ya da yapmaya çalıştık.

Oturumu yöneten profesör dişini geçirebildiğine 3 dakikalık konuşma süresini empoze etmeyi başarırken, "Bu ülkede kurallara uyulmuyor. Liyakat yok, hak adalet" deyip parlamenter sistemden yana tavır koyup aslında statükonun biraz makyajla devamını isteyenler, konan bu konuşma süresi sanki yokmuş gibi davrandığı için fikirlerimizi 180 saniye gibi bir sürede ifade etmek durumunda kaldık.

Dikkatimi çeken önemli bir istatistiki bilgi oldu. Lefke Milletvekili Salahi Şahiner, şu anda görev yapan 50 kişilik parlamentoda, grubu olmayan siyasi partiler, meclis başkanı ve kabinede bakan olarak görev yapan vekiller çıktığında yasa yapmak için görev alabilen sadece 14 vekil olduğunu anlattı. Yasaların Meclis Genel Kurulu'nda değil, Meclis Komitelerinde yapıldığını söylemeye gerek yok sanırım.

Bizim masa Başkanlık Sistemi olsun mu olmasın mı, artıları ve eksileri üzerinden kafa patlatmak için oraya gelmiş olmasına rağmen, bu 14 milletvekilini farklı bir seçim sistemi ile nasıl seçeriz ve yeni bir seçim sistemi ile seçilmiş 14 milletvekili konuştular.

Halbuki sorunumuz, yasama ile yürütmenin birbirinden ayrı olmaması ve vekillerin aynı zamanda kabineyi oluşturmalarının yarattığı sorun değil midir?

Milletvekili olanın kendinde bakan olma hakkı gördüğü, hatta bakan olanın başbakan olma hakkına artık yavaş yavaş haiz olduğunu hissetmesi sorunların başında gelmiyor mu?

Bu kişilerin dar bölge, geniş bölge ya da kura yöntemiyle seçilmiş olmaları durumu hiçbir şekilde değiştirmez.

Ama bizim masa, birkaç kişi hariç Bakanlık Sistemi'nden bahsetmedi bile.

KKTC'de parlamenter sistemin devamını isteyenlere de lafım yok.

Orada 180 saniyede ifade etmeye çalıştığım ancak 160'ıncı saniyede oturumu yönettiğini zanneden hoca tarafından lafım ağzıma tıkandığı için yeterince açık olamadığımdan endişe ettiğim pozisyonumu buradan 180 karakter ile anlatmaya çalışayım.

Ben vekillerin 50'sinin yasa yapmasını ve yürütmeyi etkili bir şekilde denetlemesini istiyorum. Diğer taraftan seçim tarihlerinin net olmasını istiyorum. Devlet yönetiminin 26'ncı ya da 27'nci vekilin kaprisi ya da kişisel talepleri yerinde getirilmediği zaman çökme tehlikesi olmamasını istiyorum. Bir kişiyi seçip, ona sorumluluk ile birlikte, sorumlu olacağı kişilerin atama yetkisinin verilmesini istiyorum. Ve işlerin neden yapılmadığı ile ilgili 40 yıldır dinlediğim bahaneleri dinlemek istemiyorum.

Gördünüz mü; neredeyse 500 karaktere geldik ve daha lafım bitmedi.

Bir iki söz de parlamenter sistemin devamından yana olanlara gelsin.

Eğer hükümet meclis içinden çıkacaksa ve kuvvetler ayrılığı işinin bir slogan olduğunu düşünüyorsanız, meclisteki vekil sayısını en az 100 vekile çıkarmanız lazım gelecek. Hesabı yapın, haklı olduğumu göreceksiniz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları