Grenfell Tower Faciası

Yayın Tarihi: 31/12/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bir yıl daha kuş gibi uçtu, gitti.

2017 yılında dünyamızda çok şeyler yaşandı. Büyük çoğunluğu olumsuz.

Yaşadığımız ülke, İngiltere'de büyük bir faciaya tanık olduk. 71 kişinin korkunç ölümü ile sonuçlanan Grenfell Tower faciası.

Grenfell Tower, 24 kat bir sosyal konut apartmanı idi. Kensington ve Chelsea Belediyesi sınırları içerisinde bulunur.

Hani isminin önünde kocaman bir "Kraliyet Bölgesi" unvanı bulunan o bölge.

Londra'nın, belki de İngiltere'nin üçüncü zengin yerel belediyesi.

Acısıyla, tatlısıyla yaşamlar yaşanırdı apartmanda yakın geçmişe kadar. Bazen hüzün, bazen neşe dolu.

Çocukların cıvıl, cıvıl neşeli sesleri duyulurdu orada da.

Apartman sakinlerinin etnik yapısını yansıtan aşlar pişerdi mutfaklarda. Belki de çoğu kez aşlar paylaşılır, ekmekler bölüşülürdü.

Çünkü paylaşım önemli bir özellikleri idi bu insanların. Geldikleri kültürlerin olmazsa olmaz bir unsuru idi paylaşım. Ne kadar yoksul olurlarsa olsunlar bu vazgeçilmez bir kuraldı.

Apartmanda yaşam süren büyük çoğunluk siyah ve diğer etnik azınlık toplumlardan oluşurdu. Güzel bir kültür, bir renk mozaiği idi apartman.

Bazıları yakın bir geçmişte uzak diyarlardan, savaşlardan kaçarak gelmişlerdi şehr-i Londra'ya.

Güvenli bir yaşama kavuşmanın huzuru ile mutlu idiler.

O yüzden 20nci katta yaşasalar da asansörün bazen çalışmaması, arasıra gençlerden oluşan çetelerin yarattığı rahatsızlıklar vız gelirdi onlara.

Ülkelerinde yaşadıkları travma yanında bir hiçti bunlar.

Çocukları, kendileri için mutlu bir gelecek düşlüyorlardı. En doğal hakları idi bu.

Ancak bu bedbaht insanlar, tüm apartmanın bedbaht insanları, hayallerini, umutlarını yerle bir eden bir facia yaşadılar o melun gecede.

Günlerden 14 Haziran 2017 idi. Gece saat 9 civarlarında itfaiye ve polis arabalarının kulakları sağır eden siren sesleri ile pencerelerine üşüştüler.

Dışarıda müthiş bir kargaşa vardı.

Kendilerine: "Yangın var. Evlerinizde kalın. Size en yakın bir zamanda ulaşacağız" dendi.

Bu tavsiyeye uyan ve özellikle apartmanın yüksek kısımlarında yaşayanlar bunun bedelini yaşamları ile ödediler. Yanıp kül oldular.

Saat 22.00 haberlerinde binanın ateşler içerisinde yanmasını, haber muhabirlerinin grafik anlatımı eşliğinde büyük bir dehşet içinde izledik.

Üç gün önce, güneşli ama soğuk bir günde nihayet cesaretimi toplayarak ölen 71 kişiyi anmak üzere Latimer Road bölgesine bulunan Grenfell Tower binasına gitmek için yola çıktım.

Yeryüzünde seyreden metro treni Latimer Road istasyonuna yaklaşırken solda büyük bir bölümü yanmış binanın korkunç görüntüsü ile karşılaşırsınız.

Şok içerisinde istasyonda inip binaya doğru yürüdüm. 5 dakikalık yürüyüş içerisinde binayı kesintisiz görebilirsiniz.

Yol boyunca ağaçlara sarı kurdelelar, ölenler için taziye mesajları asılmış.

Civardaki kilisenin önü adeta anıt haline getirilmiş. Okul çocuklarının çizdiği resimler, yaşamını kaybeden bazı kişilerin fotoğrafları tüm alanı kaplamış durumda.

Nemli gözlerle oraya bırakılan hazin mesajları okudum. Ölenlerin ailelerinin bıraktığı dokunaklı mesajlarla kahroldum.

Büyük bölümü kül olmuş binaya uzun uzun baktım.

Bazı apartmanların pencere çerçeveleri hala duruyor. Bir zamanlar bu pencerelerin ardındaki sıcacık yuvaları düşündüm.

O kadar dalmıştım ki benden biraz ötede apartmana bakan ve sessizce ağlayan yaşlı, siyah kadını sonradan fark ettim.

Bazı akraba fertlerini kaybetmiş. Civarda kaldığı için her gün o saatlerde oraya gidip akrabalarının yaşadığı apartmana bakıp gözyaşı dökermiş.

Bir süre yaşlı kadınla sohbet ettikten sonra derin bir hüzün içerisinde istasyona gidip trene atladım.

Grenfell Tower trajedisi önlenebilir, yaşanmaması gereken bir olaydı.

Polis bir ara 'corporate mansalughter' davası getirmeyi düşündü. Yani kurumların neden olduğu cinayet.

Ancak şimdiye kadar kimse bu suç için yargıya verilmedi.

Sadece en zengin üçüncü yerel belediyenin çok zengin Başkanı istifa etti. Daha doğrusu istifa etmeye mejbur bırakıldı.

Bir gün sonra olay yerine gelen Başbakan Theresa May bölge halkının infiali ile karşılaşıp oradan adeta kaçırıldı.

Faciadan sonra yayınlanan raporlarda binanın görünümünü güzelleştirmek için kullanılan ve yangının çok çabuk ilerlemesine neden olan malzemelerin uygunsuzluğu belirtildi.

Kensington ve Chelsea Belediyesi ilk günlerde ortada bile yoktu. Yardım, bölgede yaşayan ve Londra'nın ve ülkenin her yanından gelen gönüllüler ordusu tarafından sağlandı. Bir süre sonra yapılan bağışlara artık ihtiyaç olmadığı açıklanarak bağış yapılmaması istendi.

Bölgede bulunan kilise, cami ve sinagog yetkilileri ve sivil toplum örgütleri muhteşem bir dayanışma sergilediler.

Sonuçta 71 kişi yaşamını kaybetti. Birçokları bu resmi rakama şüphe ile bakıyor. Sayının daha yüksek olduğuna inananlar fazla.

Geride kalanların büyük çoğunluğu hala geçici otel odalarında yaşıyorlar. Uzun yıllar travmalar yaşamaya mahkum bu bedbaht insanların 24ü intihar teşebbüsünde bulundu.

Düşünüyorum da bu facia bu 'Kraliyet bölgesinin' zengin bir semtinde yaşansaydı yetkililerin yaklaşımı nasıl olurdu? Bunu siz okurlarımın takdirine bırakıyorum.

Değerli okurlar, bugün yılın son günü. Geçen yıl yazdığım gibi yeni yıl için dünyada barış ve huzur dilemek çok anlamsız olur. Çünkü bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir hayaldir.

O yüzden ben sizin yeni yılda kişisel barış ve huzur bulmanızı temenni ederim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları