Irkçılık ve barış kültürü

Yayın Tarihi: 15/10/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Kıbrıs sorununun çözümü için eksik olan en önemli nokta şudur;

Toplumların sürece dahil olamaması.

Toplumların siyasiler tarafından bu sürecin dışında tutulması.

Birbirinden ayrı, kopuk, paylaşmayı, uzlaşmayı, unutmuş ve dışlamış, iki halk.

Sürece sivil toplum örgütleri katkı koymaya çalışıyor ki bu katkı daha önceki dönemlere göre daha aktif bir yol çiziyor.

Yeterli mi? Tabi ki değil.

Bunca yıldır, uzak kalan, ayrı yaşayan, kendi sorunları ile yoğrulan iki toplumun, ortak noktalarda ve etkinliklerde buluşması kolay değil.

Bunun için önce güven unsurunun tamir edilmesi ve güvenle oluşacak, sağlam temelli bir yapının inşa edilmesi şart.

Müzakere süreci durdu.

İç siyaset uğruna, birbirini sıkıştırmak, yermek, küçük düşürmek, köşe sıkıştırmaya çalışmak, bunları bir yere kadar anlarım.

Yani iki farklı coğrafya, iki farklı ülke, bir birinden uzak iki toprak parçası arasında bir anlaşma yapılmaya çalışılsa herhalde bu kadar çetrefilli olabilirdi.

En başta ortak olunan bir "Kıbrıs adası" var.

Ve bu ada için ortak bir endişe olmalı.

Üzücüdür ki güney komşularımız bizi hiçbir noktada kabullenmiyor.

Esasında sorunun özü de burada yatıyor;

Kabullenmemek, eşit görmemek, paylaşmaya karşı ön yargılı olmak.

Bu ön yargı günlük yaşamda bile kendini gösteriyor, mesela son günlerde sporda yaşanan bir olay.

En baştan bu olayı genellemediğimi söyleyerek başlayayım.

Dimitris Vasiliou, bir futbolcu, güneyde futbol oynamış, kuzey Kıbrıs'ta Değirmenlik spor kulübüne transfer oldu.

Buraya kadar her şey normal.

Bu futbolcu, Rum fanatiklerin adeta hışmına uğradı.

Genelleme yapmadığımın bir kez daha altını çizeyim.

Ama sporun bu derece kullanılması ve ardından bunun kullanılması ile ilgili olarak kimsenin ses çıkarmamasını anlayamıyorum.

Bu olay en başta ırkçılıkla ilgili.

Ve en başta güney yönetimi, KOP, UEFA ve FIFA bu gelişmelerle ilgili çok sert ve acil müdahale etmeliydi.

Bunun adı resmen ırkçılıktır.

Gerçekten çözüm amacı olan bir yönetim çoktan bu olaya el koymalıydı.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, müzakere süreci ile ilgili yaşanan son gelişmeler için, Kıbrıslı Türklerle Rumlar arasında güven duygusunun yeniden tesis edilmesine olanak tanımadığını söylüyor.

Bu ortamda hangi güvenden ve zedelenmesinden söz edilebilir.

Bundan daha etkili güven artırma mı olur?

Spora siyaset karıştırılmamalı deniyor fakat spor siyasete kurban ediliyor.

Theofanis Gekas, Türkiye süper futbol liginde yıllardır futbol oynuyor.

Başarılı bir performansı ve kariyeri var.

Geçtiğimiz haftalarda, Gekas'ın da forma giydiği Akhisar futbol takımı Fenerbahçe ile oynadı.

Maçı Akhisar Gekas'ın iki golüyle kazandı.

Herkes alkışladı, kutladı.

Yunan basını manşet attı "Gekas Fenerbahçe'yi cezalandırdı".

Başka Yunan oyuncular da var Türkiye'de.

Yunanistan da spor yapmış Türk oyuncular da oldu önceki dönemlerde.

Kıbrıslı Türklerden, güneyde ki spor kulüplerinde görev yapan sporcular da var.

Aslında olması gereken, gayet doğal, normal bir durum bu.

Bu tavır sadece iki toplumun daha da uzaklaşmasına hizmet edecek.

Güven artırmak sadece siyasi kazanımla eş değil, siyaseten kazanmak sadece iç dengelere hizmet eder.

Kıbrıs'ta çözümden öte barış hedefleniyorsa, öncelikle ırkçı yaklaşımlar sonlandırılacak, bu tür düşünceler, en başta ilgili toplum tarafından dışlanacak, fırsat verilmeyecek, barışa gerçek hizmet budur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları