Anastasiadis'ten kritik sözler…

Yayın Tarihi: 20/11/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Anastasiadis'ten kritik sözler…

CTP bünyesinde oluşturulan 'Kıbrıs Çalışma Grubu' geçtiğimiz Cuma günü, Rum Lider Nikos Anastasiadis'e önemli bir ziyarette bulundu.

Çözümün lokomotifi olarak kabul edilen bir partinin, yeni dönemde Kıbrıs sorununu ikinci plana alması 'garabetini', özellikle son dönemlerde yoğunlaştırdığı çalışmalarla bir nebze olsun 'değiştiren' bu grubu özellikle tebrik ediyorum…

CTP'nin içinde bulunduğu durumu bir kenara koyacak olursak, Çalışma Grubunun yaptığı ziyaret, Güney basınında oldukça geniş bir şekilde yer bulurken, bizim tarafta, bilindik yoz kafaların 'Rum liderin yanında ne işiniz var?' şeklinde saçmalamalarından öteye pek gitmiş değil…

Pek diyorum, çünkü allahtan sevgili abim, Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay dün çok sıkı bir yazı kaleme alarak, bu ziyaretin bazı şifrelerini açıklamış.

Ancak yazının can alıcı noktası, Rum Liderin, ada çevresinde çıkarılacak olan doğal gazın, en kısa yol olan Türkiye üzerinden gönderilmesine 'soğuk bakmadığını' CTP'li vekillere söylemesidir.

Ali Baturay yazısında bu kısmı "Anastasiadis, doğalgaz konusunu da ekonomik akılla ele aldıklarını, şimdiden bağlayıcı bir durum yaratmak istemediklerini, doğalgazın en rahat ve en ekonomik şekilde Avrupa'ya aktarımı konusundaki önerilere uzak olmadıklarını, çözüme ulaşılması halinde bunları da dikkate alabileceklerini söylemiş" diye aktarıyor.

Peki, iyi güzel de, Anastasiadis'in bu kelamları etmesi beraberinde nelere gebedir dersiniz?

Bana sorarsanız, birincisi, geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın basın toplantısında sözünü ettiği bu konuyu 'Akıncı'dan çözüm için bir de Türkiye'den gaz borusu geçmesi şartı' diye okuyanlar, bir zahmet süreçleri daha düzgün okusunlar derim. Rum Liderin bizzat kendisi, gaz boru hattının Türkiye üzerinden geçmesine 'soğuk bakmam' derken bu iddia pek bir "boş" kalıyor çünkü…Haliyle buna soldan-sağdan 'Rumlar bizimle hiçbir zenginliği paylaşma istemiyor' yaygaracılarını da ekleyebiliriz.

İkincisi, eğer Rum Lider, ve elbette ki şirket ortakları, bu yönde bir niyet ortaya koyarsa, bana göre Kıbrıs sorunu oracıkta 'şak' diye çözülür çünkü, çözümün en büyük aktörü olan Türkiye için sayılamayacak kadar yarar ortaya çıkar…

Üçüncüsü ve en önemlisi, böylesi bir denklemde, yani 800-900 kilometrelik astarı yüzünden pahalı Kıbrıs-Girit-Yunanistan hattı yerine, 80 kilometrelik, piyasası hazır bir market zaten akıl karı olan bir şeydir.

Ve benim bu hayatta bildiğim bir şey varsa, o da kapitalist kafaların böyle ekonomik mantıktan uzak bir projeyi asla hayata geçirmeyeceği gerçeğidir.

Düşünün, 10'da 1 oranında daha kısa bir yol olacak, üstelik bu yoldaki ülke sizin öyle ya da böyle gerek NATO'dan, gerek AB'den bir nevi ittifakınız olacak ve siz Kıbrıs sorunu gibi aslında özünde saçmalıklar zinciri olan, herkesin çözülmesine destek olduğu bir sorun yüzünden zararına iş yapacaksınız ha?

Üstüne üstlük, bu 80 kilometrelik yolun sonunda, gaz karaya çıkar çıkmaz alıcısı hazır 85 milyon nüfuslu bir piyasa da cabası…Ardından yine aynı yolla, 500 milyonluk Avrupa'ya gönderilecek olan doğal zenginlik…

Yani arkadaşlar, aslında konu Dikilitaş siyasetine hapsolmuş bir Kıbrıs sorunu değil, çetrefilli dengelere dayanan uluslararası bir sorundur.

Filhakika, Kıbrıs sorunu dediğimiz şey 2015'ten beri iyice yerelliğinde çıkmış ve uluslararası kimliğine iyice bürünmüştür…

Son tango ya da Akıncı'nın dediği gibi sirtaki/çiftetelli işte o mecrada oynanacaktır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları