Sınır eziyetleri tam da Papaz'ın istediği şey...

Yayın Tarihi: 30/04/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bizim anti-federalist cephenin sıkı dostu Başpsikopos Hrisostomos'un Paskalya Ayini sırasında sarfettiği sözler adanın her iki yakasındaki gündeme bomba gibi düşmüş.

Uzun süredir kanser tedavisi gören Papaz efendi, ayin sırasında, Türkiye'ye yaptığı klasik 'işgalci' suçlamalarının yanı sıra, alış-veriş için kuzeye geçen ve Ercan Havalimanını kullanan Rum kullarını da 'sizin işlediğiniz bu günah eşcinsellik ve kürtaj yapmak kadar hükmeder' minvalinde sözlerle hakaretlemiş.

Buraya kadar garip olan bir şey yok.

Tipik Papaz, tipik düşmanlık açıklamaları…

Ancak iş, ertesi gün Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı ve Papaz'ı 'Ortaçağ' zihniyeti ile suçladığı açıklamayla biraz değişiyor.

Neden?

Çünkü, hafta sonu, Kıbrıs Türk basının artık beylik haberi olan, 'sınır eziyeti' haberleri, Papaz'ın boy boy haberleri ile aynı sayfalarda kendine yer buldu da ondan.

Yani, bir yandan Papaz, kuzeye geçen kullarına söverken, öte yandan, Papaz'ı yerden yere vuran yetkililerimiz, tam da onun istediği şekilde, kuzeye geçişleri eziyete çevirmeye devam ediyorlar.

Papaz'ı mutlu etmeye mi çalışıyorsunuz siz, nedir derdiniz?

Lokmacı Barikatında yaşanan rezaleti düzeltmek bu kadar mı zor?

Kermiya'daki uzun araç kuyruklarını bitirmek için mucize mi bekleniyor?

Aslına bakarsanız, yukarıda sorduğum sorular abestir.

Çünkü, açılışı yılan hikayesine dönen, tam 3.5 yıl süren Derinya ve Aplıç kapıları olayında, durumun ne olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.

Derinya'da basit bir nöbet kulübesi üzerinden şekillenen, Aplıç'ta istimlak sorunlarına takılan o süreç, Kıbrıslı Türklere tam 3.5 yıla mal olmuştur.

Belli ki, aynı film, aynı senaryo, bugün Lokmacı-Kermiya kapıları eziyeti işinde de sürdürülmektedir.

Ve belli ki, KKTC Hükümetlerinin üzerinde konuşlanan başka bir güç, bu adımların atılmasını engellemekte, kapılar vasıtasıyla güneyden kuzeye akan ekonomik zenginliği engellemek istemektedir.

Başka açıklaması var mı Allah aşkına?

Aklı başında olan bir Maliye Bakanı mesela, zaten piyasa can çekişirken, hele de son aylarda Türk Lirasının değer kaybı ile kuzey piyasası cazip hale gelirken, bu 'geliri' neden bu kadar eziyetle zora sokmak istesin?

Sabah akşam, bence haksız bir şekilde Girne yolu üzerinden eleştirilen bir Bayındırlık Bakanı, neden bu geçişlere el atıp, ortamı rahatlattıktan sonra hayır dua almasın?

Mesela, Turizm Bakanı, belli ki Derinya'nın Mağusa'ya yarattığı fırsatları görmüş olacak ki, geçtiğimiz gün hatırı sayılır bir Rum kitlenin de iştirak ettiği Mağusa Turizm Şöleninde yaptığı konuşmada, kapıyı öve öve bitiremedi.

Demek ki farkındalar.

Farkındalar ama ellerinden bir şey gelmiyor.

Kuzey Kıbrıs denen bu kafesin içine hapsedilmiş yaşamımız, işte bu garabet olaylarla tükenip gidiyor.

Dolayısıyla, yazının girişinde yer verdiğim Dışişleri Bakanlığı açıklaması kendi kendi ile çelişmektedir.

Bir yandan Papaz 'kuzeye geçen günah işler' derken, öte yandan bizim elimizle süren sınır geçiş eziyetlerinin başka bir açıklaması yoktur.

Durum kısaca budur…

Bir de, hazır Dışişleri Bakanlığı demişken, o bizim Maronit açılımı işi ne oldu değerli kardeşlerim?

Yoksa o da askeri bölgedeki bir duvara mı takıldı, nedir durum?

Buna da bir zahmet cevap verin yoksa Mete Hatay'ı dürteceğim…

Malum, Mete bu konuda size çok kızgın…

Haklı da…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları