Toplumlararası görüşmeler üzerine

Yayın Tarihi: 18/10/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Rum tarafının görüşmelerden çekilmesi üzerinde çeşitli açıklamalar ve değerlendirmeler yapılmakta ve genellikle de sol kesimin bir kısmı, her zaman olduğu gibi, yine Türk tarafını suçlamaktadır.

Oysa saplantısız ve yansız olan herkes,Rum tarafının toplumlar arası görüşmelerden zaten kalkmak için bahane aradığını bilmektedir.

Bu nedenle sondaj konusu olmasa, Rumlar başka bir bahane gösterip, görüşmelerden çekilecek ve yine sonuç alınmasını engelleyecekti.

Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen toplumlar arası görüşmelerde Rum tarafının amacının, egemenliğini kuzeye yayabilmesine olanak verebilecek bir anlaşma yapmak olduğu bilinmektedir.

Güneydeki tüm siyasilerin, geçmişten günümüze yaptığı açıklamalarda, bu gerçek gizlenmemektedir.

Ayrıca, halen adanın yaklaşık % 70'ini ele geçiren, tüm adanın yasal devleti olarak tanınan,adanın tüm denizaltı kaynaklarının sahibi kabul edilen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi ,Avrupa Birliği ve emperyalist ülkeler tarafından her koşulda desteklenen ve haklı görülen Rum tarafı, bizimle ortaklık kurmayı ve elindekileri paylaşmayı aklının ucundan bile geçirmiyor.

Toplumlar arası görüşmelere de, halen içimizdeki işbirlikçilerin yardım ve katkısı ile yürüttükleri yoğun beyin yıkama kampanyaları sayesinde, Kıbrıs Türk halkının içerden çökertileceği ve Türkiye'nin de Avrupa birliği üyeliği sürecinde ilerleyebilmek için ödün vereceği umudu ile, sırf zaman kazanmak amacı ile katılmayı kabul ettiği bilinen bir gerçektir.

Tüm bilinen bu gerçeklere rağmen, çözümün bizim için elzem olduğunu, çözüme muhtaç olduğumuzu, bir anlaşma yapılmasını zorlamamız gerektiğini ileri sürenlerin ve Rumları daima haklı gösterenlerin, iyi niyetli olduğu ve halkımızın çıkarlarını korumağa çalıştığı kabul edilemez.

Hele bilinen gerçeklere rağmen, son görüşmelerin kesilmesinden Türk tarafını sorumlu görenler, çözüme katkıda bulunmamaları bir yana, Rumların amaçlarına ulaşabilecekleri umut ve beklentilerini artırmakta ve makul bir anlaşma yapılmasını zorlaştırmaktadırlar.

Çünkü Rum tarafı, çözüme mutlaka muhtaç olduğumuza göre , egemenliklerini kuzeye yaymalarına olanak verecek bir anlaşmayı kabul edebileceğimizi düşünerek, görüşmelerde taviz koparmağa çalışmaktadır.

Kuşkusuz, Kıbrıs sorununun askıda kalmaması ve çözümü gerekmektedir.Ancak mevcut koşullar nedeniyle, hiçbir Rum liderin bizimle eşit ortaklığa dayalı dengeli bir çözüme yanaşabileceğini düşünmek saflık olur.

İşte bu nedenle sorunun gerçekten çözümünü isteyenler,Rumların anlaşma yapmalarını engelleyen koşulların değiştirilmesi gerektiğini ve anlaşmalarını sağlayacak adımlar atılmasını savunmaları gerekir.

Ayrıca adadaki sorunun çözümü sadece federasyon veya birleşme olmadığı, bunların dışında bir çok çözüm seçenekleri olduğu da göz ardı edilmemeli.

Bu çerçevede, Kıbrıs Türk halkı olarak çözümsüzlüğün ortadan kaldırılması için,hep birlikte KKTC'nin tanıtımını gündeme getirmemiz ve makul bir anlaşmanın ancak iki tanınmış devlet arasında yapılabileceğini bütün dünyaya anlatmamız gerekir.

Zaten güneyde yapılan son ankette, halkın %80'inin toplumlar arası görüşmelerin kesilmesini olumlu karşıladığı sonucunun çıkarılması, şimdi olduğu şekilde iki halkın ayrı bölgelerde, ayrı yönetimler altında yaşamasının uygun görüldüğünü kanıtlamaktadır.

Bu nedenle Rumlara bizimle görüşmesi için yalvarmamız yerine,Kıbrıs Türk halkı olarak kendimize uygun bir çözüm saptamamız ve bunu gerçekleştirmeğe çalışmamız daha isabetli olacaktır.

Bu çerçevede ya KKTC'nin tanıtılması için el birliği ile çalışmamız ,ya da aynen Sicilya'nın özel bir statü ile İtalya'ya bağlandığı gibi, bizim de Türkiye ile uygun ve dünyanın da tepki göstermeyeceği bir yöntemle birleşmeyi gündeme getirmemiz gerekir.

Rum ve emperyalistlerin yoğun beyin yıkama kampanyaları sonucu, içimizde bazı kişilerin anavatanla birleşmeye karşı olduğu biliniyor.Ancak Anavatanla birleşmeye karşı olan bu kesimin, öte yandan bizimle dili, dini, ulusal kimliği tamamen farklı olan üstelik bize karşı kan davalı olan Rumlarla birleşmeyi savunması, çelişki içinde bulunduklarını ve iyi niyetli olmadıklarını gösteriyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.