Şöyle böyle yazımızdır

Yayın Tarihi: 26/10/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Kredi kartı borcunu ödeyemediği için intihar eden Alsancak'taki gemi tamircisi Mehmet Yılmaz için önce "vah vah, Allah rahmet eylesin" diyeceğiz sonra da bu tip olaylarda hep yaptığımızca olayın laflamasına geçeceğiz…

Mesela diyeceğiz ki "Mübarek adam ne borçlandı bu kadar!" Yahut Klasiklere karışmış, "herkes ayağını yorganına göre uzatacak" lafını sokacağız düşüncelerimizin arasına!

Fakat hiç kimsemiz Mehmet Yılmaz olmadığı için, bazılarımıza göre "değmezdi" diyeceği kredi kartı borcundan dolayı neden intihar ettiğini asla bilemeyecektir! O ruh halini, içine düştüğü çaresizliği… Tek kurtuluşun "ölmesi" olduğu kararına varırken bu yurttaşın beyninde hangi yanardağların patlayıp tufanların koptuğunu hiç tahmin edemeyecektir.

Nitekim derler ki dünyada yedi milyar insan varmış, hiç biri bir diğerinin fiziki yönden bire bir denilecek anlamda eşi değilmiş.

Buna karşılık insanları hep benzeşsinler diye evirip çevirip, eritip yontarak hep ayni kalıba dökmeye çalışırlar. Sonra da karşılarına geçip "mutlak tevekkülle itaat" beklerler…

KİMLER? Yöneticiler, politikacılar, patronlar, zenginler… Kısaca siyasi ve ekonomik erk sahipleri…

Kendilerine göre kurguladıkları düzenlerine uygun insan tipini yaratan da onlardır, yöneten de…

Tutun ki Yılmaz kimselerin aklına asla sığdıramayacağı bu evrensel çarkların içinde esamesi okunmayan bir gemi tamircisi olarak dönüp dururken, bir dişli bile değildi.

Fakat o çarkları döndürmek görevinde evrensel olan kredi kartını kullanmak, kullanırken borçlanmak zorunda bırakılan bir "insandı!" Ki milyarcası bir yere geldiğinde dünyayı döndürüyorlardı…

DOLAYISIYLE SORACAĞIZ AMA KORKUYORUZ! Mesela nedir KKTC'nin dünyadaki yeri? Yahut insanının KKTC içindeki yeri?

Sorunun "şakası" olanını cevaplayalım: "KKTC dediğiniz UBP Kurultayı nedeniyle Küçük ile Kaşif arasında başlayan kavganın, sonrasında da devam etmesidir bir, Lefkoşa'nın Bayram olmasına karşın toplanmayan çöplerinden dolayı kokmasıdır iki!"

Ciddi olanı ise şudur: "KKTC bitmeyen çevre pisliğidir bir, küçücük coğrafyasını "yatırım" adı altında abuk sabuk tesislerle beterince kirletip canına okunandır iki.

Tabi KKTC dediğiniz elbette bunlarla da kaim değildir. Mesela: *****

VAR OLANLARIN SORUNLARI DA VARDIR

En başında "KKTC devleti!" Hem vardır hem yoktur!

Mesela Kuzey'de yarımız için vardır, yarımız için yoktur. Güney'in Rum'u ile dünyaya sorarsanız hiç yoktur!

Eh, devlet hem var hem yok olduğunda, siyasi sorun olarak adlandırılan çözüm umudu da ya heydir!

Bu kadar var ile yok arasında gidip gelirken, takdir edersiniz ki KKTC ekonomisi de ha var olacaktır ha yok!

Dolayısıyle devleti netameli, siyaseti alengirli, çözümü şaibeli, ekonomisi dalgalı oldukta, KKTC'nin ötesi tüm organlarının ne olmasını beklerseniz hepsi de öyledir vesselam…

MESELA: Çeşmelerinden akar ama suyu çamurludur! Kurak çorak bir adadır ama es kaza yağmur yağsa kentleri köyleri sular basar! Yolları vardır trafik kazaları nedeniyle geçilmez!

Dağları vardır oyula doğrana tarla olurlar!

Sahilleri vardır halka kapalı, plajları vardır halk için paralı!

Binlerce avcısı vardır, avlayacakları kuşlar kalmadı!

Güneşi, havası bedavadır, insanları kanser hastası!..

KISACA: Hem vardır hem yoktur dediğimiz bu devletin tutun ki insanları da bilemedikleri yarınları nedeniyle sadece yaşadıkları gün kadar vardırlar! Yarın ise "Allah kerimdir!"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları