Dağıtmayın, toplaması zor olur, gidecek başka yerimiz yok

Yayın Tarihi: 06/01/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bulunduğumuz coğrafyanın en demokratik ülkesiyiz.

Bunu sadece siyasi rejimler, yönetimler yaratmadı.

Bu bizim kültürümüz, yapımız, kimyamız, hoşgörü, iyi niyet, saygı, fikir ve düşünce özgürlüğü.

Herkes, konuşuyor, düşünüyor, eleştiriyor ve kimse, kimseye kendi fikrini empoze etmiyor.

Bunlar bizim yaşam tarzımız, genel olarak hayat şeklimiz.

Biz "napan be gardaş, tamamsın, nedir durumlar?" diye sesleniriz genelde ve genel olarak aldığımız cevap "napayım aha idare, sen napan?" olur.

Muhabbet böyle başlar bizim ülkemizde.

Biraz vurdumduymaz, umursuz, keyfi, rahat ama muhabbetli.

Siyasileri her yerde görmek mümkün, konuşmak eleştirmek, yazmak, çizmek, bir tek gazeteci veya yazar düşüncelerinden, yazılarından, haberlerinden dolayı hapis yatmadı.

Dinimizi de, dilimizi de, sosyal ve aile yaşantımızı da, bu kültürel çerçeve içinde yaşadık, yaşıyoruz.

Fazlası ağır, zorlaması dar gelir.

Belki iyi bir düzen kuramadık, iyi bir devlet yönetimi, altyapısı, adil bir sistem kuramadık.

Ama demokrasi, fikirsel özgürlük, insana ve yaşam tarzlarına saygı en önemli ürünümüz.

Daha da önemlisi bu değerlere sahip çıkmak, korumak ve direncini göstermek, olgunluğumuz, en büyük erdemimiz.

Adı fark etmez, kim veya hangi millet, hiç önemli değil.

İnsan hakkı öncelik, herkes aynı düşüncede mi?

Elbette değil, ama onlar da zaman içinde belli olur ve eriyip gider.

Örnek çok, bu olgunluk o kadar sağlam temeller üzerinde ki zorlamalar, baskılar, yüzeysel yönlendirmeler bu temeli bugüne kadar sarsamadı.

Yeni denemeler de nafiledir, bu yaşam kültürü yüzyıllardır bu topraklara ellerini geçirmiş durumda.

Alışkın değiliz, moralimiz bozuk, keyifsiziz, mutsuzuz, huzursuzuz, her yeni güne, güzel bir şeyler yaşamanın umuduyla uyanıyoruz.

Bu küçücük, yarım yamalak ülkeye bu kadar dağınıklık fazla, dağıtmayın, sonra toplaması zor olur.

Gidenler gidecek, yine bizler kalacağız, bizim gidecek başka yerimiz yok.

Bu düşüncede olan herkes, adı, doğum yeri, dini, dili, hiç fark etmeden bu ülkenin huzuru için elini taşın altına koymalı.

En başta siyasiler, siyasi yönetim kadroları, sendikalar, bürokratlar, memurlar, işçiler, gazeteciler, patronlar.

Dağılmasın bu ülke, dağıtmayın, toplaması zor olur.

Her alanda profesyonellik, siyasette de, sendika yönetiminde de, devlet yönetiminde de, Bakanlıklarda da.

Başımıza ne geldiyse acemilik ve adamına göre mantığından geldi.

Enerjilerinin önemli bir kısmını sadece siyasi mücadeleye harcadıkları için sendikaları eleştirdim.

Birçok mücadele alanı var ve buralarda da etkin ve gönüllü olmalarını bekledim.

Ama şu da bir gerçek, bu kadar keyfi yönetilen bu ülkede sendikalar da olmasa kim bilir neler olurdu.

Başta öğretmen sendikaları olmak üzere, sendikal harekete karşı bir girişim var.

KTÖS'ün ajanda olayından sonra gündeme gelmiş bir girişim.

"Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Demokrat Parti Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, UBP Milletvekili Zorlu Töre ve Bağımsız Milletvekili Hasan Taçoy tarafından sunulan;

"Öğretmenler Değişiklik Yasa Önerisi" ile KTÖS ve KTOEÖS'te görevli profesyonel sendikacıların profesyonelliklerinin kaldırılması amacıyla bir yasa önerisi hazırlandı."

Amaç nedir, intikam almak, sendikal harekete karşı yasal bir engel koymak mı?

Neden şimdi, ihtiyaç mı, öncelik mi?

Her eylem, grev yapan yasayla engellenecek mi?

Gazeteciler, yazarlar, eleştirmenler, onlar için de bir önlem yasası mı yapılacak?

Bu toplum gerilim değil, baskı değil, keyfiliğe devam değil, kalıcı sorunlara, kalıcı çözümler bekliyor sizden.

Devlet, devlet yönetimi intikam almaz, düzenleme olur, güncelleme yapılır, toplumsal ihtiyaçlara göre yenilikler tartışılabilir.

Ama bu adım öyle bir şey değil, bunun adı başka bir şey.

Her yerde profesyonellik, sendika da görev yapanlar, en başta kendi mesleklerini yapmalıdırlar.

Bu anlayışın da artık değişmesi şart, yıllardır aynı sendika yönetimleri, buna da tamam.

Ama bu yapılmak istenen tamamen siyasi, tamamen yasalarla, sendikal direnci ortadan kaldırmak.

Sonrasın da, amacına uygun eylem ve girişimler de engellenmeye çalışılırsa, bu ülkenin çivisi tam olarak çıkar.

İntikamla, haddini bildirmekle, iktidar olarak devletin gücünü kullanmakla, sadece demokrasinin dallarını kırılır.

Kırmayın, dağıtmayın, öfkeyi, kini, linç anlayışını körüklemeyin, bize uymayan bir kültürü hayatımızın ortasına koymayın, toplaması zor olur.

Bu sözlerimden herkes payını alsın.

Hepimiz altında kalırız, unutmayın gidecek başka yerimiz yok.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları