Provokasyon 

Yayın Tarihi: 08/03/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Ülke güllük gülistanlık değil. 

Bunu anlamak için biraz sokağa, kırsala, sonrasında da şehirlere, mahallelere bakmak yeterli. 

Her taraf suç mahalli. 

Yabancı uyruklu insanlarla ilgili önemli sorunlar yaşanıyor. 

Uyuşturucu, şiddet, kadına, çocuklara karşı alışkın olmadığımız adi suçlar. 

Yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmaların, sıradan olaylar gibi gündeme gelmesi, konuşulması, sıradanlaşması. 

Kurumlar, bürokrasi, kamu kaynaklarının başka amaçlar için kullanılması, kullandırılması. 

Ve tüm bunların günlerce, aylarca baskı unsuru olması ve gündemden düşmemesi, düşürülmemesi gerekirken, siyasi popülizmin bitmemesi. 

Üstelik ülkenin bu duruma rağmen, gerçek gündemine getirilmemesi. 

Bu ülke adına üzülüyorum.    

Vatandaşın gündemi nedir, beklentisi, hayatını kolaylaştıracak neler yapılabilir? 

Yok, herkesin ajandası ayrı. 

Gündemde olmasının kimseye faydasının olmadığı, suni konuların, döne döne tartışmaya açılmasını anlamakta zorlanıyorum. 

Siyaset, provokasyon üzerinden ilerliyor, tıkanıyor, günü kurtarıyor, ülke yerinde bile saymıyor, geriye doğru gidiyor. 

Bu durum sırf iktidara yıkılacak bir sığlık değil. 

“Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” açıklandı. Kuzey Kıbrıs, yolsuzluk algısında 180 ülke arasında 140’ıncı oldu, Kırgızistan ve Pakistan’la aynı puanda kaldı. Rapora göre iş insanlarının yüzde 99’u Kuzey Kıbrıs’ta rüşvet ve yolsuzluk olduğuna inanıyor, yüzde 72’si ise bunun çok ciddi bir sorun olduğunu söylüyor. Ankete katılan iş insanlarının yüzde 40’ı son bir yılda işinin yürümesi için rüşvet verdiğini söylüyor.” 

Ülkenin gerçek tablosu bu, daha nasıl anlatılır bilemiyorum. 

Meclis oturumlarını takip etmek, artık bir şey vermiyor. 

Küfür var, aşağılama, kavga, tahammülsüzlük, provokasyon var.  

Provokasyon; 

 “Herhangi bir kişiye, gruba, kuruluşa veya devlete karşı girişilen ve onları sonradan ağır sonuçlar verecek bir karşı eylemde bulunmaya zorlayan, önceden tasarlanmış girişim, kışkırtma.” 

Bu tamamen zamanı, enerjiyi boşa harcamak, gereksiz, ülke gündeminin gerçeklerden kaçırılması. 

Memleketin gerçeğini birkaç cümle ile özetliyor “Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu”. 

Bu ülke için gerçekten üzülüyorum. 

Ya geçmişte yaşıyor ve yaşatılıyoruz. 

Ya da gelecek adına, adım atmamak ve başkalarının bizim için bir gelecek çizmesini beklemek. 

Siyaset, üretimsiz, kısır, sığ, sadece eleştirme ve “ben yaparım olursa olur” mantığına esir olmuş, cesaretsiz, popülist, görev değil, meslek olmuş, nesilleri değil, bir sonraki seçimleri düşünen, sınırlandırılmış bir alan. 

Toplumun umudu yok, umudu. 

Bu umudu yeşertecek bir dönüşüm de yok. 

Cesaret ve radikal adımlarla yürüyecek, topluma önderlik edecek bir örgütlülük de yok. 

Birileri kendince bir şeyler yapacak, birileri bozmak için uğraşacak, yapılmak istenen günü sonunda yine de yapılmış olacak, bunun adı da siyaset olacak. 

Bunun adı olsa olsa toplumdan, toplumsal gerçeklerden kopmak olur. 

Daha sonra “hepsi aynı” denince kimse şikâyet etmesin. 

Nerede, ne zaman, neyin, nasıl yapılacağına, toplumsal nabzı dikkate alarak politikalar geliştirilmeli. 

Ve öncelikli, acil, geri planda kalmış sorunlar, sıkıntılar var. 

Topluma biraz kulak vermek, tüm gerçekleri ortaya çıkarır. 

İşin kolayı değil, olması gerekeni yapılmalı ve siyaset gerçek görevine odaklanmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları