Hoş geldin “eylem” 

Yayın Tarihi: 24/05/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Örgütlü yaşam, örgütlü mücadele, demokrasinin olmazsa olmazıdır. 

Hayatın her alanında, özellikle iş yaşamında, emek mücadelesinde, örgütlü mücadele büyük bir güçtür. 

Emek yücedir, değerlidir, alın teridir ve bu değerin korunması mutlaktır. 

İktidarların, siyasal muhalefetlerin, sivil toplum örgütlerinin, iş yaşamına her anlamda müdahalesi daha iyi olanı bulmak için olmalıdır. 

KKTC de ben yaptım olur anlayışı, her zaman var oldu. 

İktidar gücünü elinde tutan, hiç gitmeyecekmiş gibi, hiç bitmeyecekmiş gibi, toplumun değerlerini çiğnemek konusunda hiç çekinmediler. 

Siyasal muhalefet, çeşitli siyasi kaygılarla, kimi zaman karşı duruş gösterdi, kimi zaman gösterir gibi yaptı. 

“Yapanlar yıpransın, bende bundan siyasi fayda sağlayayım” düşüncesi muhalif olmayı değersizleştirdi. 

Bir anlamı kalmadı, önemini yitirdi. 

Sonuçta, yapılan yine yapılıyor. 

Bedeli ise toplumun geneli ödüyor. 

Üstelik ağır bir şekilde. 

Birkaç gündür, öğretmen sendikalarının okullarda grevi var. 

Elbette en doğal haktır, her zaman destek verdim yine destekliyorum. 

Toplumsal dinamik içinde muhalefet, muhalif duruş her zaman olmalıdır, yaşamalıdır, yaşatılmalıdır. 

Muhalefet sadece siyasal alanda olmaz. 

Sivil toplum örgütlülüğünün yerini tutan bir başka baskı unsuru yoktur. 

Ama bir anlamı olmalı, üstelik bu anlam amaçtan daha değerli olmalı. 

Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nda teknik konuları değerlendirmek işin uzmanlarına ait. 

Konunun genelinde hem değişiklikleri yapmak isteyenlerin hem de değişikliklere karşı çıkanların haklı ve haksız taraflarının bulunduğunu görebiliyorum. 

Meselem bu değil, bunlar teknik konular, uzlaşı bulunabilecek konular. 

Mesele ne bakanlığın ne de sendikaların zorlama, dikte ettirme hakkının olmadığıdır. 

Üstelik konu ne olursa olsun. 

Kamu okullarında, altyapı eksiklikleri, göç yasasının kaldırılması, bugün konusu mu? 

Bunlar şimdinin, eylem sebepleri olabilir mi? 

Aylardır, uğraşan, dönemin sonuna gelen çocukların, gençlerin, öğrencilerin, emeğine yazık değil mi? 

Ne demek sınavlar yapılmayacak, diplomalar verilmeyecek? 

Bu eylem mi, cezayı çeken kim? 

Çocukların bir yılı bir anda çöpe atılıyor buna kimin ne hakkı var? 

Başka bir sendika kurdurulma çabaları da boşunadır, tutmaz, başarılı olmaz. 

Şunu da konuşalım; 

“İlkokul öğretmeni atanacaklarda, aranan özel nitelikler; 

“16.(1) İlkokul öğretmeni olarak atanacaklarda, aşağıdaki özel nitelikler aranır; 

(A) Atatürk Öğretmen Akademisi mezunu olmak veya 

(B) İlkokullar için öğretmen yetiştiren ve Atatürk Öğretmen Akademisi'ne denkliği Bakanlar Kurulunca onaylanan bir öğretim kurumundan mezun olmak veya Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerine sınavla ve/veya uluslararası sınav sonuçlarıyla yerleşip sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olmak veya 

(Ç) Dört yıllık bir üniversite mezunu olup da ilköğretim kadrolarında en az otuz altı ay geçici öğretmenlik yapmak ve Atatürk Öğretmen Akademisi’nde verilen üç aylık süreli hızlandırılmış eğitimde başarılı olmak.” 

İlk kısım önemli ya akademi mezunu olacak ya da Bakanlar Kurulunca onaylanacak bir öğretim kurumundan mezun olacak. 

Bu olmadı, olmaz, ucu açık, akademiyi etkisizleştirebilir, amacın bu olduğuna inanmak istemem. 

Halkı karşısına alan hiçbir eylem haklı olmaz. 

Bunu EL-SEN’in birkaç ay önce yaptığı eylemlerde yaşadık, gördük. 

Öğretmen sendikaları da aynı yanlışı yapıyor. 

Anne, babalar da özel okullara koşuyor hem bu yaşananlardan hem de kesintisiz eğitim alma isteğinden. 

Başka sendika kurulma ve örgütlenme çabalarına da bu yanlış sendikal hareket resmen hizmet eder. 

Hepsini düşünmek ve haklı iken, haksız olmamak için en başta toplumdan yana olmak şart.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları