"Hiçlenmeyi kendi öykümüze uydurma" görevi!

Yayın Tarihi: 21/12/20 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Alvin Toffler, 1980 yılında yayımlanan ‘Üçüncü Dalga’ adlı eserinde, yaşanan teknoloji gelişimi sayesinde, dünyanın üretilmiş bütün bilgilerinin, neredeyse iki yılda bir ikiye katlandığını belirtmektedir!

Bizde ise "bir ileri, iki geri"... 

Değişimciliğin siyaseti yok!

Peki ne var bizde?

"İş gördüğü" bizi bir yerlere vardırdığına inandığımız,

ama birçok hayati meselemizde yetersiz kaldığını gördüğümüz,

hiçbir ülkenin uluslararası hukuk bağlamında resmi olarak siyaseten tanımadığı, 37 yaşında bir devlet!

Hayatımızda  bir "-mış gibi"lik!

Her şey bir "bilinmez"e ait!

Ve bizimle özdeşleştirilen,

kendine ait içeriği boşaltılmış, ‘implante’ edilen bir gerçeklik!

Otuz yedi yıldır adına ‘devlet’ denilen bu yapının,

‘siyaset’ ya da "yeni bilgi" ürettiği falan da yok!

Hâl böyle olunca,

kendi üretemediğin bilgi, siyaset ve teknoloji,

bir başka toplumsal çevreden geliyor tabii...

Dolasıyısla,

‘ithal’ ettiğin her bilgi,

her siyaset,

ve her teknoloji,

bir anlamda seni “istila” edecektir...

Öyle ki, artık sen ülkeyi başbakan olarak yönetecek olanı bile seçemiyorsun!

Sanki dışarıdan, “gizli kararnamelerle” yönetilen bir ülke, bir parti!

Aslında UBP onu doğuran ve ölmekte olan dünyayı, AK Parti ile yeniden kurmaya çalışıyor...

Ancak necyazıktur ki amaç kayıp zamanı, ziyan edilen hayatı telafi etmek falan değil;

Amaç: imkânları paylaşmamak ve sahiplenmek...

Aslında bugün yaşadığımız neredeyse tüm sorunlarımızı bu toplum, yani biz icad ettik...

Çünkü menfaatlerimiz temininde,

UBP de,bu sorunlar da aslında bir sonuç yani çözümdür...

Giderek aynılaşan ve anonimleşen bir ülke...

Hep eşyadan yana zengin,

ancak hukuk, teknoloji ve adaletten yana yoksul insanlar üretiyor!

Fakat ne acıdır ki,

bu insanların kendi durumları,

diğer insanlara göre daha iyi olduğu sürece sorun da yok!

İyice bakın!

Bugün var zannettiğimiz yerde bile yokuz aslında...

Kurumları işlevsizleştirilmiş, içleri boşaltılmış, ortadan kaldırılmış;

Sermayesi el değiştirmiş;

İnsanları göç ettirilmiş;

"Muhtaç" ve "mecbur" bir varlık halindeyiz...

Ve artık 'HİÇ'lenmekteyiz!

Bu gidişle sırada ne var biliyor musunuz?

Bir "korku krallığı"nın kurulması...

İşte UBP'nin görevi,

bu 'hiç'lenmeyi, bu "korku krallığı"nı, ""kendi" öykümüze uydurmaktan geçiyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları