Çözümün faydası mı dediniz?

Yayın Tarihi: 07/02/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Çözüm için 2005 yılından beri faaliyette olan ve sayısız güzel işe imza atan Barış Araştırmaları Enstitüsü (PRIO) Kıbrıs Ofisi tarafından hazırlanan ‘Barışın Sağlayacağı Getiriler Payı’ raporunun yenisi geçtiğimiz Çarşamba günü yayımlandı.

Fiona Mullen, Mustafa Besim ve Mihalis Florentiadis tarafından kaleme alınan rapor için Lefkoşa ara bölgede bulunan Dayanışma Evi’nde bir de etkinlik düzenlendi.

Gitmeyi planladığım ama gitmeyi unuttuğum ve çok üzüldüğüm sunum etkinliğinde açıklanan raporda son derece çarpıcı veriler ortaya konmuş.

Kıbrıs sorununun çözümü ile birlikte ortaya çıkacak olan sayısız faydaların bazılarına eğilen ve konunun uzmanları tarafından kaleme alınan raporu yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte son günlerde peşi sıra artan içi boş vaatler gibi değil de bilimsel bir çalışmanın ürünü olması açısında çok değerli buldum.

Raporun başında yazan şu kısım çözümsüzlüğün bizi getirdiği noktayı özellikle vurgulaması açısından çok değerlidir mesela: "Bu raporda yazarlar, Kıbrıs’ın büyük ekonomik potansiyeline, bölünmüşlüğün derinleştirdiği bir dizi faktör nedeniyle ulaşamadıklarını belirtmektedirler. Hem Kıbrıslı Rum Toplumu (KRT) hem de Kıbrıslı Türk Toplumu (KTT), diğer hususlar yanı sıra, yüksek ve değişken enerji maliyetleri, zayıf toplu taşımacılık ve Kıbrıs sorununun bir sonucu olarak kontroller ve dengeler olmadan kökleşen zayıf yönetim nedeniyle rekabet gücünden yoksun kalmıştır.  Dolayısıyla, hem KRT hem de KTT’nun, verimlilikte, benzer bölge ülkelerinin gerisinde olması şaşırtıcı değildir. Her iki toplum da küçük pazar olmanın dezavantajlarını yaşarken, adanın bölünmüşlüğü, toplumların ölçekler ekonomisini sonuna kadar kullanabilmelerine engel olmaktadır."

Şimdi bu yazılanları alın ve Kıbrıslı Türklerin durumu için eksi 10 ile çarpın, zira, AB'nin 27 ülkesinden birisi olan tanınmış güneyin bizden çok daha iyi durumda olduğu aşikardır. Rapor da güneyin bizden 6 kat daha büyük bir ekonomiye sahip olduğunu göstermektedir.

Ama ben sizleri kelimeler ile boğmadan, raporda verilen ve çözümle birlikte ortaya çıkacak olan sinerji ile birlikte uçuşa geçecek Kıbrıs ekonomisinden rakamsal olarak bahsetmek istiyorum.

Ha bu arada, pek tabii ki 'olağan şüpheli statükocularımız' raporu, 'birileri para verip, bir aday için yaptırdı' şeklinde lanse edecek ve Annan Planı zamanında popüler olan 'gökten avro yağacak' benzetmesi ile anlatacaktır ama siz bunlara inanmayın.

Diyeceğim odur ki, rapor, Kıbrıs sorununun çözümünün kişi başına düşen Gayrı Safi Yurtiçi Hasılayı (GSYİH), çözümsüzlük durumuna kıyasla yıllık 6.800 avro ile 11.000 avro arasında yükselteceğini söylüyor.

Ortalaması 8 bin avro desek, bugünkü kurdan 48 bin TL eder. Aya bölsek 4 bin TL.

Yani bizim sadaka gibi dağıtılan asgari ücretimiz olan net 2958 TL'den çok daha fazla.

Ama faydalar bununla da bitmiyor.

Rapora göre çözümden 20 yıl sonra, toplam GSYİH, çözümsüzlüğe göre 11 milyar avro ile 17,4 milyar avro arasından daha yüksek olacak. Yine raporda örneklendirilen referans senaryosuna göre, GSYİH reel büyüme oranı, çözüm ile birlikte ortalama % 3,8, statükonun devamı halinde ise sadece %2,3 olacak.

Peki, bizim KKTC'nin şimdiki ve gelecekteki tahmini büyüme oranı nedir?

Kusura bakmayın ama nüfusunu bile bilmeyen bir ülkenin böylesi bir oranı istatistiksel olarak belirlemesi mümkün değildir diye DPÖ sayfasına bakıp yazma zahmetine girmeyeceğim.

Öte yandan rapora göre, eğer adada bir çözüme ulaşırsak, ilk on yıl içerisinde, statükoya kıyasla, 100.000 civarında ek istihdam yaratacağını tahmin ediliyor. Bu ek istihdamın yaklaşık 30.000’i turizm sektöründe, 18.000’i toptancılık ve perakendecilik sektörlerinde, 10.000’i inşaat sektöründe ve yaklaşık 6.000’i de hava yolları ve gemicilik sektörlerinde olacağı öngörülüyor.

Bitmedi, rapora göre bu iş KKTC devletine de yarıyor. Çözümle birlikte bir nevi 'upgrade' olacak olan devlet ve kamusunun, vergi ve diğer gelirlerle ihya olacağı, şimdiki gibi 'el açıp' sadaka dilenmesine hiç gerek kalmayacağı görülüyor.

Adanın her iki tarafındaki emlakların değerlerinin eşitleneceği, yasal tapuya sahip olacağı gibi pozitif gelişmeler raporda kendine yer bulmuş durumda. Yine raporda, bu gelişmelerle birlikte kadınların iş gücüne daha fazla teşvik edileceği, eşit istihdamlarla birlikte, ekonomik büyümeye katkı yapacakları da belirtilmiş.

Rapor, adada şu an devam eden çözümsüzlük yüzünden kimselere yaramayan, gerginlik sebebi olan doğal gaz zenginliklerine de yer vermiş.

Ben ondan bahsetmeyeceğim, varın onu da tüm bu yukarıda sayılanların yanında siz hayal edin…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Alexy Flemmings 07/02/20 08:37
PRIO, çözüm şekli için "ille de Federasyon" demiyor! BM'nin KKTC'yi tanıması ve iki ayrı devlet de bir çözüm. Üstelik böylesi bir çözümü, bir-kaç marjinal hariç istisnasız tüm Kıbrıs Türkü istiyor. Barış, iki devletli olarak hali hazırda 1974'ten bu yana zaten fiili olarak var. "Barışın resmiyetleştirilmesi" de, her iki toplumun gelirinin artmasına yolaçacak bir çözüm şekli.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları