Sayın Başbakan net karar versin…

İngiltere'de temaslarda bulunan Başbakan Ersin Tatar, orada Anadolu Ajansı'na konuşarak "Artık İngiltere de Kıbrıs'ta 50 yıldır federal temelde, o anlayışla sürdürülen bu müzakerelerden bir şey çıkmayacağını görmüştür. Kıbrıs'ta zorla bir evlilik, yeniden birleşme artık konuşulmuyor, bunu da memnuniyetle paylaşmak isterim" demiş.

Gerçi İngiltere Hükümeti direkt uçuş işini yalanladı ama olsun yine de hoşumuza gidiyor diyelim.

Tabii gönül onun bu ifadelerini İngiltere'nin en büyük gazetesi olan Guardian'a ya da BBC'ye söylemesini isterdi ama sağlık olsun, o da bir gün olur elbet diyerek, bazı tarihsel olaylara atıfta bulunmak isterim.

Esasında Başbakan, sadece İngiltere'de değil, mikrofonu eline aldığı hür dünyanın hemen her yerinde "Federasyon ölmüştür" demekte, bizler de bundan kendisinin asla ve kata federasyon görüşmeyeceğini anlamaktayız.

Bu fikrine, siyasetine diyecek bir şeyimiz var mı?

Asla yoktur ve olamaz da. Çünkü Sayın Başbakanımız, federasyona karşı bir parti olan UBP'nin başındadır ve haliyle kendisinden olur da başkan seçilirse, federasyon görüşmesini bekleyemeyiz.

Dahası böyle bir şeyi, "federasyon öldü, İngiltere bile istemez" şeklinde propaganda yapmasına inanıp oy verecek binlerce seçmeni de istemeyecektir.

Ancak, ister istemez akıllara 2010 seçimleri ve bir başka UBP lideri Derviş Eroğlu'nun durumu gelmektedir.

Derviş Bey, iyi saatte olsunlar, federasyon lafını duyduğu zaman oradan koşarak uzaklaşan bir anlayışta, iki devletli taksim çözümleri şiarı ile mesai tüketmiş birisidir.

Haliyle Derviş Bey o seçim döneminde de pek tabii ki federal çözüm karşıtı bir temelde şekillendirdiği propagandası ile ilk turdan federasyoncu aday Mehmet Ali Talat'ı alt etmiş ve zafere uzanmıştı.

Bugünlerde Sayın Talat'ın kendi döneminde ne kadar başarılı olduğu bir masal gibi anlatılmakta ve o güzel günlerin yeni adayla tekrardan geleceği dillendirilmektedir. Ama işte gel gelelim, siyaseti bırakmış, zorla evinden getirilmiş Derviş Bey'e karşı bile tutunamayan bir "başarıdan" bahsediyoruz. Ama bunları es geçelim...

Konuya dönecek olursa, Derviş Bey'in seçimi kazanmasına kadar hiçbir sıkıntı yoktur.

Sıkıntı, seçildiğinin ertesi günü, zamanın BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon'a bir mektup yazarak, müzakerelere kaldığı yerden devam etme isteğini belirtmesi noktasında ortaya çıkıyor. Problem ise, bırakılan yerin federasyon, görüşmenin de federasyon temelli olmasıdır.

Seçim öncesi aynen Ersin Bey gibi federasyon karşıtı bir politika izleyen Derviş Bey'in, seçimin ertesi günü böylesi bir mektup yazması bir çelişkidir.

Sonrasında önce rahmetli Dimitris Hristofiyas ile Green Tree maceraları ardından da Nikos Anastasiadis ile imzaladığı 11 Şubat 2014 belgesi vardır. Tümü de federal çözüm yönünde olan şeylerdir.

Dolayısıyla Ersin Bey net bir karar vermelidir.

Çıkıp açıkça "ben seçilirsem asla ve kata federasyon görüşmem" demeli, seçmenlerinin kafasında bulunan geçmişin hayaletlerini temizlemelidir.

Yoksa Ersin Bey, bu durumu Türkiye'nin son dönemde sık sık yaptığı "federasyona karşı değiliz ama diğer çözüm önerileri de masada olsun" şeklindeki anlayış yüzünden ne olur ne olmaz diye 'kendine saklı' tutuyorsa, bu doğru bir davranış olmaz.

Zira kendisine oy verecek olan samimi seçmenleri "federasyon öldü" diye oy verecektir. Bir yandan federasyon öldü deyip, sonrasında onu yeniden görüşmek, en basitinden bu samimi insanları aldatmak anlamına gelecektir.

Ben Ersin Bey'in samimi ve dürüst bir insan olduğunu düşünen taraftayım.

Mesela ben, kendisi 'federasyon öldü' dediği için asla oy verecek değilim.

Yine herkes federasyon istemek zorunda değildir, iki devletliye ya da başka modellere inananlar vardır, onların oyları da bu söylemleri savunanlara gidecektir.

Ancak, 25 Kasım Berlin Deklarasyonu’nda BM Genel Sekreteri ve liderlerin imzası ile tekrar başlanacak müzakerenin federasyon için olacağı kalın çizgilerle belirlenmiştir. Zemin federal çözümdür. Dünya bunu desteklemektedir.

Dolayısı ile Ersin Bey, dediğim gibi bu noktada kesin karar vermeli ve seçilirse ne yapacağını açık ve net olarak anlatmalıdır.

Misal, YDP lideri Erhan Arıklı seçilirse ,"Ben asla federasyon görüşmem" demektedir.

Hatta seçilirse, bu işi meclise götüreceğini ve oradan bir ekip ya da başka bir mekanizma ile federasyon görüşmesini sağlayacağını söylemektedir ama kendisinin ekipte olmayacağını açık yüreklilikle dile getirmektedir.

Kendisi seçilir, seçilmez, bilemem.

Ama seçilirse ve dediklerinin tersini yaparsa, söylemlerini kendisine ilk hatırlatacak olanların başında geleceğim.

Aynısı tabii ki Ersin Bey için de geçerlidir…