Bir yangın hikayesi...

Yayın Tarihi: 19/05/20 12:53
okuma süresi: 5 dak.

Tepebaşı-Kalkanlı'da yaklaşık 5000 hektarı yok eden ve Tarım Bakanı Dursun Oğuz'un dediğine göre, 1995 Beşparmaklar yanıgını sonrası meydana gelen en büyük felaket olan orman yangını, son 48 saattir Koronavirüs olayının önünde gündemin birincisi sırasında yer alıyor.

Yangının çıkış sebepleri ile ilgili olarak ortaya çeşitli senaryolar atılırken, dün, bölgede sakin bir kişi yangını çıkartma suçlaması (sabotaj) ile polis tarafından tutuklandı.

Bu kişi, o dakikadan beri de sosyal medya üzerinde kuruşuna dizilmesinden tutun da araba arkasına bağlanarak yerlerde sürüklenerek ölüdürülmesi de dahil bir dizi barbarca idam fermanı ile linç edilmektedir.

Söz konusu kişinin arabasında emare olarak bulunan şey ise, benim arabam da dahil binlerce Kıbrıslının arabasında bulunan mangal gereçlerinden birisi olan ve adına 'ateş lokumu' denildiğini dün öğrendiğim bildiğiniz yakacak…

Polis raporuna göre de, söz konusu kişi, bu ateş lokumlarını yakarak yol kenarına atarken, bir vatandaş tarafından görülüp polise şikayet edilmiş, sonrasında da polis zanlıyı tutuklamış. Yine raporda, zanlıyı tespit eden vatandaşın, arabasından inerek yol kenarında muhtemelen felakete yol açacak alevleri söndürdüğü de yazılmış.

Bugün çıkan çeşitli haberlere göre de, zanlı suçunu itiraf etmiş, şeytana uyduğunu söylemiş. Eğer suçu sabitse, ağır cezada yargılanır ve ceza yasasının 317 maddesi, d fıkrasına göre orman arazisi yakmaktan 14 yıla kadar hapis cezası alabilir.

Buraya kadar, basit bir kundakçının hikayesini dinlediniz.

Ancak yangının esas çıkış sebebinin bu olup olmadığı noktasında emin değiliz.

Neden derseniz, dün konuyla ilgili Yenidüzen'e açıklamalar yapan Tarım Bakanı Dursun Oğuz, aynı gün Kormacit'te çıkan yangın için "yol kenarına atılan sigara izmariti" şeklinde sebep verirken, Tepebaşı-Kalkanlı yangını için ise "yangın Tepebaşı’ndaki askeri bölgede başladı, kaynağı ise muhtemelen elektrik kablosu veya trafosu" şeklinde ifadeler kullanmıştır.

Bakan yangının sebebi ile ilgili kesin bilgiler ışığında kamuoyuna bilgi verirken, yani olayın doğal sebepler yüzünden, ihmalden ya da dikkatsizlikten çıktığını söylerken, tüm yangının sebebinin sabotaj olduğunun yazılıp çizilmesi nasıl olur?

Bakan'ın yangının sebebi ile ilgili ortaya koyduğu bilgiler yanlış mı oluyor şimdi? Polis başka, bakan başka mı diyor?

Öte yandan, söz konusu yangın, en büyük askeri birliklerden birisinin etrafında çıkmasına rağmen, tarihte ilk kez Güney'den yardım gelmesine izin verilmesi sürpriz değil de nedir?

Yanlış anlaşılmasın, böylesi bir iş birliğine izin verilmesini elbette takdir ediyorum ama açıkçası beklediğim bir izin olmadığını da söylemem gerekir.

Gerçi Bakan Oğuz açıklamasında söz konusu yardımla ilgili tek kelam etmedi ama olsun.

Bunun yanında yangın devam ederken bölge üzerinde helikopterle gezip inceleme yapan Başbakan Ersin Tatar da Güney'den gelen yardımla ilgili "galiba Güney'den de yardım gelmiş" şeklinde konuyu önemsizleştirici ifadeler kullandı ama olsun, yardım yardımdır.

Bu konuya girmeden, tekrardan yangının sebebini konuşacak olursak elimizde Bakan Dursun'un açıklaması ve yakalanan kişi ile birlikte sabotaj ihtimalleri vardır.

Can sıkan şey, söz konusu felaket karşısında sadece 'üzüntü' bildiren ya da 'can kaybı yok' diyerek 800 yıllık anıt zeytinleri candan saymayan kafaların yanı sıra, böylesi bir felakette bile her kafadan bir sesin çıktığı yetkililerimizin olmasıdır.

Hoş, Koronavirüs sürecinde de yaşadığımız onlarca olayla aynı durum ama artık gerçekten can sıkıcı hale gelmeye başladı. Başbakanın, Sağlık Bakanını yalanladığı günler çok da geçmiş zaman değildir.

Dolayısıyla bu memlekette gazetecilik yapmak, doğru bilgiyi kamuoyuna aktarmak cidden çok zorlaşmıştır.

Sebebi de dediğim gibi, birbiriyle tutarsız, hatta birbirlerini yalanlamaktan çekinmeyen yetkililerimizin kamuoyuna aktardığı bilgilerdir.

Bu konu da başlı başına ayrı bir makale konusu zaten, onu da bir ara yazarım artık…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları