Dalga geçmek...

Yayın Tarihi: 05/06/20 15:01
okuma süresi: 6 dak.

Ancak KKTC İstatistik Kurumu, aylık olağan Hayat Pahalılığı (HP) oranlarını açıklamış ve rakamı şaşırtıcı bir şekilde, artı cinsinden 0.75 olarak vermiş.

Peşinen orada çalışanları tenzih ettiğimi söylemek isterim…Sonuçta onlar verilen görevi yapıyorlar ve benim derdim bu görevi veren zihniyetle...

Ancak alışmış, kudurmuştan beterdir misali, bir KKTC Devlet geleneği olarak 'eksi' rakamlarda açıklanan HP'nin bu kez artı şekilde açıklanmasını esefle kınıyorum.

Olacak iş mi bu?

Muharip ve kahraman Kıbrıs Türk halkına vebal görülen müreffeh medeniyetler seviyesi böyle kargacık burgacık rakamlarla artı cinsinden mi açıklanacaktı?

Ne demek artı?

Tamam, artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin diyoruz ama ekonomimizin böylesi hassas bir döneminde, morale ihtiyacımız olan bu dönemde, yapılacak iş mi bu?

Çalışın eksiltin kardeşim, boşuna mı seçtik sizi oralara?

Derhal istifa edin hatta siyaseti bırakın!

Öyle endekse alınan 484 tane maddenin 398 tanesinde artış, 86 maddede de düşüş yaşanmış olması beni ilgilendirmez.

Zaten dolmalık biber fiyatının yüzde 73.19 düştüğü bir yerde, çarliston biber fiyatının yüzde 65.27 düştüğü bir yerde, hele hele kabak fiyatlarının yüzde 60.74 düştüğü bir yerde, bu rakamlar çelişkilidir mirim.

Neden mi?

Nedeni de vardır, açıklayayım.

Efendim, sabah akşam adına devlet televizyonu denilen ama artık parti televizyonu haline getirilen kanalımız başta olmak üzere bütün kanallarımızda sürekli kabak kesiliyor.

E şimdi ekonomide arz talep diye bir denge vardır.

Dolayısıyla kabak doğramaya olan ilgi bu kadar ortada iken ekonomik akıl gereği kabağa yoğun talep vardır diyebiliriz.

Haliyle, kabağın fiyatının bu kadar düşmüş olması elbette ki bu müthiş kabak doğrama trendi ile ekonomik olarak çelişmektedir.

Eğer talep varsa, fiyat düşmez. Yoksa, düşer.

Haliyle bu dalga geçen bu kaygısız halinizi kınıyorum.

Ama gene de size kıyak yapıp, Dünya Planlama Örgütü'ne üye olmamızın yolunu açması kuvvetle muhtemel harika endeksinizi irdelemeye devam edeceğim efendim.

Çünkü bu endeksimizin bir de en çok artan maddeler ilk 3 kısmı vardır.

En çok sevdiğim, en müstesna istatistiklerden olan bu kısma baktığımız zaman, fiyatı en çok artan maddenin yüzde 66.22 ile yazlık kadın pantolonu olduğunu görüyoruz.

Yani şimdi sevgili kadınlarımız, sizin işiniz gücünüz yok mu kuzum?

Nedir bu pantolon sevdası? Erkek pantolonunun suyu mu çıktı da böyle endeksimizi zora sokacak alış-veriş alışkanlıkları ediniyorsunuz?

Gidip ikide bir kadın olarak kadın pantolonu alıyorsunuz, sonra piyasa pantolon sıkıntısına düşüyor, haliyle fiyatlar yükseliyor.

Çok teessüf ederim.

O değil, en çok fiyatı artan maddeler içinde ikinci sırada da yüzde 57.04 ile kadın eteği var.

Yani endekse etek (kadın) diye yazıldığı için mantıken bir de etek (erkek) diye bir kısım olmalı diye şey ediyorum.

Eski İngiliz Kolonisi olduğumuz için içimizde hala daha İskoç eteği modasını sürdüren gafil İskoç sevici kesimlerimiz var, hep onların suçu zaten...

Bunların bu hayasız davranışı sonucu sokaklarımız ellerinde gayda öttüre öttüre gezen erkek grupları ile doldu, hala daha akıl koymadık.

Bizi de bu ekonomik akılsızlık bitirecek.

Bir de fiyatı en çok artan üçüncü maddemiz olarak yüzde 55.77 ile erkek t-shirt işi var.

Ancak kısa kollu olacak. Yani endekste parantez içinde kısa kollu diye belirtilmiş.

Bilmiyorum, belki de yaz ayında olduğumuzdan dolayı bunalan insanlar gidip kısa kollu şeyler alıyordur…Kim bilir…

Tabii, içinde yok yok olan endeksimizin envai çeşit kalemleri de var.

Bu kalemlerimizde bulunan maddelerimiz muhterem coğrafyamızın geçerli akçesi olan Türk Lirasının döviz karşısında yaşadığı yıkımı hiç göz önüne almadan şekillendiriliyor.

Ne yani gümrüklerimizde Türk Lirasi yerine avro fonlar alınırken, kiralarımız sterlinken siz durup da bu para birimlerindeki artışı da mı ciddiye alacaktınız?

Alıyorsanız bu saf düşüncelerinizden kurtulun arkadaşlar çünkü o işin bu endeksle hiç ama hiç alakası yok.

Aslına bakarsanız bu memleketin istatistik ile alakası yok.

Öte yandan kısaca 'kim kime dum duma' diye nitelediğimiz bu düzenin tam nüfus sayısını bilen de yok.

Nüfusun bilinmediği yerde istatistik nasıl olur?

Olmaz ama oluyor işte.

O zaman benim yazdığım makale de böyle olur…

Siz dalga geçmesini bilirsiniz de ben bilmem mi sanırsınız?

En güzeli bu.

Birbirimizle dalga geçmeye devam edelim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları