Toparlanır mıyız?

Yayın Tarihi: 21/05/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

"Hareketin amacı nedir diye baktığınızda bir kere en azından bu noktada amaç, sınırlı ortak noktada birleşmek ve bir şey yapmaktır. Bu nokta son derece önemlidir. Bir kere Kıbrıslı Türkler veya bu coğrafyada yaşayan insanlar uzun yıllar hep başkalarının iradelerine bağımlı vizyonlar üzerinden bir ortak vizyon geliştirmeye çalıştılar. Ancak burada çok ciddi bir sıkıntı var. Ve hep olmaya devam edecek. Bunu bilmek gerekir. Oda başkalarının iradesine bağımlı vizyonlar kötü şeyler değillerdir ama bileceksiniz ki başkasının iradesine bağlı olduğu sürece siz ne kadar isteseniz aslında onu yalnız başınıza gerçekleştiremezsiniz. Bunu yaşayarak hepimiz görüyoruz. Değişik örneklerle bu vizyonlara baktığımızda bir kere kapsamlı çözüm biliyoruz ki sadece Kıbrıslı Türklerin istemesiyle olabilecek olan bir şey değil. Kıbrıslı Rum, siyasi elitinin yada Kıbrıs Rum toplumun da istemesi ile elde edilebilecek bir şeyden bahsediyoruz. Ama ne yapabilirsiniz, süreci zorlayabilirsiniz, değişik aktörleri devreye sokarak bunu sonuçlandırmaya çalışırsınız, farklı liderler seçersiniz, liderinizi değiştirirsiniz, elinizden geleni yaparsınız ama nihayetinde bunun diğer toplumun siyasi elitinin iradesine tabi bir şey olduğunu bilmeniz gerek.

Sanırım bunu yaşayarak özellikle 2004'de görmüş bir toplumuz. İkinci husus; Bir başka vizyona sahip olabilirsiniz. Diyebilirsiniz ki benim vizyonum tanınmadır. Bu devlet tanınmalıdır. Ve onu savunabilirsiniz. Ama orada da ayni şey geçerlidir. Tanınma da bağımsız bir vizyon değildir. Sizi tanımasını beklediğiniz devletler sizi tanımadıkları, o iradeyi göstermedikleri sürece tanınamazsınız. Tanınma da başkasının iradesine tabi bir vizyondur.

Öte yandan bir süredir konuştuğumuz izolasyonların kaldırılması. Ya da Tayvanlaşmaya kadar giden bir takım alternatifler ortaya konması. Zaman zaman söylendi ve hala daha söyleniyor. Ama buna baktığınızda da size sözler verebilirler. Kararlar dahi alabilirler. Ama nihayetinde bunu uygulamaları yani izolasyon denen şeyin sona ermesi yada Tayvan benzeri bir ilişkinin, bir modelin ortaya çıkması da başkalarının iradesine önemli ölçüde bağımlı olan bir vizyondur.

Bunların hiçbirini bir anlamda eleştirmek yada ortadan kaldırmak için söylemiyorum. Bu sizin kendi tercihiniz olabilir. Ama nihayetinde sadece sizin iradenize bağlı olan şeylerden bahsetmiyorum. Dolayısı ile bu tür vizyonlarda öteki iradeyi beklerken, burada beklerken demek oturup beklemek anlamında değil. Müzakereyi sürdürürsünüz talebi yaparsınız izolasyonların kalkması için yada tanınma için talebi yaparsınız ama nihayetinde o gerçekleşene dek beklersiniz. Bir kere bu coğrafya da çok ciddi bir belirsizlik yaşadık ve yaşamaktayız. Askıda olan hayatlar vardır. Önemli bir kısmımızın hayatı askıdadır. Sadece hayatlar askıda değil, hukuk da askıdadır. Avrupa Birliği hukuku askıdadır. Nasıl bir şeyse bilmiyoruz ama AB toprağıdır burası fakat sadece hayatlar değil hukukta askıdadır. Bu belirsizlik ortamı toplumsal buhrana kadar varıyor. Kendi kendimize sorduğumuzda ve baktığımızda bunu ciddi şekilde hissedebiliyoruz. Ve aslında başkalarının iradesine tabi olan bu vizyonları beklerken normal de yapmamız gereken şeyleri yapmamak için bu vizyonları ve olmamalarını bahane olarak kullanıyoruz. Süresiz geciktiriyoruz. Bu vizyonları gerçekleşmesi ertesinde bunların uygulanması açısından da son derece önemlidir sizin içerde geliştireceğiniz ortak bir vizyonda bu düzene çeki düzen vermeniz. Devletimiz tanınsa ama bu düzen böyle gitse bu toplum mutsuz olmaya devam edecek. Kapsamlı çözüm bulunsa, kurumlarımız bu haldeyken vay halimize. Dolayısı ile küçük bir toplum olduğumuz için aslında bizim elde edebileceğimiz en önemli güçlerden bir tanesi birlikte hareket etmek olabilir. Toparlanıyoruz aslında bunu düşünerek, bunun altını çizerek yola çıkmış bir harekettir. Ve bölünme lüksümüzün olmadığını söyleyen bir harekettir".

Son zamanlarda özelikle sosyal medya da, sosyal paylaşım sitelerinde adını duyduğumuz, tanıştığımız yeni bir hareket var "TOPARLANIYORUZ".

Toparlanıyoruz hareketinin liderliğini, Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu'nun özel temsilcisi Sayın Kudret Özersay yapıyor. Sayın Özersay hareketin amacını sizlerle yukarda paylaştığım cümlelerle anlattı.

Geçtiğimiz cumartesi günü Lefkoşa NARNİA bar da toplantıları vardı. Yaklaşık bir saat bende katıldım. Gözlem yapmaya ve gelen insanların fikirlerini öğrenmeye çalıştım. Bilindiği gibi Temmuz 2012 tarihinden sonra özellikle Kıbrıs'ın kuzeyinde siyasi yapı ve buna bağlı olarak siyasi sistemin değişmesine yönelik beklentiler ve söylemler var. Konuştuğum insanların bu harekete ilk bakışı Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu'nun bu değişim içerisinde yerini sağlamlaştırmak ve yeni dönemde de yer almak için bir denemsi olduğu yönünde. Genel kanı bu.

Kişisel görüşüme gelince; Öncelikle yeni olan her şeye açık olmak gerek. Bu toplumun gerçek anlamda hareketlenmeye ve yenilenmeye ve de bu hareketin adından yola çıkarak toparlanmaya ihtiyacı var. Bunun için geç bile kalındı. Yalnız gözlemlerime dayanarak bazı eleştirileri de dile getirmek isterim. Evvela bu toplantıya giderken dikkatimi çeken toplantı mekânının etrafında olan lüks arabalar. Bu görüntü aydın kesimden çok, elit insan profilinden oluşan bir hareket imajı yaratıyor. Elbette bu bir olumsuzluk veya beni ilgilendiren bir şey değil. Ama tüm toplumun toparlanması gerekliliği üzerinde durursak, hareketin tüm topluma yayılması öncelik olmalı. Elye'den, Karpaz'a ulaşacak, memurundan, işçisine kadar geniş kitleleri kucaklayacak bir düşünce tarzı yaratılmalı. Bunlar tabi ki geniş zamanlara yayılacak bir beklenti. Bunun için fırsatlar vardır. Topluma inmek, sokakta yer almak. Mesela; BES'in Lefkoşa Türk Belediyesi'ndeki grevi büyüyerek toplumsal bir harekete dönüştü. Binlerce insanın desteğini yanına aldı. Bu eylemin içinde yer almak önemli bir fırsat. Yani küçük toplantılar zamanla kitle hareketlerine dönüşmeli. Elimizde olmadan her hareketin altında bir art niyet aramaya ve şüphe duymaya başladık. Bu imajı da yıkmalı "Toparlanıyoruz" hareketi. Özetle toplumsal olarak hareketlenmeye ihtiyacımız var. Ve her adıma iyi niyetli yaklaşmak gerek. Günün sonunda ya toparlanacağız ya da bu coğrafyadan gitmek için TOPLANACAĞIZ.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları