Özersay haklı çıktı...

Yayın Tarihi: 21/11/19 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Maliye Eski Bakanı Serdar Denktaş’ın hükümetteki görevindeyken oğlu Rauf Denktaş’a Bakanlar Kuruluna bilgi vermeden 60 dönümlük bir arazi kiraladığının ortaya çıkması ya da böyle bir haberin servis edilmesi sonrasında Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın, Serdar Denktaş’ın dokunulmazlığının kaldırılabileceğini açıklaması Demokrat Parti cephesinde bir hayli rahatsızlık yarattı. O dönem kabine de Turizm ve Çevre Bakanı olarak görev yapan Fikri Ataoğlu bana bir açıklama yaparak bunun doğru olmadığını ve Denktaş’ın yaptığı tüm kiralamalarla ilgili Bakanlık görevinden istifa etmeden önce kabineyi bilgilendirip öyle istifa ettiğini söyledi.

 

Olaya bir açıdan bakamayız, bunu belirtmek lazım ancak şunu yazının hemen başında söylemek isterim ki Rauf Denktaş genç ve çalışkan bir işadamıdır ve babası aktif siyasettedir diye sıradan bir yatırımcının sahip olduğu haklardan hiçbir şekilde mahrum bırakılamaz. Bunun aksini savunmak bir Kıbrıslı Türk yatırımcıyı baltalamak olur.

 

Ancak olaya bir tek bu açıdan bakamayız. Orta yerde dönemin Maliye Eski bakanı Serdar Denktaş’ın bakanlar kurulundan habersiz yaptığı bazı yanlışlar olduğu HP Genel Sekreteri Yenal Senin’in de dün yaptığı açıklamayla açıklık kavuştu. Yenal Senin’in bu açıklamalarını okuyuncaya kadar HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ı doğruları konuşmadığını düşünerek sert bir şekilde eleştirmiştim.

 

Ancak bu belgeleri Senin paylaştıktan sonra Özersay’ın doğru söylediğine ikna oldum ve hayli canım sıkıldı.

 

Senin dünkü açıklamasında belirttiği önemli bir nokta var;

 

Serdar Denktaş’ın, dörtlü koalisyonun bozulmadan evvelki son Bakanlar Kurulu toplantısında sunduğu belgelerde, basında çıkan belgelerin bulunmadığını savunan Senin, “Kimse kusura bakmasın ama kendi verdikleri belgede gizledikleri ya da en iyi ihtimalle yazmayı unuttukları ilave bir 60 dönüm arazi kiralaması daha dün yayınlanan sözleşmelerle ortaya çıkmıştır. Belge ortada dururken gözümüzün içine baka baka bunun aksini savunmaya çalışanların var olması kabul edilemez. Kimin haklı olduğunu görmemiz, topluma gerçeği iletmemiz bağlamında bize ve diğer partilere ilgili şirketin kiraladığı yerlerle ilgili verilen belgeyi sizlere sunuyorum” diyerek, bahsi geçen belgeleri, sosyal medya hesabı üzerinden yayınladı. http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n304044-senin-belgeler-dururken-gozumuzun-icine-baka-baka-aksini-sav

 

Benim anlamadığım neden Serdar beyin Bakanlar Kuruluna gerekli bildirimi yapmaktan kaçınmış olmasıdır. Bakın yazının başında da ifade ettim; Rauf Denktaş’ın genç bir yatırımcı olarak bu ülkede yaşayan bir işadamı olarak sırf babası aktif siyasettedir diye yatırımdan men edilmesi ya da hakkı olandan mahrum bırakılması söz konusu olamaz ancak Serdar Denktaş’ın Maliye Bakanı olarak kabineyi bilgilendirmeden bu tür kiralamalar yapması izah edilebilir bir durum olmadığı gibi hem kendisine hem de ailesine zarar vermiştir.

 

Kamuoyunu da rahatsız etmiştir.

 

Özersay’ın ortakları neden sus pus oldular

 

Halkın Partisi’nin her ne kadar bazı konularda eleştirsek de geçmiş hükümette yaşanan etik dışı hareketlere ve yapılan yanlışlara tek başına tepki vermiş ve ortakları CTP ile TDP ses etmemiştir.

 

Yani bir başka deyişle hem Tufan Erhürman hem de Cemal Özyiğit dün ve bugün ortaya çıkan birçok kiralama işlemi ile ilgili olarak hem hükümetteyken hem de şu an muhalefetteyken sessiz kalmayı tercih etmiş, dahası bu noktada DP’ye sahip çıkmışlardır.

 

Özersay her ne konuda hükümetten çıkmış olursa olsun ki bana göre Cumhurbaşkanlığı adaylığı bunun ana nedenlerinden biridir, Hükümet içinde yaşanan sorunlara ve yapılan yanlışlara diğer ortakları ses etmeyerek yapılan yanlışlara ortak olmayı tercih etmişlerdir.

 

Görüyoruz ki CTP ve TDP ne yazık ki klasik KKTC politikasını uygulamış ve sessiz kalmayı tercih etmişlerdir. Öyle tahmin ediyorum ki bu iki partinin de tek gayesi hükümetin bozulmasını engellemek için sin da gülle geçsin politikasını sergilemek olmuştur.

 

Özersay’ı uyarmıştım

 

18 Nisan 2019 tarihli yazımda Kudret Özersay’ı ortaklarının yalnız bıraktığıyla ilgili bir yazı kaleme almış ve bu konuda dikkatli olması hususunda uyarmıştım. Tarih resmen tekerrür etmiş meğerse ..

 

Özersay’dan başka konuşan var mı?

 

Kudret Hocaya bir pozitif uyarı; Hocam farkında mısınız; ortaklarınız resmen sizi ateşin önüne attı ve izliyorlar. Var mı verilen sözlerin tutulması konusunda şikayet eden başka bir ortak. Bir bakın. Başbakan Erhürman’ın sesi çıkıyor mu? Ya da Serdar Denktaş’ın ya da Cemal hocanın.

 

 

Neden peki sesleri çıkmıyor? Birincisi halka verilen sözleri tutmamanın ayıbının kendi sorumlulukları olduğunu biliyorlar, ikincisi de sizin yıpranmanızı istiyorlar. Siz de gayet güzel yıpranıyorsunuz.

 

Ekonomi ciddi anlamda dibe vurdu ve Başbakan ve Özersay dışında bu konunun sorumluluğunu kimse üzerine almıyor. Baskılar dayanılmayacak hale geldiğinde Maliye Bakanı topu doğrudan Ankara’ya Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerine atıyor.

 

İyi güzel de bu şekilde bu hükümet nereye kadar nasıl devam edecek?” http://www.kibrispostasi.com/c1-KIBRIS_POSTASI_GAZETESI/j160/a34522-ozersayi-ortaklari-hep-yalniz-birakti

 

Dokunulmazlık temcit pilavı olmamalı

 

Yeri gelmişken şunu da söylemek lazım. HP genel Başkanı Özersay artık şunun dokunulmazlığını bunun dokunulmazlığını kaldıracağız demekten vazgeçmesi gerekiyor. Bu son derece yanlış bir söylem olduğu gibi artık ezbere girmiştir. Hali hazırda DPve YDP tüm vekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasını teklif eden iki partidir. Bu nedenle HP  de tüm dokunulmazlıkların bir an önce kaldırılmasına destek vermelidir.

 

Eğer bir siyasi yasalara aykırı bir şekilde gerek kendi gerek ailesi gerekse bir başkası için menfaat elde ettiyse; mahkemeye sevk edilip yargı önünde cezasını çekmelidir, ya da bu yönde bir takım iddialar varsa mahkemeye gidip aklanmalıdır.

 

Kimseye göz yumulması ya da görmezden gelinmesi söz konusu olamaz ama bunu söylemsel anlamda dile getirirken; bir yargıç edasında değil bir siyasetçi havasıyla yapmak lazım. Özersay burada yanlış yapıyor.

 

Daha çok konuşup çok yazacağız. Sürekli yazdığım ve söylediğim bir nokta var; Kudret Özersay artık bilgi birikimini doğru bir şekilde kamuoyuna kanalize etmeli ve akılcı davranmalıdır. Doğru ve yararlı bilgiler yanlış söylemlerle ölür ve kaybolur gider; hoca artık bunlara daha çok dikkat etmelidir.

 

Günün Sözü

"Yalnızların anlayamadığı tek şey bu; tek başına özgürlük ne işe yarayacak…"

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları