Tablo net olarak ortada

Sonbahar girişi, kışa hazırlık.

Daha öncede söylediğim gibi, rehavet bitiyor, ülke gerçek gündemiyle yüzleşmeye başlıyor.

Evet, ülke gerçek gündemiyle, olması gereken, ertelenen, görmezden gelinen, beklentileri küçülten, umutsuzluğu besleyen, esas tablosuyla baş başa.

KKTC'de hiçbir şey normal değil.

Normalin dışında olan her ne varsa, sıradanlaştı ve sistem oldu.

Ama tablo acı.

Adli yıl açıldı.

Her yıl olduğu gibi konuşmalar yapıldı.

Aslında yapılanlar sadece konuşma değil, ülkenin gerçek tablosunun, röntgenin ortaya konmasıdır.

Herkesin ciddiye alarak, üzerinde durarak, sorumluluk alarak defalarca dinlemesi, okuması gereken açıklamalar.

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik;

"Ülkede en büyük sorun kural tanımama. Bunu, kişilerin trafikte araba kullanma, gelişi güzel park etme alışkanlıkları, yola çöp atma, inşaat molozlarını ortada bırakma ve çevreyi kirletmekten görebiliriz.

Bunlar için gerekli denetim olmadığı gibi, kuralsız davranan kişilerin tespiti konusunda da zafiyet yaşanıyor. Caydırıcı müeyyide de uygulanmıyor.

Kişiler, kendilerini kuralların üzerinde görüyor. Kural tanımama, sadece kişilerde değil idari mekanizmalarda da ciddi bir sorun.

Ülkede hukuk, ceza, idari davaların sayısının azalmamasındaki en büyük neden, yaygın hale gelen kural tanımamazlıktır. Bir ülkede, kurallara, yasalara uyulması gerektiği küçük yaşlardan öğretilmelidir."

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı'nın konuşmasından da bir özet yaptım;

"KKTC devleti, ülkenin ve toplumun sorunlarına çözüm üretecek bir yapı olma niteliğinden hızla uzaklaşmaktadır. Daha da kötüsü, bu durumun gerek yönetenler, gerekse yönetilenler tarafından adeta kanıksanmış olmasıdır.

Toplumun geniş kesimlerinde devletten ve ülkeden umudun kesilmiş olduğunu, hiçbir konuda bir iyileşme beklenmediğini net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.

Buna ilaveten, devlete ilişkin memnuniyetsizliğin hafife alınmayacak bir şekilde öfkeye dönüştüğüne, daha da üzücüsü devletin, kişiler arası konuşma veya paylaşımlarda sıklıkla alay konusu olduğuna her gün tanıklık etmekteyiz.

Liyakat ilkesinin devlet tarafından uygulanmıyor olması, kamu hizmetlerindeki genel bozulmanın ve çöküşün ana sebebidir. Torpil ve partizanlık, devleti içeriden kemiren ve çökerten bir parazitten başka bir şey değildir. Kamunun pek çok kritik pozisyonu niteliksiz, yeteneksiz, başarısız kişilere teslim edilmiş durumdadır.”

Başsavcı Sarper Altıncık da önemli bir konuya net olarak dikkat çekti;

"Trafik, uyuşturucu ve cinsel suçlarda artış vardır. Özellikle küçük yaştaki mağdurlar dikkate alınarak, Şahadet Yasası’nda düzenleme yapılması gerekmektedir."

Daha nasıl anlatılsın, bilemiyorum.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı'nın şu söylemlerine ayrıca yer vermek isterim;

"Tüm kamusal görevlere girişte ve yükselmede aranan objektif kriterlerin yargı için de uygulanması gereklidir. Aksi halde atama ve yükselme kararlarının adalet ve doğruluğunun tartışılmasının önüne geçilemeyecek, bu husus ise yargıya en büyük zararı verecektir.

Yargıçların görevlerini tam bir bağımsızlık içerisinde ifa edecekleri, eleştirilme veya onaylanmama kaygısı hissetmeden vicdani kanaatlerini kullanabilecekleri koşulların sağlanması, hangi kıdemde olursa olsun, yargıçlar arasında yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili hiyerarşi, kontrol, talimat gibi algılanabilecek uygulamalardan özenle kaçınılması, Yüksek Mahkeme’nin ciddi hassasiyet göstermesi gereken konuların başında gelmelidir."

Bu tür gündemler, her adli yıl açılışında oluyor.

Bunlarla ilgili yazılar, bir teamül gibi, her yıl yazılıyor.

Bu yazı da öyle olacak, hatırlatmak, gündem de tutmak, verilen mesajların, yerine ulaşmasını sağlamak için, yine yazıldı.

Öncekiler yazıldığı yerde kaldı, bu yazı da öyle olacak.

Ta ki önümüzdeki yıl yeniden yazılana kadar.

Oysa olması gereken, yazılanların, söylenenlerin, o yer, zaman ve mekânda kalmaması.

Alınacak çok ders, mesaj ve uyarı var.

Bunlar daha iyi, daha yaşanası bir ülke için.

Tablo ortada, açık ve net.

Görmemek, duymamak, sorumluluk almamak niyete bağlı.