Burcu: "Kovboyculuğa özenmiş arkadaşlar var"
Yayın Tarihi: 15/04/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs geçici özel danışmanı Jane Holl Lute, geçen hafta adaya geldi.
Nabız yokladı, iki tarafla üst düzey görüşmeler yaptı.
Peki, nasıl ayrıldı?
Bu çerçevede, bu sorunun cevabıyla beraber, bugün BM Genel Sekreteri Guterres konuyla ilgili raporunu Güvenlik konseyine sunacak.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu ile Kıbrıs sorunu, çözüm süreci ve BM Genel Sekreteri Guterres'in raporuna dair beklentileri konuştuk.
Elbette bunlar yanında, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair Barış Burcu'nun düşüncelerini de sorguladım.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Burcu " Bizim içimiz çok rahat" dedi ve devamında özetle şunları seslendirdi;
"Sayın Lute, müzakereler için umut var mı, onu görmek için geldi. Bizim bu konuda içimiz rahat. Biz tüm belgelere, mutabakatlara bağlıyız. Sayın Anastasiades, 11 Şubat 2014 belgesinin içeriğine, tüm yakınlaşmalar ters yaklaşımlar sergiliyor. Malzeme belli, fakat Anastasiades tüm malzemeyi bırakarak, boşa kürek çekmek istiyor. Yani ortaklaşa bir yemek yapacağız, malzeme ortada, fakat kazanı boş yere karıştırmamızı istiyor.
Biz 1975'de federasyonu hedef koyduğumuz için federe devleti kurduk. Daha sonra KKTC'yi ilan ettik. Ne kazandık? Yine bir Başkan, kurumlar, güvenlik güçlerimiz vardı. Ama dünyayı, Türkiye'yi, kendi insanımızı bile ikna etmeden yaptık. Anında hayatımızı zorlaştıran kararlar alındı. Hala bunlarla mücadele ediyoruz.
BM her daim dengeli davranıyor. Raporlarına açıkça olmasa da, satır aralarında bazı mesajları veriyor. Artık hedefsiz, zamansız, çözüm odaklı olmayan müzakere süreci olmayacak. "
Tabi ki Sayın Burcu'nun, Kıbrıs konusuyla ilgili söylemleri sadece bunlar değil.
Açıklamaların tamamını haber olarak da bulabileceksiniz.
Ancak ben yazıma Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile ilgili konuştuklarımızla devam etmek istiyorum;
"Vatandaşlık konusu gündeme geldiğinde, bize 220 bin vatandaşımız olduğu resmi verilerimizle verildi. Sayın Cumhurbaşkanı, nüfus konusunda sadece gerçeği bulmak istedi.
Kimseyi suçlamak veya hesap sormak düşüncesinde değildi. Amaç sadece gerçeği bulmak. Farkında olmalıyız ki bu statüko sürdürülemez. Eşitliğimizi, özgürlüğümüzü tehdit edecek hiçbir çözüm, Sayın Cumhurbaşkanının kabul edeceği bir çözüm değildir.
Sayın Cumhurbaşkanının adaylık için kararı kendisine ait olmakla beraber, kendisi henüz bunu gündemine almadı. Aday olacak başka isimler, süreci erken başlatıp, öne çıkmaya çalışıyor olabilir. Ama Sayın Akıncı zaten halen bu görevde. Ve vizyonu, propagandası yaptıklarıdır.
Bazı arkadaşlar yanlış algılar yaratıyor. Türkiye ile olan ilişkilerde sırf siyaset, seçim uğruna derin çalışmalar yapılıyor. Bunlar çok ayıp ve yanlış. Bu makamın asıl sahibi Kıbrıs Türk toplumudur. Sayın Cumhurbaşkanı hem halkına saygı duyulacak bir liderlik yapıyor, hem de Türkiye ile birlikte, onların da hassas oldukları konulara saygı duyarak bu görevi sürdürüyor.
Farklı arayışlara giriyor bazı arkadaşlar. Rahmetli Denktaş'ı bir benzetme ile eleştirdik yıllarca. İki tabancalı kovboy benzetmesi yapmıştık. Bir tabanca ile Kıbrıs'ta ki hedefe, diğer tabanca ile de Türkiye'de ki hedefe ateş ediyor demiştik. Şimdi bu kovboyculuğa özenmiş siyasi figürler görüyoruz. Ben senin adamınım, emret paşam yapayım anlayışında olan arkadaşlar var. Gerçekten ayıp".
Nabız yokladı, iki tarafla üst düzey görüşmeler yaptı.
Peki, nasıl ayrıldı?
Bu çerçevede, bu sorunun cevabıyla beraber, bugün BM Genel Sekreteri Guterres konuyla ilgili raporunu Güvenlik konseyine sunacak.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu ile Kıbrıs sorunu, çözüm süreci ve BM Genel Sekreteri Guterres'in raporuna dair beklentileri konuştuk.
Elbette bunlar yanında, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair Barış Burcu'nun düşüncelerini de sorguladım.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Burcu " Bizim içimiz çok rahat" dedi ve devamında özetle şunları seslendirdi;
"Sayın Lute, müzakereler için umut var mı, onu görmek için geldi. Bizim bu konuda içimiz rahat. Biz tüm belgelere, mutabakatlara bağlıyız. Sayın Anastasiades, 11 Şubat 2014 belgesinin içeriğine, tüm yakınlaşmalar ters yaklaşımlar sergiliyor. Malzeme belli, fakat Anastasiades tüm malzemeyi bırakarak, boşa kürek çekmek istiyor. Yani ortaklaşa bir yemek yapacağız, malzeme ortada, fakat kazanı boş yere karıştırmamızı istiyor.
Biz 1975'de federasyonu hedef koyduğumuz için federe devleti kurduk. Daha sonra KKTC'yi ilan ettik. Ne kazandık? Yine bir Başkan, kurumlar, güvenlik güçlerimiz vardı. Ama dünyayı, Türkiye'yi, kendi insanımızı bile ikna etmeden yaptık. Anında hayatımızı zorlaştıran kararlar alındı. Hala bunlarla mücadele ediyoruz.
BM her daim dengeli davranıyor. Raporlarına açıkça olmasa da, satır aralarında bazı mesajları veriyor. Artık hedefsiz, zamansız, çözüm odaklı olmayan müzakere süreci olmayacak. "
Tabi ki Sayın Burcu'nun, Kıbrıs konusuyla ilgili söylemleri sadece bunlar değil.
Açıklamaların tamamını haber olarak da bulabileceksiniz.
Ancak ben yazıma Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile ilgili konuştuklarımızla devam etmek istiyorum;
"Vatandaşlık konusu gündeme geldiğinde, bize 220 bin vatandaşımız olduğu resmi verilerimizle verildi. Sayın Cumhurbaşkanı, nüfus konusunda sadece gerçeği bulmak istedi.
Kimseyi suçlamak veya hesap sormak düşüncesinde değildi. Amaç sadece gerçeği bulmak. Farkında olmalıyız ki bu statüko sürdürülemez. Eşitliğimizi, özgürlüğümüzü tehdit edecek hiçbir çözüm, Sayın Cumhurbaşkanının kabul edeceği bir çözüm değildir.
Sayın Cumhurbaşkanının adaylık için kararı kendisine ait olmakla beraber, kendisi henüz bunu gündemine almadı. Aday olacak başka isimler, süreci erken başlatıp, öne çıkmaya çalışıyor olabilir. Ama Sayın Akıncı zaten halen bu görevde. Ve vizyonu, propagandası yaptıklarıdır.
Bazı arkadaşlar yanlış algılar yaratıyor. Türkiye ile olan ilişkilerde sırf siyaset, seçim uğruna derin çalışmalar yapılıyor. Bunlar çok ayıp ve yanlış. Bu makamın asıl sahibi Kıbrıs Türk toplumudur. Sayın Cumhurbaşkanı hem halkına saygı duyulacak bir liderlik yapıyor, hem de Türkiye ile birlikte, onların da hassas oldukları konulara saygı duyarak bu görevi sürdürüyor.
Farklı arayışlara giriyor bazı arkadaşlar. Rahmetli Denktaş'ı bir benzetme ile eleştirdik yıllarca. İki tabancalı kovboy benzetmesi yapmıştık. Bir tabanca ile Kıbrıs'ta ki hedefe, diğer tabanca ile de Türkiye'de ki hedefe ateş ediyor demiştik. Şimdi bu kovboyculuğa özenmiş siyasi figürler görüyoruz. Ben senin adamınım, emret paşam yapayım anlayışında olan arkadaşlar var. Gerçekten ayıp".
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvarGözden Kaçmadı
#gozdenkacmadiDiğer Erçin ŞAHMARAN yazıları
05/12/24
04/12/24
02/12/24
29/11/24
27/11/24
25/11/24
22/11/24
20/11/24
18/11/24
13/11/24
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.